Kendimi hızlı adımlarla ilerleyerek Pizza Hut'ın bol sucuk ve peynir kokan mutfağına attım. Pekala, etraftan gelen koku bile buradan vegan ürün çıkmayacağını bağırıyor gibiydi ama pes etmeyecektim! Başıma dolabın kenarında asılı duran boneyi geçirdim ve boş tezgahın karşısına geçtim. Önceden hazırlanmış pizza hamurunu hemen önüme çektim. Domates sosuyla birkaç saniye bakıştım. Vegan mıydı bu? Yani şimdi vegan neydi ki? Off! Telefonumu açıp internete girdim ve dokunmatik tuşların yardımıyla vegan nedir? diye arama motoruna yazarak arattım. Çıkan sonucu beklerken çevrimdışısınız yazısıyla karşılaşıverdim. İnternet çekmiyordu!
"Allahın cezası şey seni," diye söylendim kendi kendime. Sanırım hislerime güvenerek bir şeyler uyduracaktım. Bir kere et yemedikleri kesindi! Yani önümdeki listeden çıkarmam gerekenleri bir kenara attım.
✖Sucuk
✖Sosis
✖Pastırma
✖Tavuk
Pizza sosunda sadece domates ve baharatlar vardı. Temiz! Sanırım veganlar sağlıklı otlarla falan besleniyordu. O zaman vejeteryandan farkları neydi ki? Tamam tamam, bunu sonra düşünürdüm; şimdi odaklanmam gerekiyordu!
Pizza sosunu yuvarlak açılmış hamurun üzerine güzelce yaydım. Ardından çedar peynirini serpiştirdim. Yeşil ve siyah zeytinleri de biberlerle beraber üzerine dağıttım. Eserimi farklı bir şeylerle noktalamam gerekiyordu. Bir süre etrafıma bakındım ve tezgahın yanında duran buzdolabını açtım. Gözüme çarpan yumurtaları aldığım gibi pizzamın üzerine kırdım. Sağlıklı olması gerekiyordu, değil mi? Yumurta bu işi hallederdi. Pizzamı fırın tepsisine alıp ateşe atacakken içeri Ahmet Bey girdi. Beni görünce kaşlarını çattı. "Ne peşindesin sen yine?" dedi, ardından güldü, "acıktın mı yoksa?" Bozuntuya vermeden sırıttım. Müşteriye var olmayan bir sipariş ürettiğimi söyleyecek değildim!
"Ay evet," dedim hemen, "hazır Sedat Bey de yokken kendime pizza yapayım dedim," diye devam ettim.
"Hazır pizza kalmamış mı ki?" derken dondurulmuş pizza deposunun kapağını açtı.
"Var da," dedim yalanımı devam ettirmek için zorlanırcasına, bir yandan da pizzamı kontrol ediyordum, "canım yeni bir şeyler yapmak istedi."
"Ne alem kızsın, Dilruba!" dedi kahkaha atarak. "Neyse!" Arkasını dönmeden önce ekledi. "Yaz geldi Kadıköy akşamlarının tadı kaçtı. Herkes şehir dışına kaçmış. Baksana, üç beş müşteri var." Ya, ne demezsin, diye geçirdim içimden aklıma metroda yaşadığım insan trafiği gelince. Kadıköy bana göre hala aynı şekilde kalabalıktı fakat yaz gelince burada pizza yemeğe gitmekten daha eğlenceli aktiviteler oluyordu; boğaz ya da ada turları gibi.
Eh, Ahmet Bey daima ayın çalışanı olduğundan böyle şeyleri sürekli kafasına takardı. Öyle ki, hayatını pizzaya adadığını, İtalya'yı ziyaret ederken Roma'da tanıştığı usta şeflerden öğrendiği pizza ve makarna tariflerini her seferinde ballandıra ballandıra anlatırdı. Ne var ki bu tutkusunu Pizza Hut'da şeflik yaparak harcamasını bir türlü anlayamamıştım. Halbuki onda şu televizyon kanallarına çıkan gurmelerden olacak ışık vardı.
Fazla düşüncelere dalmadan işime geri döndüm. Pizzam pişer pişmez onu tepsisinden sıyırıp beyaz ve temiz bir tabağa aldım. Kızın sipariş ettiği salatalar hazırdı. Bu yüzden onları da hemen paketledim. Tepsiye çatal bıçakları dizdim ve bir köşeye istediği gibi bir kutu Pepsi ile boş bir bardak bıraktım. Sipariş tamamlandığında Ahmet Bey'e gözükmemek için dikkatlice çevremi kolaçan edip mutfaktan ayrıldım ve kızın oturduğu masaya yürüdüm. Elimdeki tepsiden gurur duyarcasına gülümsedim. "Afiyet olsun!" dedim tepsiyi önüne koyarken.
Kız sevimli sevimli gülümseyerek karşısına bırakılan tepsiye göz kaydırdı. Hemen sonra yüzü düştü ve kaşlarını çattı. "Şaka yapıyorsun herhalde," dedi hiç beklemediğim bir tavırla, sanki az önceki kibar kız gidivermişti, "Vegan diye yumurtalı ve peynirli pizza mı servis ediyorsunuz siz?"
Off, seni cahil Dilruba! Boyundan büyük işlere karışmakta üstüne yoktu doğrusu.

YOU ARE READING
🍕Vegan Pizza ⚢
Teen FictionYüzümde oluşan sırıtışla arkamı döndüğüm esnada gözüme karşımdaki masada oturan kumral saçlı kız ilişti. Hemen elime sipariş defterini alarak kızın masasına doğru yürüdüm. Bu saatte Pizza Hut'ta tek başına yemek yiyecek kadar ne yaşamıştı acaba? "Ho...