Her pazartesi olduğu gibi alarmımın dokuza çeyrek kala ötmesiyle uyandım. Annem bu saatte uyanmazdı, bu yüzden kahvaltımı hafta içi kendim hazırlardım. Ayağa fırlayıp üzerime hızlıca kot pantolon ve ince bir tişört giydim. Hava yirmi dereceydi ve güneşliydi, ki bu beni bir pazartesi sabahına mutlu uyandıran tek şeydi. Güneşli havaları severdim; yağmur yağınca gergin olmam yetmiyormuş gibi bacaklarım bile ağrırdı.
Çantamı alıp odamdan çıktıktan sonra lavaboya girdim ve yüzümü yıkadım. Ardından mutfağa ilerleyip -hızlı bir kahvaltı yapmak istediğim için- tavaya yumurta kırmakla başladım. Birkaç dakika içinde pişen omleti tabağıma aldım ve bir yandan omletimi yerken telefonumu açarak Instagram'da gezinmeye başladım. Capsler, komik What's App konuşmaları, Yeditepe'nin gezi ilanlarıyla dolu sayfasından aldığım sayısız gönderiler derken arama kısmında gözüme Azra takılıverdi. Orada ne arıyordu ya da hesabım Facebook'a bağlı olduğundan mıydı bilmiyorum ama resmini görmemle üzerine tıklamam bir oldu. Hesabın adı -tahmin ettiğim gibi- gerçek adı ve soyadından bağımsızdı. Hatta arasam bulamazdım çünkü yabancıydı. Latinceye benziyordu. PuellaLiberum.
Tabii ki hemen Google çeviriden anlamını araştırdım. Evet, Latince 'özgür kız' anlamına geliyordu. Azra'nın özgürlüğüne düşkün olduğundan şüphem yoktu. Biyogrofisinde gördüğüm gökkuşağı ilgimi çekti. LGBT+ topluluğu için koymuş olabilirdi!
Onu daha sonra stalklayacaktım ama şimdilik kahvaltımı etmeli ve saat on birdeki dersime yetişmek için kırk dakika içinde evden çıkmalıydım. Instagram sayfasından ayrılmadan önce onu takip ettim. Kahvaltım bitince tabağı bulaşık makinesine kaldırdım. Dişimi fırçaladım, her sabah yaptığım günlük makyajımı bitirdim, parfümümü sıktım ve yirmi dakika içinde evi terk ettim. Kısa bir yürüyüşün sonunda Kayışdağı'na giden minibüsü durdurdum ve şoföre bozuklukları uzattıktan hemen sonra gördüğüm boş yere oturdum. Telefonumu açıp Instagram'a geri döndüm. Bir bildirim gelmişti.PuellaLiberum sizi takip etmeye başladı.
O anda yukarıdan bir Facebook bildirimim olduğunu da fark ettim ve üzerine dokundum.
Azra Sezgin:
günaydın🐣Ondan bu saatte mesaj almayı beklemiyordum. Üstelik birinden günaydın mesajı almayalı da bayağı fazla oluyordu. Yüzümde bir gülümseme belirdi. Çevrimiçi görünüyordu.
Dilruba Gökmen:
Günaydın🐝Azra Sezgin:
napıyorsunDilruba Gökmen:
yoldayım
okula gidiyorum senAzra Sezgin:
yatağımda uzanıyorum😏
ama senin için uyandım 😜Dilruba Gökmen:
tabi canım öyledir🤚Azra Sezgin:
pekala
ders çalışmak için kalkmış da olabilirim...
ama aklıma ondan önce sen geldin😋Gülümsemem büyüdü. Beni tek bir kelimeyle mutlu edebiliyor oluşuna şaşırdım. Ona karşı hissettiğim şeyi tam olarak doğru kelimelerle açıklayamıyordum.
Dilruba Gökmen:
bunu duyduğuma sevindim
merak etme alkolün etkisi geçti🙈Azra Sezgin:
hahaha
hala aklıma geldikçe gülüyorum😂
neyse canım🙃
ben ders çalışayım
malum lys falanDilruba Gökmen:
anladım
iyi çalışmalar🤓Azra Sezgin:
sana da iyi dersler
dikkat et kendine💋Dilruba Gökmen:
ederim☺😘Uygulamadan çıktım. Hala salak salak sırıtıyordum. İnanır mısınız resmen onunla mesajlaşırken doğru emojileri seçmek için bile zaman harcıyordum yahu!

YOU ARE READING
🍕Vegan Pizza ⚢
Teen FictionYüzümde oluşan sırıtışla arkamı döndüğüm esnada gözüme karşımdaki masada oturan kumral saçlı kız ilişti. Hemen elime sipariş defterini alarak kızın masasına doğru yürüdüm. Bu saatte Pizza Hut'ta tek başına yemek yiyecek kadar ne yaşamıştı acaba? "Ho...