Annemlerle ettiğim bol kahkahalı sohbetten, yediğim lezzetli yemeklerden ve okuduğum birkaç Azra kokulu mesajdan oluşan kaçamak akşamın sonunda saat dokuza gelirken Bostancı'ya geri döndüğümüzde Banu Abla da bizimle kalmaya karar vermişti. Kocası ile atışıp duruyorlarmış evde; Banu Abla'nın çocuğu yoktu ve bu gidişle bir göz kırpışı kadar kısa sürede boşanmalarından korkuyordum. Tanıdığımdan beri harika geçinen insanlar olarak bilmiştim Banu Abla ile Ferhat Amca'yı; herhalde her ilişki dışarıdan oldukça sorunsuz görünüyordu, şu zamanlarda çok özlenilen sosyal medya ilişkileri gibi yani. Azra ile böyle sahte bir ilişki yaşamak istemiyordum ben.
Üzerime pandalı kırmızı pijamalarımı giydikten sonra annemlere iyi geceler dilemek için mutfağa girdim. Balkonda oturmuş, sigara içiyorlardı. "Ben odamda olacağım, size keyifli sohbetler ve iyi geceler," derken yanımda getirdiğim kokuşmuş kahvaltı tabağını da bulaşık makinesine kaldırdım.
"İyi geceler, kuzum," diye öpücük yolladı annem. Onu da Banu Abla takip etti. "İyi geceler, güzellik."
İkisine de gülümseyerek mutfaktan ayrıldım ve odama yol aldım. Kedim Tekila da arkama takılıverdi ve benimle beraber yatağıma atladı. "Özledin mi beni, koca kulak?!" der demez kedimin beyaz karnını sevmeye başladım ben de. O sırada telefonum titredi ve bir mesaj bildirimi aldım. Tekila'yla oynamaya son verip hemen telefonumu kaptım ve ekrana giriş yaptım.
Azra Sezgin:
dizim bitti
Siz döndünüz mü👀Ben:
döndük şimdi
kedimle takılıyorum😋Azra Sezgin:
benim kedim de benle konuşuyor🐱Kıkırdadım.
Ben:
üzgünüm...
ama bu konuşma
aklıma garip fanteziler getirdiAzra Sezgin:
hahahah
sapık kedi😼Gülerek ses kaydına dokundum. "Miyav," deyip kaydı Azra'ya gönderdim.
Azra Sezgin:
arsız kız ya
Skype açmak için yorgun değilsindir umarım😜Kalbim hızlandı. Ne zaman onu görecek olsam bir süre için böyle hissediyordum işte.
Ben:
hayır daha yatmamAzra Sezgin:
O halde bilgisayarını aç ve kameranı hazırla sevgilim
seni görmeyi özledimBen:
birileri sabah bizimle kahvaltı edebilirdi ama...Azra Sezgin:
ama biraz sinirliydik ve yalnız kalmalıydıkBen:
Doğru
neyse bu konuya yüz yüze devam edecektik
bilgisayarı açıyorum😇Ayy sahiden ne haltıma o zamana dönüyordum ki? Neyse, fazla pot kırmadan toparladığımı umuyordum.
Azra Sezgin:
Bekliyorum bebeğimYatak ucunda duran bilgisayarımı kucağıma aldım ve kapağını kaldırdım. Bilgisayar açıldığında hemen araç çubuğunda gözüken Skype logosuna tıkladım ve hesabıma giriş yaptım. Azra çevrimiçi görünüyordu. Kulaklıklarımı taktım ve daha fazla beklemeden ona görüntülü arama isteği yolladım. Birkaç saniye içinde Azra'nın tatlı yüzü bilgisayar ekranımdaydı.
"Tekrar merhaba, minik kedi," dedi gülerek. Gözlerim gamzelerinde parlayan piercinglerine kaydı, ardından mavi gözlerine odaklandı.
Güldüm. "Merhaba, güzel kız," diye dil çıkardım.
"Bak bak, orada olsaydım kapardım onu," deyip göz kırptı Azra. İçim bir hoş olduğu için sırıtmakla yetinebildim. Sanki aramızda farklı bir çekim falan vardı şuan.
"Nasıl yapardın ki onu?" diyerek üzerine gittim Azra'nın. Bu cesareti de nereden bulmuştum acaba? Ayy resmen kıza kamerada kur yapıyordum!
"Biliyorsun bence," dedi bir kez daha göz kırpmadan hemen önce.
Kıkırdadım. O böyle tatlı tatlı göz kırptıkça Azra'nın yanımda olmasını ve onu üst üste öpmeyi istiyordum. "Göstermeni isterdim valla, özledim şimdiden seni," diye itiraf ettim iç çeker gibi.
Azra dudaklarını yaladı ve aklına bir fikir gelmiş gibi muzipçe güldü. "Bir oyun oynayalım mı?"
"Ne oyunu?" deyip diz üstü bilgisayarımı yastığımın üzerine bıraktım ve yüz üstü uzandım; aksi halde kamburum çıkacaktı bu pozisyonda dura dura.
"Şöyle, birbirimiz hakkında bazı çıkarımlar yapacağız," dedi açıklamaya başlamak için, "herhangi bir çıkarım olabilir. Mesela, senin sevdiğin renk mor gibi. Eğer tutturursam sıra sana geçecek ve sen de benim hakkımda bir çıkarım yapacaksın," dedikten sonra kocaman sırıttı.
"Ya tutmazsa?" diyerek dirseklerimden destek alıp yanaklarımı avuç içime yasladım.
Omuz silkti. "Üzerinden bir parça çıkaracaksın," deyip gülmeye devam etti, "kabul edersen tabii. Oynamak zorunda değiliz," diye ekledi ardından.
Bir süre Azra'nın oyunbaz gözlerine şaşkınca bakındım, daha sonra kıkır kıkır güldüm. "Peki," dedim gülmeye devam ederken, "deneyebilirim sanırım."
Azra pek memnun olmuş bir ifadeyle gülümseyip dudaklarını ısırdı. "Pekala o zaman," deyip ayağa kalktı, "bekle, kapıyı kitlemeye gidiyorum," ekrandan ayrıldı. Birkaç saniye içinde geri döndüğünde bilgisayarını kucağına aldı ve yatağına geri oturdu.
Ben de mi kitlemeliydim acaba? Aman canım! Annem arkadaşıyla dedikodu yapıp keyif sigarası içiyordu; girmezdi zaten bu saatte odama.
"Kim başlayacak?" diye sordum o yerine yerleşir yerleşmez.
Azra kıkırdadı. "Bayağı heveslendin bakıyorum," kıvırcık saçlarını bileğindeki lastik tokayla toplayarak topuz haline getirdi. "Şimdiden sıcakladım valla," elini yelpaze misali sallarken ekledi, "sen küçüksün, sen başla oyuna."
Güldüm. "Öyle olsun, anne," dedim alaylı bir tonlamayla. Azra hakkında bir çıkarım oluşturmak için beyin fırtınası yapmaya başladım. Çok zor olmamalıydı; birbirimizi az çok tanıyorduk, tabi elbette henüz keşfetmediğimiz yanlarımız mutlaka vardı.
Azra'nın hobisi manga çizmekti, yani bu konuda bir şeyler düşünebilirdim. "Daha önce resim kursuna gitmiş olabilirsin," diye uyduruverdim sonunda. Tutabilirdi ama! Gerçekten güzel çiziyordu ve tekniğini öğrenmişse şaşırmayacaktım.
Azra güldü. "Yanlış, bebeğim. Hiç ders almadım, kendimi çizerek geliştirdim. Hadi soyun bakalım," derken sırıtmaya devam ediyordu.
Üstüme baktım; üzerimde pandalı pijamalarımdan başka hiçbir şey yoktu ki yahu! Bu yüzden de pijama altımı çıkarmaya karar verdim ve yerimde toparlanıp pijamayı bacaklarımdan aşağı sıyırdım. "Buyurun, çıkarımınızı alayım," deyip tekrar uzandım yatağıma.
Azra kolaymış gibi hemen dudaklarını yaladı. "Japonya'ya hiç gitmedin." Off ama bu haksızlıktı! Tabii ki de doğruydu; dedim ya, annem bana Japonca dahi öğrenmemişti! Ayy arada öğrenmiş olmayı da istemiyor değildim yani; iki dilli olmak bir ayrıcalık olurdu şimdi bizim bölümde.
"Bildin," dedim göz devirerek. "Çok hilekarsın yaa! Bu çıkarım değil, bariz bir gerçek! Hiçbir alakam yok onlarla, şu gözlerim dışında," işaret parmağımla ufak ve göz kapakları düşük gözlerimi gösterdim.
Azra gülmeye başladı. "Ben de bu yüzden öyle tahmin ettim, güzelim. Oraya gitmiş olsaydın mangadan çoktan haberin olurdu bence."
Ben de güldüm kendime. Doğru, o kadar da imkansız görünmüyordu bunu çıkarmak. Azra hakkında daha kesin bir sonuca varmaya çalıştım bu sefer. Bakışlarım da dalgın dalgın klavyede gezinmeye başladı.
Dövmeler hakkında bir şeyler bulabilirdim. Belki de dövme işini Eskişehir'de yaşayan arkadaşı Kerem'den öğrenmişti; sonuçta onun da bir dövme salonu vardı.
Ben tam konuşmaya başlıyordum ki bir anda kapı tıklatıldı ve hemen ardından açıldı. Off annemin hiç huyu değildi bunu yapmak! Nereden çıkmıştı şimdi ya?

BINABASA MO ANG
🍕Vegan Pizza ⚢
Teen FictionYüzümde oluşan sırıtışla arkamı döndüğüm esnada gözüme karşımdaki masada oturan kumral saçlı kız ilişti. Hemen elime sipariş defterini alarak kızın masasına doğru yürüdüm. Bu saatte Pizza Hut'ta tek başına yemek yiyecek kadar ne yaşamıştı acaba? "Ho...