1.4

3.1K 260 4
                                        

"Dün gece bunu düşürmüşsün parkta," diyerek elindeki beyaz kulaklığı bana uzattı Asena.
Tatlı tatlı gülümsedim. Aramızda geçenlerden ötürü bir şey diyecek diye korktuğum için en kısa zamanda gitmesini istiyordum. "Aa, sağol ya. Hiç farkında değilim," deyip kulaklığımı aldım. Herhalde şu roman kitabını çantamdan çıkarırken bunu da yere düşürmüştüm. "Tamam o zaman," diye devam ettim gitmesini beklercesine.
"Sana mesaj atmıştım, cevap vermedin," dedi birden. Sohbet hiç de iyi yerlere ilerlemiyordu. Ayrıca ondan mesaj falan da almamıştım.
"Öyle mi? Bana mesaj falan gelmedi," derken kaşlarımı çattım. Ne zaman yanımdan ayrıldığını anlamadığım Azra'ya göz kaydırdığımda bir köşede durmuş sigara içtiğini gördüm. Bizi izliyordu. Etraf sessiz olduğu için konuştuklarımızı da duyuyor olmalıydı. "Ya telefon numaram değişti, ondan herhalde," diye ekledim. Amacım telefon numaramı verip kızı postalamaktı ama gideceği yoktu; hala dikiliyordu karşımda.
"Ben de dün gece olanlardan ötürü aramız bozuldu sandım," dedi gülerek. Allahın cezası, sussana ya!
"Yok yok. Bak, bende telefon numaran var. Sana mesaj atarım, olur mu?" Tekrar Azra'ya baktığımda göz göze geldik. Hafifçe gülümsedim ama tepki vermedi.
Asena başını salladı. "Olur, o zaman görüşürüz sonra." Azra'ya dönüp nezaket kuralları gereği selam bile vermemişti. Neyse, kurtulmuştum en azından. Asena yürüyerek uzaklaştı, ben de Azra'nın yanına gittim. "Ben gideyim en iyisi artık," dedi Azra sigara izmaritini yere attıktan sonra. Hani kapıya kadar gelecekti? Ben mi yanlış anlamıştım?
Bir şey söylemedim. "Peki, buraya kadar eşlik ettiğin için teşekkürler," diye mırıldandım.
Gülümsedi. Önüne düşen kıvırcık saç tutamını kulağının arkasına sıkıştırıp yanağımı öpüverdi. Geri çekilmeden önceyse kulağıma doğru fısıldadı. "İyi geceler, manyak."
Bana böyle hitap ettiği için birden kıkırdadım. Aramız iyiydi. Belki de Asena'nın dediğini duymamıştı bile. Yani, illa bizi dinlemesi gerekmiyordu ki!
"İyi geceler," deyip arkama döndüm ve apartmana giriş yaptım. Annem uyumuştur diye sessiz olmak istercesine dairenin kapısını anahtarımla açtım. İlk katta oturduğumuz için merdiven ya da asansörle uğraşmıyordum, ki bu şuan herhalde tek şanslı olduğum noktaydı. Odama gittim ve çantamı sandalyeye astım. Üstümü maymun baskılı pijamalarımla değiştirdikten sonra yatağıma uzandım ve telefonumu elime aldım. Youtube'a girip geçen cuma Danla Biliç'in yüklediği ama sınavlarım yüzünden seyredemediğim videoyu izlenecek videolarımın arasından buldum ve açmadan önce kulaklığımı taktım. Video başlayalı üç dakika olmuştu ve Danla her zamanki dobra konuşmasıyla sohbetine hararetle devam ediyordu ki aklıma Asena geldi. Mesaj atmasam ayıp olur muydu? Off, hiç uğraşmak istemiyordum kızla. Yine de rehberimden adını buldum ve mesaj atmaya karar verdim.

Ben:
Selam Asena
Dilruba ben

Hemen cevap verdi. Zaten çevrimiçiydi.

Asena Çakır:
Tamamdır
kaydettim😉

Iy, en sevmediğim emojiyi yollamıştı. İyi bari uzatmadı, diye içimden geçirerek videoma geri döndüm ve kaldığı yerden izlemeye devam ettim. O anda üstten bir bildirim geldi. Ayy, sohbeti devam ettiriyordu kesin! Gelen bildirime girince bunun Asena'dan olmadığını gördüm; Azra Facebook'tan mesaj atmıştı. Adını görür görmez heyecandan kalbim tekledi.

Azra Sezgin:
bu gece güzeldi☺
ama elimden çekeceğin var
bayağı dalga geçeceğim🙊😋

🍕Vegan Pizza ⚢Where stories live. Discover now