Azra birkaç dakika içinde dükkana geri döndüğünde kalbim küt küt atıyordu. Ne olursun, diyordum kendi kendime. Konuştuğu kişi Büşra olmasın! Özge olsun, Arda olsun ama o olmasın!
Bu sefer şans beni terk etmişti. "Büşra telefonda, inmiş trenden," dedi yanımıza ilerlerken, bir yandan hala telefonu kulağında tutuyordu, "adresi istiyor."
Kerem ayaklandı. "Ben gidip alırım ya, beklesin biraz," derken üzerinden çıkardığı ceketi giymeye başlamıştı bile.
Şurada bir dövme yaptıracaktım ama hevesimi kursağımda bırakmayı becermişti şeytan! Öte yandan, Kerem'den böyle centilmen bir hareket beklemediğim için bir an şaşırdım. Hoş, bana hava güzeldi valla. Mümkünse kızı alıp hiç dönmeyebilirdi!
"Sen de dövme işini Tuvana'ya yaptırabilirsin," dedi bana dönerek. Ay çok şükür gelebilmiştik aklına! "Hem dediğim gibi o daha yeteneklidir böyle şekilli şeylerde."
Belli belirsiz başımı sallamakla yetindim. Şuanda Azra'nın hareketlerini izlemekten başka bir şey yapmıyordum. O da Kerem ile gidecek miydi yoksa? Off şaka gibi ya! Resmen kızın bir telefon araması her şeyi rayından çıkarmayı becermişti!
Stresten gidip buzdolabından bir kutu gazoz aldım ve açıp içmeye başladım. O sırada Tuvana ile karşılaştım. Minik barın çevresindeki taburelerden birinde oturuyordu ve önündeki diz üstü bilgisayarla ilgileniyordu. "Merhaba," dedim gazozu tezgaha bıraktıktan sonra.
"Selam. N'aber?" Köşesi kazıtılmış önüne düşen turuncu saçlarını geriye attı. Çilleri ve sarı kirpiklerinin çevrelediği yeşil gözleri ile İngiliz kızlarını andırıyordu. Kollarında bir dövmeciye göre az ama bana göre yeterli sayılacak kadar dövmesi, kaşında da bir piercingi vardı.
"İyi. Kerem yola çıkacak şimdi," diyerek dövme konusunu ima etmeye çalıştım.
"Aynen, duydum. Alışverişimi bitirip geliyorum şimdi. Bekleyin," deyip göz kırptı. Herhalde internet üzerinden yapacak kadar az seviyordu alışverişi.
"Bana da getirseydin," diyerek Azra içeri girdiğinde hemen elimdeki gazoz kutusunu işaret ettiğini fark ettim. Tuvana'ya dönerek ekledi. "Nasıl gidiyor? Bayağı oldu görüşmeyeli."
Güldü. "İyi, n'olsun? Yeni mezun oldum işte. Şu mezuniyet balosu için bir şeyler bakıyorum," deyip bilgisayarını işaret etti. "Senin nasıl gidiyor?"
Tuvana'dan aldığım pozitif enerji istemeden gülümsememe neden oluyordu. Ayrıca tuhaftı ama sık sık göz kırpıyordu ve bu hareketi de bana Azra'yı anımsatıyordu. "Ben daha sınavları halledemedim. İnşallah istediğim gibi bir yere girerim," diye güldü Azra, ardından buzdolabından aldığı gazozundan yudumladı.
"Ya o kadar büyük müsün? Hiç göstermiyorsun," diye girdim araya. Azra bana kısa bir bakış attı; sanki bu tavrımdan rahatsız olmuş gibiydi.
"Daha da büyüğüm aslında. Kaldım iki sene," dedi bundan bahsetmekten çekinmezcesine rahat bir tavırla, "Yirmi dördüm yani." Bir kez daha göz kırptı.
Azra gazoz kutusunu ses çıkaracak bir şekilde tezgaha bıraktı. "Bizim dövmeler de sana kaldı," diye Tuvana'ya baktı beklentiyle.
Tuvana bilgisayarının kapağını kapatır kapatmaz ayağa kalkıp sanki uzun süredir burada oturuyormuş gibi silkindi. "Siz geçin, oturun," dedi ve bir kez daha önüne düşen kısa saçlarını geriye ittirdi. "Malzemeleri hazırlayıp gelirim." Gözlerimdeki endişe ve korkuyu görünce omzumu tutarak samimi samimi güldü. "Merak etme, kız. Taslağı hazırlayacağız önce."
Azra ise o anda hemen koluma girdi ve ben Tuvana'ya anca gülümsemekle yetinebilmişken beni minik mutfaktan dışarı çıkardı.

YOU ARE READING
🍕Vegan Pizza ⚢
Teen FictionYüzümde oluşan sırıtışla arkamı döndüğüm esnada gözüme karşımdaki masada oturan kumral saçlı kız ilişti. Hemen elime sipariş defterini alarak kızın masasına doğru yürüdüm. Bu saatte Pizza Hut'ta tek başına yemek yiyecek kadar ne yaşamıştı acaba? "Ho...