Tamam, itiraf ediyorum; yine başarısız olmuştum ve yine benim yerime ödeme yapmıştı. Ne yapayım yani, keçi gibi aşırı inatçıydı ve ikna olmuyordu!
Migros'tan çıkıp Caddebostan sahilden biraz yukarı yürüdük ve geniş bahçeli bir sitenin içine giriş yaptık. Üç bloktan oluşuyordu. Köşede bir oyun parkı ve açık araba garajı vardı. "Hava sıcak aslında, çardakta falan da oturabiliriz," dedi Azra önümüzdeki apartmanın girişine doğru ilerlerken.
"Aa, çardak da mı var?" diye sordum şaşkınca.
"Bu ne heyecan?" deyip kıkırdadı, "Sanki sitede oturmuyor gibisin de," eh, doğru diyordu ama nedense -belki de uzun süredir bu tarz arkadaş planları yapmadığımdan- kendimi bu gece için fazla heveslendirmiştim ve şuanda her şeye abartılı tepki verebilirdim sanırım.
"Ne bileyim, birden öyle oldu," diye geveledim anlamsızca. Azra ise apartmanın kapısını cüzdanından çıkardığı elektronik kartıyla açarak bana yol verdi. İçeri girdiğimde ilgimi ilk olarak uzun beyaz koridor çekmişti. Etrafın öyle bir havası vardı ki bir an kendimi beş yıldızlı otelde falan sandım. Onu tanıdığımdan beri gösterdiği eli açıklığın ardından Azra'nın durumunun iyi olması beklenmedik bir şey değildi elbette.
"Baştan diyeyim, tanıyabileceğin en kaçık ikiliyle karşılaşacaksın," dedi Azra asansöre doğru yürümeye başlamadan hemen önce. "Bazen birbirlerinden nefret mi ediyorlar acaba diye sorguluyorum."
Ah, galiba Büşra için kafamda oluşturduğum fiziksel özellikleri
alıp Özge'ye yüklemeliydim. Yine de bir kez yanıldı mı tekrar denemeye emin olamıyordu insan. "Olsun, çılgın insanları severim ben," diyerek kapısı iki yana açılan asansöre giriş yaptım. Tam o sırada Azra'nın telefonunu çalmaya başlayınca asansörün kapısında durdu. "Bekle, bakmam gerek." Telefonu açtı. "Efendim, Özgeciğim," diye cevap verince içim rahatladı; öte yandan, aklıma bir anda doluşan kurguların haddi hesabı yoktu cidden. En son Büşra'nın intihar etmeden önce aramış olabileceğini falan uydurmuştum çünkü. "İyi, zıkkım yesin," deyip telefonu kapatmadan bana döndü. "Arda acıkmış da," dedi göz devirerek. "Özge ile Burger King'e gitmişler. Bir şey ister misin ordan?"
Tamam, sabah yediğim kuru ekmek parçası pek de midemi doldurmamıştı. Bu yüzden kibar olmayı ya da işin içinde Azra'yı rahatsız edebilecek hayvansal ürünler olmasını düşünmeden başımı salladım. "Evet, bana da bir tane double cheeseburger alırlarsa midem çok mutlu olur," diye gülümsedim.
Azra da güldü. "Çekinme be kızım, istediğini söyle. Sırf bu mu gerçekten?"
Dudağımı ısırdım. Açtım; yani elbette değildi ama öküz gibi gözükmek de istemiyordum! "Tamam, bir de küçük boy soğan halkası olsun o zaman." Büyük boy demek istedin herhalde, diye öttü iç sesim ama bu kadar yeterdi, minik şeytan!
Azra dediklerimi Özge'ye ilettikten sonra telefonu kapattı ve beraber asansöre bindiğimizde yedinci katın tuşuna bastı. Oha be, uzaya çıkacaktı utanmasa! "Merak etme, korurum seni yüksekten," dedi bakışlarımdaki tedirginliğin farkında varmış gibi.
"Yüksek yerler asla peşimi bırakmıyor," diye sırıtmaya çalıştım yine kendimle dalga geçerek.
Tam karşımda dikilirken kollarını iki yanıma sabitledi ve hafifçe üzerime doğru eğildi. "Rahatla canım, ben varken bir şey olmaz sana," deyip göz kırptı. Heyecandan konuşmayı unuttum ve bir süre sersem sersem ona bakındım. Beni ona çeken şey neydi bilmiyordum ama aramızdaki elektrik içimi ısıtıyordu. Sanki onu uzun zamandır tanıyordum. "Sesin çıkmıyor bakıyorum," diyerek yüzüme birkaç santim daha yaklaştı. O kadar yakındık ki şaşı gibi göründüğüme emindim. Güldü ve yanağımı öpüp kulağıma fısıldadı. "Çok tatlısın."
Tam geri çekilecekken daha fazla dayanamadım ve kendimi dudaklarına doğru ittirdim. Pembe dudaklarına değen dudaklarım onu yavaşça öperken Azra da kısa zamanda öpücüğüme karşılık vermeye başladı. Benim aksime dudaklarımı sertçe emdi ve o anda dilindeki piercingin soğukluğunu hissediverdim. Onu daha fazla öpmek istememe rağmen asansör durduğunda dudaklarıma küçük bir ısırık bıraktı ve geri çekildi, ardından -muhtemelen yanaklarımın kızardığımı görmüş olacak ki- güldü ve bir şey demeden dışarı çıktı; ben ise, bayağı aç olduğun belli oldu, diye alay eden iç sesimi görmezden gelmeye çalıştım.

YOU ARE READING
🍕Vegan Pizza ⚢
Teen FictionYüzümde oluşan sırıtışla arkamı döndüğüm esnada gözüme karşımdaki masada oturan kumral saçlı kız ilişti. Hemen elime sipariş defterini alarak kızın masasına doğru yürüdüm. Bu saatte Pizza Hut'ta tek başına yemek yiyecek kadar ne yaşamıştı acaba? "Ho...