Mert arabayı tanıdık apartmanın önüne park ettikten sonra el frenini geri çekti. "Tanıştığıma çok memnun oldum tekrardan," diyerek bize döndü ardından. "Umarım yine görüşürüz. Ailene benim adıma selam söyle, başınız sağ olsun," deyip elini tokalaşmak için Azra'ya uzattı.
Azra -sanki baş sağlığı almaktan pek haz etmiyormuş gibi biraz yarım yamalak gülümserken- Mert'in elini tuttu. "Ben de çok memnun oldum, sağ ol," diyerek tokalaştı. Mert hemen benimle de hızlıca tokalaştıktan sonra Dolunay'a döndü. "Yazarım sana, tamam mı?" diye gülümsedi.
Dolunay başını salladı; yüzünde gözlerine yansıyan bir bir mutluluk vardı. Öyle ki gülümserken parıl parıldılar resmen. "Olur, görüşürüz."
Araba kapısını açıp dışarı ittirdim ve kaldırıma bastım.
Apartmana girdik. Girişin biraz ötesinde bulunan floresan lambayla aydınlatılmış koridora ulaştıktan sonra asansörü çağırdık. "Teşekkür ederim, kızlar. Biraz da olsa kafam boşaldı," diye söylendi Azra, asansörün gelmesini beklerken.
Dolunay minyon kızın beline sıkıca sarıldı. "Her zaman, aşkım benim," dedikten sonra onu yanaklarından öptü.
Onları seyreden gözlerim bir an için başka yöne kaçtı. Azra kıkırdayarak kızın kolları arasından ayrıldı. "Dur kızım, sevgilim kıskanç benim," diye sırıttı ve benimle göz göze gelir gelmez imalı imalı göz kırptı.
Güldüm. "Sorun değil," diye mırıldandım her ne kadar doğru olmasa da; onu paylaşmak istemiyordum elbette!
"Hı-hı, öyledir," dedi ve tekrar güldü Azra.
Dolunay koluma takıldı. "Merak etme, ona o gözle bakmama imkan yok. Hem Mert'im var benim!"Eve girdiğimizde salonda oturan oldukça kalabalık bir grup insan vardı. Azra onları görür görmez yüzünde buruk bir gülümseme belirdi. Teker teker her birinin elini öptü. "Hoş geldiniz," diyerek sarıldığı son kişiye döndü, "nasılsın Aysu Ablacığım? Çok trafik var mıydı?"
"Yoktu, güzelim. Olsa da dert değil," deyip çayından yudumladı saçlarına yeni röfle atılmış genç kadın. "Çok üzgünüm. Başın sağ olsun," dedi ve sanki destek olmak istercesine Azra'nın elini tuttu sonra da.
Azra belli belirsiz başını sallamakla yetindi. Ben de misafirlere selam verip bir köşeye oturdum. Dolunay olmasa burada kendimi daha da yabancı hissedecektim çünkü Azra tam karşımda uzak akrabalarıyla konuşuyordu. Duyduğuma göre vefat eden annesi uzun zamandır meme kanserini yenmeye çalışıyormuş. Ne diye bunu kıza hatırlattıklarını bilmesem de sinirlerimin bozulmamasını istercesine başka şeylere odaklanmaya çalıştım.Üzerinden geçen birkaç dakikalık okul, iş ve eski zamanları anan sohbetin ardından Azra ayaklandı. Misafirlerin de yardımıyla sofra hazırlandı ve yemekler yendi. Önüme konan un helvasını kaşıklarken gözlerim Azra'dan ayrılmıyordu. Üzüntüden iştahı kesilmiş gibi önüne konan hiçbir şeye dokunmamıştı. Neyse ki kimse hadsizlik edip de kızın yarasını deşecek konulardan bahsetmemişti; ondan olmalıydı ki en azından yüzü gerçekten gülüyordu. Bu sırada ben de biraz Dolunay ile çene çaldım; bana Mert hakkında bir şeylerden bahsetti, sonra da isteğim üzerine Azra'nın fobilerini anlattı. Ne yani? Hep ben mi korkacaktım?
Öğrendiğime göre tripofobisi varmış; yani delikli yüzeylerden aşırı rahatsız oluyormuş. Hatta görür görmez kaşıntı başlıyormuş kızda. Bir defasında doğum günü pastasının dekoru deliklerle dolu diye gün boyu midesi bulanmış. Eh, tabi bunları duyunca pek uğraşasım gelmedi fobisiyle. Yani sadece o dalga geçmeye devam edecekti anlaşılan, ki bu konuda bir sıkıntım da yoktu!
Yemekten sonra Azra yanıma geldi. "Aysu Ablalar birazdan kalkacaklarmış. Odaya geçin siz, onları yolcu edip geleceğim," deyip yanağımı tutarak başımın tepesine bir öpücük bıraktı.
"Ben kalmayayım, canım," diye araya girdi Dolunay. "Annem mesaj attı. Kardeşin bu gece yalnız kalacak, ona bak diyor."
"Ömer hala bebek mi ya?" dedi Azra gülerken. "Ne yavaş büyüyor."
"Aynen valla, maalesef yeni bastı dördüne. Neyse, kaçayım ben de."Kızlar hızlıca vedalaştı. Azra giriş kapısına yönelmeden önce bana odasına gitmemi işaret etti. Dediğini yaptım ve arkama dönerek uzun koridora doğru adımladım.

BẠN ĐANG ĐỌC
🍕Vegan Pizza ⚢
Teen FictionYüzümde oluşan sırıtışla arkamı döndüğüm esnada gözüme karşımdaki masada oturan kumral saçlı kız ilişti. Hemen elime sipariş defterini alarak kızın masasına doğru yürüdüm. Bu saatte Pizza Hut'ta tek başına yemek yiyecek kadar ne yaşamıştı acaba? "Ho...