2.8

2.9K 233 18
                                        

Azra kapıyı açmaya gittiğinde ben de kalkıp onları karşılamam gerektiğini hatırlayarak onu takip ettim. Özge, elinde Burger King paketiyle, bir yandan keyifle gülerken içeri girdi. Bu sefer -Büşra'nın aksine- dış görünüşü tam da tahmin ettiğim gibiydi; kısa kesilmiş gri saçları, dövmeli kolları ve siyah ağırlıklı salaş bir tarzı vardı. Üzerindeki ceketi portmantoya astı ve spor ayakkabılarını çıkardı. Hemen arkasından Azra'dan isminin Arda olduğunu öğrendiğim uzun boylu çocuk giriş yaptı. Biraz cüsseli biriydi ve afro tarz siyah kıvırcık saçları vardı, elindeyse içinde içki şişesine benzer bir şey olan beyaz bir poşet tutuyordu. "Al canım," diyerek Özge bana Burger King paketini uzattı, "büyük boy patates de aldım, umarım yersin," dediğinde mutluluktan ona sarılasım geldi bir anda. Bir süredir açlıktan karnımın guruldamasını engellemeye çalışıyordum da burada! "Ay çok teşekkür ederim ya," dedim nazik bir şekilde, "şuan paketi bile yiyebilirim," gülümsedim, hemen sonra hatırlamış gibi ekledim, "ne kadar tuttu?" Portmantoda duran çantamı alacaktım ki beni kolumdan tutarak durdurdu. "Saçmalama, misafirimizsin şurada. Benden hepsi," diye güldü.
Gülmekle yetindim; bu özelliğini Azra mı ondan almıştı yoksa o mu Azra'dan almıştı sorgulamadan edemedim. "Bu arada Özge ben, şu arkamdaki de Arda," deyip baş parmağıyla omzunun arkasını gösterdi.
Arda ile birbirimize bakarak gülümsedik. "Memnun oldum, ben de Dilruba."
"Biliyorum canım, senden bahsetti Azra," dedi Özge ve beklemeden mutfağa giriş yaptı. Bakışlarım Azra'yı bulunca gözlerini kaçırıp Özge'nin arkasından içeri ilerledi.
"Absent getirdim size," Arda elindeki poşeti mutfak tezgahına bıraktı. "İspanya'dayken almıştım. Arabada duruyordu. Alkol oranı yüzde yetmiş beş olduğundan Türkiye'de satışı yasak kendisinin," diye havalı havalı anlatmaya başladı. "Üç tekte gidiyorsunuz, fena bir şey," güldü. Sanırım bu içki 'Asla Denenmemesi Gerekenler' listemde yer almalıydı.
"Şu küp şekerle servis edilen içkiydi, değil mi?" diye araya girdi Azra. Bu tarz şeyler hakkında bilgisi olmasa şaşıracaktım.
"Aynen," Arda şişeyi poşetinden çıkarıp özenle buzdolabına kaldırdı. "Gece deneriz. Sen de katıl, Dilruba," dedi ve beklentiyle bana döndü. Allah kahretmesin ya, diye içimden geçirdim. Migros'ta iki tekiladan uzaklaşmaya çalışırken çocuklar geleli daha beş dakika olmadan bir şişe satışı illegal alkolle burun buruna gelmiştim. "Tabi," diyerek başımı salladım mecburen; 'yok canım, ben öpmeyeyim hiç; hastayım' ayağına yatmak da vardı tabi ama onlar içerken ben izleyecek değildim. O sırada Azra'nın bana bakıp güldüğünü fark edince salak salak sırıttım; eh, ne de olsa kafayı bulacağımın bir o farkındaydı.
Neyse ki şuanda ilgilenmem gereken şey bu değildi. Elimdeki hamburger, patates kızartması ve soğan halkası üçlüsüyle kaplı hazineyi bebeğimmiş gibi sıkıca tutarak çocuklarla beraber salona geçtim. Ortadaki sehpaya paketi bıraktım. Et kokusunu alan Köpük hemen kucağıma atladığında Özge kıkırdayarak güldü. "Köpeğimle tanışmışsın," deyip yanıma oturdu. "Aman eline geçmesin, kırıntı bırakmaz," diye ekledi.
Kahkaha attım ve Köpük'ü başından okşadım. Arda da Özge'nin yanına geçince Köpük tuhaf sesler eşliğinde hemen onun kucağına fırladı. "Ne yazık ki köpeğim sevgilimi benden fazla seviyor," dedi Özge alaylı alaylı dram yaparcasına.
"Ne komedi bir şey ya," diye söylendim ve Burger King paketinin içindekileri masaya dizmeye başladım. Hamburgeri kutusundan çıkardım ve bir ısırık aldım. Azra'ya göz kaydırınca onun sehpanın karşısında kalan tekli koltukta oturmuş, telefonuyla ilgilendiğini gördüm. Biriyle mesajlaşıyordu. Bir süre sonra telefonunu cebine koyup başını yukarı kaldırdı ve benimle göz göze gelince gülümseyerek göz kırptı. Ayaklandı ve kalkmamı istiyor gibi elini öne doğru uzattı. "Odamı gezmek ister misin?" dedi ardından, sonra da kendi hallerinde takılan Özgelere kısa bir bakış attı, "çifte kumruları da baş başa bırakmış oluruz."

🍕Vegan Pizza ⚢Where stories live. Discover now