Odaya girdiğimde küçük balkona çıktım ve salıncağa oturup dışarıyı izlemeye başladım. Cebimden sigara paketini çıkarıp içinden bir tane aldım ve dudağımın arasına iliştirdikten sonra masada duran çakmakla ucunu yaktım. Azra'nın gelmesini beklerken iki üç sayfa sonra bitecek olan kitabımı dizimin üzerine bırakarak okumaya başladım. Birkaç cümle ilerleyebilmiştim ki Azra elinde cep telefonumla beraber balkona girdi.
"Merve diye biri mesaj attı. Şey, açıp bakmadım, ekranda gördüm. Hani yanlış anla-
"Saçmalama, aç bak istersen," diye böldüm onu. "Ne diyormuş görelim beraber."
Azra dediğime hiç de karşı çıkmadan ekran kilidi dahi olmayan telefonuma giriş yaptı ve mesajımı açtı.
"Merhaba, tatlım, iyi misin? Son zamanlarda görünmüyorsun hiç okulda," gözlerini kısarak okumaya başladı. "Bugün finalde çıkabilecek konuların üzerinden geçtik, istersen atayım. Ve bir öpücük emojisi," deyip tek kaşı havaya kalkmış şüphe dolu bir bakış yolladı suratıma.
"Ya okuldan kızın teki, ondan not istiyorum genelde," dedim ve sigaramdan bir nefes aldım.
Azra omuz silkti. "Notları yollamış, çalış bari." Hafifçe başımı sallayınca ekledi. "Bir de Enes diye biri aramış."Off! Telefonum kızın yanında -normalde gelmeyecek- bildirimler gönderiyordu resmen! Bu ne şanssızlıktı böyle yahu?
"Ha o! Pizza Hut'tan iş arkadaşım ya," diye rahatlatmaya çalıştım gülerek aramızdaki durgun havayı. "O da meraklandı herhalde. Boş ver, sonra dönerim ben," dedikten sonra sigaradan bir nefes daha çekip izmariti masadaki kül tablasına bastırdım.
Azra telefonu kül tablasının yanına koydu ve yanıma oturdu. "Ne çok arkadaşın var, hepsi de bayağı meraklı," dedi alaylı ve aynı zamanda imalı bir tonlamayla.
"Yok be, alışkanlıktandır o. Göremeyince tabi," diye bir şeyler geveledim. "neyse ya, sen iyi misin?"Hay Allah'ım ya! Herhalde konuyu çevirmek için daha berbat bir girişim olamazdı bu!
"Gördüğün kadar," dedi ve gülümsedi. Bu demekti ki pek de iyi sayılmazdı; gerçekten yorgun ve ruhsuz görünüyordu dışarıdan. Ne bekliyordun, Dilruba? diye fırladı iç sesim. Kalksın göbek mi atsın? Kız annesinin yasını tutuyor! "Biraz seninle yalnız kalabilirsem daha iyi olurum ama," dediğini duyar duymaz iç sesimi unutarak ona döndüm.
Sanki bunu yapmamı bekliyormuş gibi eli hemen yanağıma kaydı ve beni kendine çekti. Gözlerim istemsizce kapanırken sıcak dudakları dudaklarıma değdi. Nazik öpücüğü yavaşça hızlandığında kendimi bir anda salıncağa uzanırken buldum. Üzerime çıktı ve kollarını iki yanıma koyarak destek aldı. İçim öyle kıpır kıpırdı ki bu his vakit kaybetmeden bedenime yansıdı ve nefesimi kesti. "Şey," demeden önce geri çekildim ve komikmiş gibi güldüm, "eee, ya çok pasif kalmak istemem ama ben biraz tecrübesiz mi desem-
"İlkin miyim yoksa?" diye böldü beni, suratında saklanan ufak bir gülümseme eşliğinde. Ardından -saf saf ona baktığımı fark etmiş olacak ki- yanaklarımı sıktı ve dudağımı öptü. Birazdan diyecekleri bir sırmışcasına kulağıma yaklaştı. "Sorun değil. Sen de benim ilkimsin," dedi fısıltıyla. "Beni kendine aşık ettin, bebeğim."
Ona cevap vermeme izin vermeden boynumu öptü. Gözlerim aldığı haz ile bir kez daha kapandı.Elleri belimden aşağı inerken aklımdan birçok şey geçiyordu. Daha önce birkaç ilişkim olmuştu ama hiçbiri kendimi teslim edecek kadar ciddiye binmemişti. Şimdi, belki de sadece birkaç gündür tanımama rağmen, çekinmeden bana kendini açan kıza kendimi bırakmakta hiçbir endişe duymuyordum.
Tamam ya, deli gibi heyecanlanmak dışında yani!Azra'nın parmakları külodumun arasına girince kıkırdadım. "Şşt," diye susturdu beni dudaklarıyla dudaklarımı kapatmadan hemen önce. İnce parmakları külodumun altından aşağı inip klitorisimi bulduğunda nefes alışverişim arttı. Diğer eliyle kabaca göğsümü kavradı ve parmakları klitorisimle uğraşmayı keserek vajinama doğru ilerledi. Sert hareketleri belki de içinde biriktirdiklerinden dolayı düzgün düşünemediği içindi ama onu durdurmak istemedim ve parmaklarının içime kaymasına izin verdim. Vajinamda hissettiğim tarifi imkansız sızı refleksle Azra'nın dudaklarını ısırmama neden oldu; ancak o bunu umursamadan parmaklarıyla içimde gidip gelmeye devam etti. Bir an sonra kasıklarımı saran ağrı yavaşça yok olarak yerini hazza geri verdi. Duyduğum tek şey birbirine karışan sesli nefes alışverişimiz ile dışarıdan gelen ateş böceklerinin cırlamasından ibaretti. Azra'nın ıslak dudakları tişörtümü açarak göğsümün uçlarıyla temas eder etmez vücudum onun dokunuşlarına daha fazla dayanamadı ve sanki elektrik akımına uğramışcasına beni hazzın doruğuna çıkardı. Aradan geçen birkaç saniyenin ardından nefes alışverişim kendine gelmeye başlayınca Azra tek kelime dahi etmeksizin beni göğsüne çekip yatırdı. Yüzümde oluşan huzurlu gülümsemeyle kollarımı ve bacaklarımı sıcak vücuduna sardım. Birkaç dakika uzandık. "Azra," diye mırıldandım sessizliği bölerek. Bana beklentiyle bakan mavi gözlerini üzerimde fark edince dudağımı ısırdım ve yarım yamalak gülümsedim. "Ya, çok utandım. Bakma şöyle."
O da güldü. "Bir şey mi diyecektin?"
"Seni seviyorum diyecektim ama mahvettim tüm anı," dedim gülerek.
"Olsun be sevgilim, bizim filmimiz de romantik komedi olur," diye ayaklandı. "Hadi kalk yavrum, cenabet mi yatacağız? Elimde de kanın var, bak," derken sırıtmaya devam ediyordu.
Omzuna vurdum. "Çok kötüsün yaa!"
"Aynen valla, romantizm de gitti tamamen," dedi ve bana bir öpücük attı. "Ama kabul et, yine de hala hayransın bana."
"Bak çok uğraşma valla sana en delikli pizzayı yediririm!" diye saçmalayarak çemkirdim.
Azra tehditimden hiç etkilenmemiş gibi sesli bir kahkaha attı, ardından, "en azından bakabileceğim bir tane tanıyorum artık," deyip göz kırparak beni elimden tuttuğu gibi odasına çekiştirdi.

YOU ARE READING
🍕Vegan Pizza ⚢
Teen FictionYüzümde oluşan sırıtışla arkamı döndüğüm esnada gözüme karşımdaki masada oturan kumral saçlı kız ilişti. Hemen elime sipariş defterini alarak kızın masasına doğru yürüdüm. Bu saatte Pizza Hut'ta tek başına yemek yiyecek kadar ne yaşamıştı acaba? "Ho...