Çaktırmadan arkamı dönerek Enes'in işaret ettiği kıza bakmayı ben de dilerdim ama kurduğu cümle kulaklarımdan geçerek anlam bulur bulmaz kafamı çevirmiş ve Azra'yla göz göze gelmiştim. Bir anda kalbim küt küt atmaya başladı. "Ne yapmam gerek?" dedim sessizce, elim ayağıma dolaşmış gibi hissediyordum.
Enes ciddi bir tavırla elime sipariş defterini tutuşturdu ve beni kolumdan çekiştirerek mutfaktan dışarıya çıkardı. "Garsonluk!" diye seslendi arkamdan.
Göz devirdim. Başımdaki kepi düzelttim ve derin bir nefes aldıktan sonra Azra'nın oturduğu masaya ilerlemeye başladım.
"Selam," deyip tatlı tatlı gülümsedim; en azından öyle olduğunu umdum.
"Otursana," yüzündeki minik gülümsemeyle karşısındaki koltuğu gösterdi.
Dudak büktüm. "Müşterilerle oturmamız yasak," ardından sanki bir sır verecekmiş gibi kulağına doğru eğildim, "Müdürümüz akşam altı gibi ayrılıyor. Eğer sabredersen belki daha sonra bir şeyler ayarlarım," geri çekilirken kıkırdadım.
Güldü. "Müdürleri sevmediğimi hatırladım," dedi eline menüyü alırken. "O halde sen bana şimdilik bir kutu kola getir," diyerek arkasına yaslandı. Ardından çantasından küçük bir defter çıkardı ve sayfalarını karıştırmaya başladı. İçindekilere baktığımın farkındaydı. "Minik mangalar," diye açıkladı, "canım sıkıldıkça çiziyorum. İlgini çekebilir," diyerek beni ima etti. Ah, sanırım görünüşüm o kadar barizdi. Anne tarafım Asya asıllıydı. Dedem Yokohama'da anneannemle tanışınca Türkiye'ye taşınmış ve annemi de burada büyütmüşler. Yani Asyalı genlerine sahiptim, ki gözlerim bunu belli ediyor olsa gerekti. Aslında bana kalırsa gözlerimin çekikliği hariç yarı Japon bile sayılmazdım; annem dedemin ısrarlarına rağmen benimle küçükken hiç Japonca konuşmamıştı ve Türkçe öğrenmemi istemişti.
"Güzel çiziyorsun," diye itiraf ettim. Daha yakından bakmamı istercesine çizim defterini elime uzattı. Sayfaları teker teker inceledim. Her biri tek bölümlük minik komiklerden oluşuyordu.
Gözüme bir tane yuri takıldı ama sesimi çıkarmadım ve sayfaları çizimler sonlanana kadar çevirmeye devam ettim. "Yeteneklisin bayağı," dedim defteri geri verirken.
Nazikçe gülümsedi. Yanaklarındaki piercingleri değiştirmişti; bu sefer siyahtılar. "Japon kültürünü seviyorum," dedi gözlerime bakarak, "yemekleriyle pek aram yok ama," burun kıvırsa da hemen kıkırdadı.
Güldüm. "Ben sana onların vegan halini yaparım, merak etme," diye dalga geçtim. Saf Dilruba, sanki istese kendi yapamaz, diye öttü iç sesim. Muhtemelen gerçekten sevmiyordu. Ardından fazla ilgi çektiğimi hatırlayarak ekledim, "siparişini getirsem iyi olacak. Sedat Bey ofisinden ayrılınca görüşürüz."
"Merak etme, buradayım," dedikten sonra göz kırptı.
İçeceklerin olduğu buzdolabına ilerlerken yüzümdeki gülümsemenin attığım her adımda büyümesine engel olamadım. Buzdolabını açıp istediği gibi bir kutu kola aldım ve tepsiye koyarak masasına geri döndüm. Azra elindeki minik deftere yeni bir manga çiziyordu. "Teşekkürler," deyip kolanın kapağını açtı ve ben tam yanından ayrılacakken elimi tutarak durmamı sağladı, "arada telefonuna bak."
Elinin elime değmesinden mi bilemesem de bir an için ses çıkaramadım ve ona sadece başımı sallamakla yetinebildim. Mutfağa döndüğümde üzerinden on dakika geçmişti ki telefonuma bir bildirim geldi.Azra Sezgin bir görüntü gönderdi.
Paylaştığı resme dokununca karşıma bir manga çıktı. Üç bölümden oluşuyordu. İki genç kız vardı; biri garson kıyafeti giyiyordu, ötekiyse küçük bir masada oturuyordu ve üzerinde Pizza Hut yazan menüyü elinde tutuyordu. Kafasındaki konuşma balonunda bir pizza resmi vardı. Pizzadan ok çekerek ucuna büyük harflerle vegan yazmıştı. İkinci bölümde garson kız ona bir tepsi uzatmıştı ve kafasındaki baloncukta yumurtalı bir pizza resmi duruyordu. Masada oturan kız somurtmuştu. Garson kız ise endişeli bakıyordu. Son bölümde garson kızın yüzü utançtan kızarmıştı ve tepesindeki konuşma balonunda 'sorry?' yazıyordu. Masada oturan kız ise sinirli bir ifadeyle kollarını hesap sorar gibi çapraz bağlamıştı. Mangayı her bir noktasına kadar inceledikten sonra gülümsedim ve kafamı kaldırınca Azra'nın da gülümseyerek bana baktığını gördüm.

YOU ARE READING
🍕Vegan Pizza ⚢
Teen FictionYüzümde oluşan sırıtışla arkamı döndüğüm esnada gözüme karşımdaki masada oturan kumral saçlı kız ilişti. Hemen elime sipariş defterini alarak kızın masasına doğru yürüdüm. Bu saatte Pizza Hut'ta tek başına yemek yiyecek kadar ne yaşamıştı acaba? "Ho...