🍕Vegan Pizza ⚢

8.8

Akşama doğru odamda oturup havanın otuz derece olmasına katlanamayan bedenim sayesinde klimayı açmış ve yatağımda uzanarak Youtube'dan Danla Biliç'in yüklediği yeni videoyu izlemeye koyulmuştum.

Evde olunca vakit o kadar da hızlı geçmiyordu. En azından annemle yaptığım sohbet iyi sonlanmıştı da aklımı kurcalamıyordu tekrarlanan düşüncelerim. Her şey tıkırında gidiyor gibiydi ve  bu oldukça şüphe uyandırıcıydı. Yani sonuçta oldukça şanssız bir kızdım ve mutluluğumun da bir limiti vardı.

Video sonlanınca Daha Sonra İzle kategorisine attığım bir şaka videosuna tıkladım. O sırada şarj olan telefonum yanıp söndü ve bir bildirim aldı. Hemen telefonuma uzandım ve ekran kilidini açıp gelen bildirime dokundum.

Azra Sezgin:
napıyorsun😛

Ben:
video izliyorum sen

Azra Sezgin:
çalışmaya ara verdim ben de
annenle misin

Ben:
yok
televizyon izliyor içeride😇

Azra Sezgin:
¿qué está viendo ella?

Azra birden İspanyolca konuşunca şaşırdım. Demek bildiğimiz ortak bir dil vardı. Gerçi ben daha öğrenme aşamasında sayılırdım.

Ben:
ispanyolcan mı var

Azra Sezgin:
lisede ikinci dilimdi

Ben:
ben de üniversitede seçtim ikinci dil olarak
bizim almancaydı ve pek sevmezdim

Azra Sezgin:
ben yardım ederim
iyidir ispanyolcam😉

Ben:
peki hocam😋
evlilik programı izliyor ayrıca
buraya kadar geliyor sesi😂

Azra Sezgin:
ayy çok saçmalar 😂

Ben:
evet
annem de sahte olduğunu bile bile izler zaten
bağımlı olmak bu olmalı😶

Azra Sezgin:
ben de bağımlıyım
ama sana😏

Kıkırdadım.

Ben:
çok romantiksin💘

Azra Sezgin:
biliyorum biliyorum😎
müsaitsen arayayım mı🙈
tekrar dönücem sonra testlere

Ben:
olur

Telefonum kısa süre sonra çalınca hemen aramayı onaylayıp telefonu kulağıma götürdüm. "Ölüyorum," diye dalga geçti Azra, acıklı bir ses tonuyla. "Beynim öyle yaşlandı ki zombi olsam yemezdim."

Güldüm. "Çalış çalış, zeki sevgilim. Tatil yapıp dinlendireceğim ben seni."

"Sahi ne oldu o konu?" dedi meraklanmış gibi bir anda.

"Halloldu. Ayın on beşinde gidebilirmişiz," deyip heyecanla sırıttım bir anda mutluluktan gülüp de domuz sesi çıkarmamak için yanağımın içini ısırırken.
"Bavulunu hazırla yani."

"Ayy heveslendim bak," dedikten sonra kıkırdadı. "Bekliyorum dört gözle."

"Ramazan ayına girdik, herkes evinde zaten. Sigarayı bırakabilsem tutardım oruç ama zor ya," dedim sessizliğin üzerine konuyu değiştirip. "Sizinkiler tutuyor mu?"

"Özge pis boğazın teki, asla tutamaz. Arda da ateist zaten. Ben de bu işlere girmiyorum pek," diye mırıldandı konuşmaktan çekinircesine. "Ramazan ve Kurban bayramı falan benim inanışımla fazla uyuşmuyor. Aç olanı doyururum, gider bağış falan yaparım daha iyi."

Görmeyecek olsa da belli belirsiz salladım başımı. "Sanırım ikimizin de tutmamak için kendince nedenleri var," dedim gülerek.

"Evet ama istersen bir gün deneyebiliriz. Azıcık kendimizi açlıkla sınamış oluruz," derken kıkırdadı.

Güldüm. "Deneriz, neden olmasın? Biraz sevap kazanalım," diye sırıtmaya devam ettim.

"Yavrum, beni hiçbir sevap kurtarmaz artık," demeden önce sesli bir kahkaha attı. Tatlı sesi kulağıma yayılınca yüzümdeki gülümseme daha bir irileşti. "Zaten Tanrı inancım falan var ama pek ibadetlere inanan biri değilim."

"Deist misin?" diye sordum hemen, onun hakkında bilgi almaktan keyif alırcasına.

"Yani, bir isim takacaksak, evet. Bana göre insanlar yaptıkları kötülük ve iyiliklere göre ödüllendirilip cezalandırılacak mantıksal varlıklar. Yazılı metinlerin doğruluğundan her zaman şüphe duymuşumdur. Bana insanların kendi doğrularına uyarlayarak yorumladıkları sözcükler gibi geliyor," derken sustu birden. "Neyse, herkesin özgür iradesi ve kendi inanç meselesi bunlar. Fazla kurcalamayalım."

"Sorun değil," diye söylendim ve o sırada yatağıma atlayan Tekila'yı bacağımın yanına çağırdım. "Dinlerim anlatırsan."

"Başka bir gün, belki yüz yüze konuşuruz," dedi ve boğazını temizledi. "Bak vakti de din üzerine konuşarak geçirdik, görüyor musun? Şimdi teste dönmem lazım," dedikten sonra alay eder gibi güldü.

"Seninle her konu hakkında konuşabilirim, bana hava hoş," dedim bir yandan yanıma yapışan Tekila'nın başını okşarken.

"Tamam o zaman, bekle beni şimdilik," deyip öpücük attı telefonun diğer ucundan. "Seni seviyorum."

"Ben de seni seviyorum," diye gülümsedim ve telefonu kapattım. Ah, Azra'yı keşfetmek ne güzel şeydi böyle!