Azra mutfak tezgahında duran Migros poşetlerinden iki gazoz çıkardı ve çikolata kaplı Oreo kutusunu da alıp bana onu takip etmem için el işareti yaptıktan sonra uzun koridora girdi. Koridorun sonuna kadar ilerledi ve önünde duran siyah kapıyı içeri iterek açtı. "İşte odam," diye güldü. İçerisi üzeri birkaç minik pop art resimleriyle süslü gri ve beyaz duvarlarla çevriliydi. Bir köşede siyah ve modern bir kitaplık duruyordu, öteki köşede ise geniş çift kişilik bir yatak vardı. Yatağın karşısınaysa üzerinde geniş ekranlı bir televizyon olan kırmızı bir sehpa yerleştirilmişti. "Güzel mi?" deyip omzunun üstünden beklentiyle bana döndü.
"Güzelmiş, sen mi dekore ettin?" Bir yandan çevremi incelerken yavaşça içeri girdim.
"Evet," dedi ve elindeki gazozları sehpanın kenarına bıraktı. Burada tek eksik şey çalışma masasıydı.
"Çalışma masan yok mu?" diye sordum şaşırarak.
"Macbook'dan çalışıyorum. Gerekmediği için Özge'nin odasına götürdüm."
Anlamışcasına başımı salladım. Ben asla bilgisayardan çalışamazdım; her ne yapıyorsam üzerine karalayıp not almak isterdim.
"Takıl istediğin gibi," dedikten sonra beni belimden tutup yatağı gösterdi. Hemen arkamdaki bedeninden gelen sıcak nefesi enseme değiyor ve içimi gıdıklıyordu. Beklemediğim bir şekilde başını omzuma koyduğunda tanıdık kiraz kokusunu da algılayıverdim. Dediğini yapıp yatağına ilerleyince bedenlerimiz birbirinden ayrılmak zorunda kaldı. Tereddüt etmeyi bıraktım ve dilediğim gibi yatağına uzandım. Ellerimi başımın altına aldım. "Rahatmış valla," dedim kıkırtıyla birlikte. Azra da sessizce yanıma yattı. Ona doğru dönüp bacaklarımı cenin pozisyonu alır gibi kendime çektim. Minik çillerle çevrili yüzünü seyrederken gülümsüyordum. "Yatağın uykumu getirdi."
O da gülümsedi ve ağzıma Oreo bisküvisinden tıktı. "İşini yapıyor o zaman." Bisküviyi yemeye başladım. O sırada gözüme omzunun ardında kalan dolabının tepesindeki keman çantası ilişti. Hemen yerimde doğruldum ve bacaklarımın üzerine oturdum. "Keman mı o?" diyerek çantayı gösterdim.
"Evet, çocukluğumdan beri çalıyorum," dedi ve o da yerinden kalktı. Yatağın ucunda duran tek kişilik koltuğu dolabın yanına çekti ve üzerine tırmanıp çantayı aşağı indirdi. "Bu aralar pek ilgilenmiyordum ama. Seversen bir şeyler çalayım?" diye beklentiyle bana baktı.
Hevesle başımı salladım; oysaki hiç ilgim olmazdı müzik ve notalarla. Sadece onların Azra ile arasındaki uyumu görmeyi istiyordum. "Olur. Dinliyorum," deyip heyecanla beklemeye ve onu seyretmeye başladım. Önce elindeki son kalmış bisküviyi ağzına attı ve ambalajını çöpe yolladı. Sonra kemanın akor ayarını özenle yaptı ve yayını kutusundan dışarı çıkardı. Ardından başını keman çeneliğine yaslayarak çalmaya başladı. Birkaç saniye içinde çaldığı parçanın Game of Thrones'un ana müziği olduğunu anladım. Söylememe gerek bile yoktu ama harika çalıyordu. Kısa parça sonlandığında kapatmış olduğu mavi gözleri gözlerimle buluştu.
"Çok yeteneklisin," diye mırıldandım hayranlıkla. Çalarken müziğin içine kattığı duygularını görebilmek zor değildi. Belki de Azra ketum bir kızdı; yaşadıklarını o kadar fazla dışarı yansıtmıyordu. En azından ben göstere göstere hissettiğine tanık olmamıştım henüz.
"Korodaydım bir ara," dedikten sonra kemanını çantasına geri kaldırdı ve yayı da kutusuna bıraktı. "Müzik hocam seçmişti. İyi çalıyorsun, devam ettir deyince annemler kursa yolladı," diye güldü, ama hemen sonra bir şey hatırlamış gibi yüzü asıldı. Rahatsız olacağını düşünerek ne olduğunu sormaya çekindim. Dedim ya, gizemliydi duyguları; anlatmak istediğini biliyordunuz. Yani insan sarrafı olduğumu falan iddia etmek de istemezdim ama genelde kolay tanırdım karşımdakinin nasıl biri olduğunu. Gözlem yeteneğimi performansa geçirebilseydim belki ilişkilerimde de daha az berbat olabilirdim.
"Kızlar!"
Özge'nin içeriden gelen sesini Arda'nın keyif dolu tok sesi takip etti. "Hadi gelin, hazırlıyorum içkileri!"
Ayvayı yedin şimdi, diye söylendim her zamanki gibi kendi kendime, hazırla kendini, kesin leş gibi sarhoş olacaksın!

YOU ARE READING
🍕Vegan Pizza ⚢
Teen FictionYüzümde oluşan sırıtışla arkamı döndüğüm esnada gözüme karşımdaki masada oturan kumral saçlı kız ilişti. Hemen elime sipariş defterini alarak kızın masasına doğru yürüdüm. Bu saatte Pizza Hut'ta tek başına yemek yiyecek kadar ne yaşamıştı acaba? "Ho...