7.4

1.7K 133 1
                                        

Hemen ayaklandım. "Allah aşkına şunlara gözükmeyelim," dedim hızlıca Azra'ya dönerek, "hiç muhattap olasım yok."

"N'oluyor? Stres olmuş gibisin," diyerek kaşlarını çattı Azra, hareketlerime bir anlam veremezcesine.

Elbette veremezdi; çünkü önümde okul ve bölüm arkadaşım Merve'nin komşumla flört ettiğini bilmiyordu. Şimdi görürlerse adımı çıkaracaklarına da emindim fakültede. Herkes ayrı bir güler yüzlü, ayrı bir dedikoducu olmuştu. Aynı zamanda hem de Azra'yı arka planda tutmak istemiyordum; gidip onu arkadaşım diye değil, sevgilim diye tanıtmak istiyordum. Bakışlarım buraya yaklaşan silüetlere kaydı. Ayy, kızlar resmen birbirlerinin içine düşecek gibiydi!

Daha fazla beklemeden Azra'yı kolundan çektiğim gibi hızlıca C Bloğuna doğru ilerlemeye başladım. "Anlatacağım neler olduğunu. Bir eve çıkalım da önce," deyip hızlı adımlarla kapıyı kartımı okutarak açtım ve içeri girdim. Artık gördüyseler bile eminim ki Merve beni fark etmemişti. En azından bu kadar da tesadüfe olanak vermeyeceğini düşünüyordum.

Asansörle üçüncü kata çıktık. Azra neler olduğunu soruyordu hala. "Ya Asena'nın yanındaki kızı tanıyorum," diye itiraf ettim, çantamdan çıkardığım anahtar ile kapı kilidini açmadan hemen önce.

"Nasıl yani? Niye kaçar gibi ayrıldık ki? Kızla bir geçmişin mi var?" dedi birden üst üste. Azra'nın bu kadar meraklı olabileceğini tahmin etmediğim için kıkırdadım sebepsiz yere.

"Hayır ya, öyle değil. Gel, geç içeri," deyip kapıyı ittirdim ve eve girdim. Girişteki ışığı yakacaktım ancak zaten -beklemediğim şekilde- açıktı. Gözüm mutfağa kayınca hemen annemi, sonraysa karşısında oturan Banu Abla'yı buldu. "Uyuyorsun sanıyordum," diyerek çantamı aynanın önündeki askılığa astım ve ayakkabılarımı çıkardım. Annem bir bana, bir de Azra'ya baktı. O anda aklıma tanıtmam gerektiği geldi. "Şey, yakın bir arkadaşım oluyor, Azra," dedim ağzımda geveleyerek; daha demin ironik bir şekilde bunu yapmayı istemediğimi söylüyordum halbuki fakat anneme daha açılamamıştım ve ister istemez de korkuyordum tepkisinden.

Azra hiç problem etmemişcesine mutfaktan çıkan anneme elini uzattı. "Merhaba, çok memnun oldum. Umarım rahatsızlık vermemişimdir," deyip kibarca tokalaştı annemle.

Annem bu nezaketinden pek hoşlanmış gibi gülümsedi; Japon genlerinden dolayıydı herhalde. "Yok, canım. Ben de Akira. Seninle tanışabildim sonunda. Sürekli seninle buluştuğu için fazlaca adın geçiyordu evde," dedi alaylı bir tınıyla.

Azra da güldü. Banu Abla'yla da kısaca selamlaştık sonra. Duyduğuma göre kocası ile tartışmışlar; o da evden çıkıp anneme uğramaya gelmiş. Tam koridora girmek için adımlamıştık ki kedim Tekila ayağıma dolandı.

"Ayy kedin mi? Ne kadar tatlı," der demez yere eğildi Azra ve Tekila'nın gri pofuduk tüylerini okşamaya başladı.

"Evet, genelde bu saatte uyur ama annem ses yapınca o da dolanmaya başladı herhalde," diyerek kedimi tüylü vücudundan tutarak kucağıma aldım. Küçük kıçına vura vura severken o da kulağımın dibinde tırlamaya başlamıştı hemen. "Gel, odaya geçelim," deyip odamın kapısını açtım ve lamba düğmesine bastım.

Odam Azra'nın Eskişehir'deki odasına oranla daha küçüktü. Başucumda panda şeklinde bir kumbara duruyordu ve odama dair en ilgi çekici şey de bu olsa gerekti; annem çok karmaşık mobilyalar koymayı sevmiyordu eve. Azra gibi fazla hobim de yoktu zaten.
Bir tek hulahopla dans etmeyi seviyordum; o da küçüklükten öğrendiğim bir şeydi. Pembe hulahopum kapının arkasında duruyordu. "Çok temiz bir odan var. Daha dağınık bir şey görmeyi bekliyordum ben," dedi Azra bana dönerek.

"Ne kadar ayıp! Ben düzenli bir kızımdır," diye kapıyı Azra'nın arkasından kitledim.

Azra çantasını kapının kulbuna asarken arkasında kalan hulahopu fark etti hemen. "Hulahop çevirebiliyor musun? Ayy hiç becerememişimdir ben, ne zaman denesem bacaklarımdan aşağı kayar," dedikten sonra hulahopu eline aldı.

"Tek becerim o benim," dedim kendime gülerek. Eh, Azra da bu özelliğimden hoşlanıyordu zaten. "Egzersiz falan yapıyorum arada."

"Göstersene bana da," diye hevesle elime uzattı hulahopu, sonra da yatağımın kenarına oturdu. Benim için alışık olduğum bir şey olduğundan dolayı hemen alıp bel çevremde tutarak hulahopu ittim ve karnımı ritmik bir şekilde oynatmaya başladım. Vücuduma verdiğim hareketle çember belimden yukarı çıktı ve aşağı indi. Birkaç kez de kolumda ve omzumda çevirip yerine geri bıraktım.

"Bayağı iyisin bu konuda, tebrik ederim valla," dedi Azra. "Vücudun çok güzel oynuyordu, elastik olduğun belli," diye ekledi imalı imalı.

Güldüm. "Yok canım, abartma. Dans falan edemem normalde hiç. Egzersiz niyetine yapıyorum."

Azra 'öyle olsun bakalım' der gibi kaşlarını havaya kaldırdı ve omuz silkti. Kısa bir süre sessizlik oldu. Gidip yanına oturdum. Bakışları gözlerimi buldu. "Ee, şu kızın kim olduğunu söyleyecek misin?"

Bacaklarımla bağdaş kurarak ona döndüm. "Okuldan tanıyorum, aynı derslere giriyoruz genelde," diye anlatmaya başladım. "Not falan veriyor bana çoğunlukla," dedim bileğimde duran tokayla saçlarımı dağınık bir topuz haline getirerek. "Fazla da yakın değiliz zaten. Şimdi onlar bizi görseydi Asena illa ağzından bir şey kaçırıp biseksüel olduğumu ortaya çıkaracaktı. Kız hep yapıyor bunu, seninleyken de yaptı. Merve bunu öğrenirse kesin herkesin ağzına dolardı, güvenmiyorum kıza," diye iç çektim. "Ki annemin kulağına da gidebilir bir şekilde. Böyle öğrenmesini de istemiyorum açıkçası."

Azra belli belirsiz başını salladı. "Anladım fakat şu Merve pek de heteroseksüel görünmüyor. Eşcinsel radarlarım bunu söylüyor en azından," deyip omuz silkti, "tabi açılmak konusunda düşüncene saygı duyuyorum. Ne zaman hazırsan, o zaman söyle. Ben yanındayım," dedi ve uzanarak yanağımı sevdi. "Ee bana verebileceğin bir pijama falan var mı?"

Gülerek ayağa kalktım ve dolabıma ilerledim. Her ne kadar Azra'nın beni anladığını hissetsem de onu herkesten bir sır gibi gizlemek hiç hoşuma gitmiyordu.

🍕Vegan Pizza ⚢Where stories live. Discover now