Arka fonda çalan The Rolling Stones'dan Paint It Black eşliğinde -yanlış duymadıysam Begüm'ün dayısı The Rolling Stones hayranıymış falan filan- fondip atarken artık daha fazla düşünmeyi çoktan bıraktığımın farkındaydım. Neden her şeyi en ayrıntısına kadar üst üste düşünerek anı kaybediyordum ki?
Siktir etsene, Dilruba, diye söylendim kendi kendime.
Azra elime kalan son tekila shotı tutuşturup güldü. "Gözlerin çok boş bakıyor. İyi misin?"
Olmadığımı biliyordu. Tabii ki de uçmuştum çoktan; neredeyse altıncı shotımı atmak üzereydim ve ben bir şişe bira ile bile kafayı bulurdum!
"Yani... şey, biraz midem bulanıyor ama iyiyim ya," diye geveledim sessizce. O da duymamış olmalıydı herhalde.
"Gel, istersen lavobaya gidelim," dedi duyduğunu bariz bir şekilde belli ederek.
Biz tam ayaklanmak üzereydik ki Ege kolumu çekti. Hoşt! Yürü git be!
"Hayır hayır. Kusmak falan yok hiç. Hangisini Tercih Ederdin oynayacağız şimdi," diyerek oturttu beni yerime.
Azra omuz silkti. "Şu oyun bitsin gideriz, olur mu?"
Hafifçe kafamı salladım. Öte yandan, Ege'nin söz ettiği oyun hakkında da hiçbir fikrim yoktu. Neydi bu Amerikan özentisi oyunun amacı Allah aşkına? Hem bu kafayla da oynanır mıydı böyle şeyler hiç yahu?! Eh, tabi sonra anladım ki asıl bu kafayla oynamakmış amaçları.
"Bilmiyorsanız açıklayayım," diye başladı Burak çok tecrübe etmiş bir tavırla. "Oyun saat yönünde ilerliyor. İki seçenekli ama birbiriyle bağlantılı bir tercih sorusu yönelteceksiniz yanınızdaki kişiye. O da bir dakika içinde yanıtlamak ve yeni bir soru yöneltmek zorunda sıradakine. Hızlı düşün, hızlı oyna yani. Tabi bu kafayla nasıl olacak orasını bilmem," dedi salak salak sırıtarak.
Off, iyi de ben hiç hazır cevap değildim ki ya! Öyle ki verdiğim cevapları bile gece yatmadan önce değiştirir, keşke şunu deseydim diye kendimi yerdim.
"Zaten bilmeyen de yoktur herhalde," dedi Azra hemen omzumun ardından. "İlköğretimde bile oynardık bunu biz," derken alaylı alaylı güldü.
Bir şey diyemedim. Başından beri cahil kızın tekiydim zaten, ne bekliyordunuz?
"E başlayalım hadi," diye gülümsedi Begüm hevesli hevesli.
"Tamam, ilk en küçük olan başlar. Doğum tarihleriniz? Benim ki 5 Kasım 1995." Enes beklentiyle bize baktı.
"26 Temmuz 1996," dedi Azra.
"12 Ocak," diyerek dudağını ısırdı Begüm. Oğlak burcuydu demek; zaten vakit ilerledikçe pek de düşündüğüm gibi kendini beğenmişin teki çıkmamıştı. Hiç insan sarrafı değildim yani ben de. "1997."
"7 Mart 1996," derken rahat bir tavırla Ege'ye baktı Burak.
"12 Aralık," dedi Ege de. "Ama neyse ki 95'liyiz, kardeşim."
Sıra bana gelince ben de cevapladım. Ne de olsa en küçüğümüz belli olmuştu. "20 Kasım 1996."
"Hadi başla güzelim," dedi Enes çekici olmak isteyen bir tınıyla. Tanıyordum onu, kıza kur yapmadan edemiyordu resmen!
"Tamam... Kel olmayı mı tercih ederdin, yoksa her yerinin saçla kaplı olmasını mı?"
Enes çok basitmiş gibi güldü. "Kel olmayı. Çok fena bir şey değil, kanser atlattım." Begüm bunu duyunca utanıp kızarır gibi oldu. Enes bunu pek takmıyor gibi ekledi. "Bir günü Wifi'sız geçirmek mi, yoksa bir günü telefonsuz geçirmek mi?"
"Telefonsuz," diye yanıtladı hemen Burak. "Zaten sapın tekiyim, oğlum. Wifi ile LOL falan oynuyorum en azından."
Sanırım her erkek hayatında bir kez de olsa oynuyordu şu oyunu, diye düşündüm. Bu konuyu bir kenara çekersek, sorular oldukça zararsız göründüğü için seviniyordum bir yandan da.
Burak Azra'ya döndü. "Daha yeni tanıştık senle de. Pek soru gelmiyor aklıma," dedi güle güle. Azra da gülümsedi.
"Kırk saniye," diye uyardı Enes telefonundan sayaca bakarak.
"Hayalinin kariyerine mi sahip olmayı tercih ederdin, yoksa hayalinin aşkına sahip olmayı mı?" dedi Burak son on beş saniye kala.
Azra hiç düşünmeden yanıtladı. "Kariyer," ardından bana döndü. Kıkırdayarak dudaklarını yaladı. "Kulaklarının vajina olmasını mı, yoksa parmaklarının penis olmasını mı tercih ederdin?"
Allahım ya, resmen soruların seviyesiyle oynayan kişi Azra olmuştu! Şimdi herkes saçma sorular soracaktı!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
🍕Vegan Pizza ⚢
Teen FictionYüzümde oluşan sırıtışla arkamı döndüğüm esnada gözüme karşımdaki masada oturan kumral saçlı kız ilişti. Hemen elime sipariş defterini alarak kızın masasına doğru yürüdüm. Bu saatte Pizza Hut'ta tek başına yemek yiyecek kadar ne yaşamıştı acaba? "Ho...