Kafeden ayrılmamızın ardından Azra'nın sözünü ettiği parka gelmemiz en fazla on dakikamızı almıştı. Sahiden de parkın bir köşesinde bahsettiği bisiklet standı hala duruyordu; yolun karşısında da bisiklet tamircisi vardı.
Off ya, son umudum da yok olmuştu; kesin rezil olacaktım!
Kaderime razı olarak kırmızı bir bisiklet seçtim kendime. Beşer liralığına bir saatlik kiraladık. Dolunay ve Azra hemen bindi ve sürmeye başladı. "Ne bekliyorsun? Binsene sen de," diye seslendi Azra önümde yavaşça ilerlerken. "Beklemeyin siz. Ben bineceğim şimdi," derken öyle içime doğru konuşmuştum ki ben bile kendi sesimi zor duymuştum. Bacağımı kaldırıp bisikletin öteki tarafına attım ve dikkatlice seleye oturdum. Fren olduğunu tahmin ettiğim kayışa basarak kazayla kaymamayı garanti almaya çalıştım. "Gelsene, kızım!" dedi Azra birkaç metre öteden.
Daha fazla baskıyı kaldıramayan bedenim fren kayışını geri çekti. Artık Allah ne gösterdiyse, diye içimden geçirdiğim gibi kendimi kaldırımlık yokuştan serbest bırakmamla bir an için dengeyi bulduğumu düşünmem pek uzun sürmemişti; ne yazık ki bu yanılgının ardından kendimi yerde bulmuştum, üzerime düşen bir bisiklet ve yere sürten dirseğim eşliğinde. Acıyla kıvransam da tepkisiz kalmaya çalıştım ve ayağa kalkmak için yerimde kıpırdandım. Hemen o anda yoldan geçen biri hareket etmemi engelleyen bisikleti üzerimden geri çekti. Azra da yetişerek beni elimden tuttu ve kalkmama yardımcı oldu. "Nasıl düştün öyle? Kaldırıma mı takıldı tekerin?"
Off ya, hala fark edememiş miydi süremediğimi? Resmen bir tek alnımda yazmadığı kalmıştı halbuki!
"Bence hanımefendi yeni yeni öğrenmeye çalışıyor," dedi o anda hala yanımızda olduğunu ve koluna tutunduğumu fark ettiğim orta yaşlı bayan. Bir diğer elinde pazar çantası vardı. Hemen elimi geri çektim.
"Teşekkür ederim," diye gülümsedim. Eh, barizdi ki bu dediğimin birden fazla anlamı vardı.
"Aman dikkatli olun, yavrum. Bu sokakta hep kazazede oluyor," deyip yoluna devam etti."Bisiklet kullanmayı bilmiyor musun?" diye sordu Dolunay o gittikten sonra, yetmemiş gibi iyice yüzüme vurarcasına.
Azra ona 'hiç öyle denir mi?' ifadesiyle gözlerini büyüterek baktı. "Keşke haber verseydin. Utanmana gerek yoktu ki," diye gülümsedi. "Ben de yüzmeyi bilmiyorum mesela. Çok korkarım balıklardan," dedikten sonra bana moral vermek istercesine kıkırdadı.
"Sanırım artık tüm sokak öğrendi," dedim kendimle dalga geçen bir sesle.
"Bir şey olmadı, değil mi? Tam da göremedim düştüğünü." Azra bir yerimde yara var mı diye beni şöyle bir gözden geçirdi.
"Dirseğimi sürttüm ama boş ver. Siz en iyisi bensiz gezin, ben de bir yerde oturur beklerim," diye cümlemi tamamlayacakken Azra'nın kaşları memnuniyetsizlikle çatılıverdi.
"Sen de ne meraklısın bir yerlerde bizi beklemeye," dedi azarlar gibi; bu dediği lunaparka gittiğimizde takındığım tavıra gönderme miydi emin değildim. "Öğreneceksin hemen şimdi. Çok basit, merak etme. Patene de gelecek sonra sıra," deyip gözüyle bisikletimi işaret etti. "Bin hadi, tutacağım arkandan."
Azra'ya olan güvenim bu söylediğini -ne kadar korksam da- ikiletmeden bisiklete oturmama neden oldu.Ne yalan söyleyeyim, bir gün Eskişehir'in ara sokaklarından birinde bisiklet kullanmayı öğrenmek benim de başıma geleceğini düşündüğüm bir şey değildi.
Ben kaldırımda pedal çevirmeye başladığımda Azra selemin arkasından tutarak bana destek olmaya başladı. Bir an yana kayıp düşecek gibi oldum ama hemen bisikletimi yakalayarak düzeltti.
"Korkma, hızlan. Dengeni daha kolay alırsın," diye taktik verdi düz yol almayı becerince. Dediğini yaptım ve pedalı daha çok çevirdim. Yol kenarında park edilmiş arabaların kenarından bisikleti süratle sürerken artık yönümü kontrol edebilirmişim gibi rahat hissediyordum. "Oha! Çaktım galiba!" diye Azra'ya dönmek istedim ama onun arkamda olmadığını, birkaç metre gerimde bisiklete bindiğini gördüm. Bana güldü ve neşeyle el salladı, sonra yüzü telaşlı bir hal aldı. "Dikkat et!" diye seslendi. Önüme döner dönmez frene abandım ve yoldan geçen arabayla burun buruna geldim. Kulağımı delen korna sesi ve "önüne baksana be kızım!" bağrışlarıyla aniden frenleyen araba yanımdan hızla geçip gitti, ben ise kalbimin küt küt eden sesiyle baş başa kaldım.

YOU ARE READING
🍕Vegan Pizza ⚢
Teen FictionYüzümde oluşan sırıtışla arkamı döndüğüm esnada gözüme karşımdaki masada oturan kumral saçlı kız ilişti. Hemen elime sipariş defterini alarak kızın masasına doğru yürüdüm. Bu saatte Pizza Hut'ta tek başına yemek yiyecek kadar ne yaşamıştı acaba? "Ho...