Hem üniversite tercihlerinin vakti, hem de Azra'nın doğum gününe günler kalmıştı. Annemler hala tatilde olduklarından bizi Durusu'daki evden eniştem almıştı; yaklaşık bir ay süren tatilimiz de böylece sonlanmıştı.
Azra'nın babası Levent Bey de bir hafta içinde İstanbul'da olacaktı; annemden rica edip konuşmalarını sağlamıştım. Özgeleri ve Keremleri de çağırmayı planlıyordum doğum günü sürprizime elbette. Acaba Asena'yı da davet etmeli miydim? Sonuçta iyi kötü kaç senelik komşumdu kız ve Azra ile de tanışmışlardı. En iyisi kedimi ailesinden teslim alırken bir konuşmaktı. Ayıp olmasın diye sorayım da ben; gelip gelmemek ona kalmış!
Düşüncelerim durmadan çoğalmaya devam ederken boş evin içine bavulumla beraber giriş yaptım. Eniştem önce Azra'yı, sonra da beni bırakmıştı eve. Haber vermek için telefonumu elime aldım ve What's App'e girdim.
Ben:
ben de evdeyim sevgilimSonra da anneme yazdım.
Ben:
Ben döndüm annecim
Siz ne zaman geleceksiniz?Vaktin akşama varmasından olsa gerek, yine çok bekletmedi beni.
Annem♡:
iki güne kuzumBen:
azra'nın babasıyla anlaştınız mı yer ayarlamak içinAnnem♡:
Bağdat Caddesi'nde olsun dedik
Ulaşımı kolay hem
bizim arabayla Azra'yı götürürüz
Onlar da orada olur 😉Güldüm. Şu uyuz emojiyi de ben hariç herkes seve seve kullanıyordu ama neyse şimdi sırası değil!
Evin anahtarını -kapı üzerime daha önce kapandığından ve dışarıda kalmayı tecrübelediğimden- yanıma alıp karşı komşumun kapı zilini çaldım ve beklemeye başladım. Birkaç saniye içinde Asena'nın abisi Batuhan karşımda dikiliyordu. "Merhaba, Batuş," dedim samimi samimi gülerek, "ben döndüm tatilden bugün. Kediyi alayım diyordum. Fatma Ablalar evde yok mu?"
"Merhaba," deyip sırıttı o da. "Yok valla bizimkiler, misafire gittiler dün. Dur, bekle sen. Getireyim kediyi," dedikten sonra topuğunun üzerinden arkaya döndüğü gibi koridora girdi.
Eyvah, diye geçirdim içimden. Kedim de tiryaki mi olmuştu şimdi bunlarla duman altında bir gece geçirerek?
Batuhan geri döndüğünde kedim kucağında uslu uslu ve halinden pek mutlu bir şekilde duruyordu. Elinde tuttuğu kedi kafesi ve içinde genel ihtiyaçlarının olduğu poşetle beraber Tekila'yı bana uzattı. "Asena evde mi peki?" diye sordum kedimi kucaklamadan hemen önce.
"Aynen, arkadaşı burada diye kapattı kendini odasına," güldü, ardından koridora uzanarak kızın adını seslendi. "Asena!"
"Ne?" Eh, şaşırmamıştım; pek bir kibardı yine tabi. Az uykumdan edilmemiştim şunların küçükken ettiği kavgalar yüzünden!
"Gelsene kızım," deyince içeriden bir kapı açılma sesi duyuldu ve Asena koridordan çıkıp saniyeler sonra benimle göz göze geldi. Üzerinde pijamaları vardı ve saçını da özensiz bir halde topuz yapmıştı.
"Dilruba, n'aber?" dedi beni görünce ve muhtemelen yeni ateşlenmiş sigarasından bir nefes çekip izmaritini mutfak girişinde duran çöpe attı.
Batuhan'a başımı sallayarak veda ettim ve Asena'ya döndüm. "İyi her şey," deyip ekledim hemen. "Şey ya, kedime baktığınız için teşekkür ederim diyecektim," dudaklarımı yaladım, "bir de Azra'nın doğum gününe sürpriz parti hazırlıyoruz da gelmek ister misin diye sorayım dedim. Merve'yi de çağırabilirsin hatta."
Duyduklarından pek memnun olmuş gibi gülümsedi. "Tabi ki, ne zaman?"
"Bu ayın 26'sında," deyip dudağımı ısırdım heyecanla, "sizden aldığım mangalar falan da onaydı işte, hatırlarsan. Bağdat Caddesi'nde bir yer ayarlayacağız, kararlaştırınca yazarım o zaman sana."
Anlarcasına başını salladı. "Tamamdır, bekliyorum," dedi ve kedimi işaret etti, "bu arada Tekila ile bayağı anlaştık. Kıçımdan ayrılmıyordu ama esas annesini görünce sattı hemen beni," güldü.
Güldüm. "Annemi görünce de beni satıyor, pislik şey," diye takıldım ve kapı eşiğine doğru geriledim.
Kıkırdadı. "Görüşürüz," deyip kapının kulpunu tuttu.
"Görüşürüz," diyerek son defa gülümsedim ve elimdeki ağır kedi kafesi ile poşetler eşliğinde daireye geri döndüm.
Odama tekrar girdim ve bavulumu açıp giysilerimi dolabıma yerleştirmeye başladım. Makyaj malzemelerinden oluşan ufak çantamı çıkaracakken gözüme pembe bir parfüm şişesi ilişti; üzerinde Mini Love ve onun altında da Ulric De Varens yazısı vardı. Nasıl karıştırmayı becerdiysem artık, diye söylenirken parfümü koklamaktan kendimi alamadım, sonra da doyamamış gibi bileğime sıktım bir de. Parfümden gelen kiraz kokusu beni kolayca gülümsetti ancak sanki bu kokuda bir şeyler eksikti hala; Azra gibi. Onun teninde daha hoş duruyordu.
Minik parfüm şişesini çantama kaldırıp odamdan ayrıldım. Ne de olsa Azra'ya gitmek için güzel bir nedendi. Tatil bitene ve aramıza zoraki mesafeler girene dek ondan bir saat bile olsa ayrılasım yoktu işte!

YOU ARE READING
🍕Vegan Pizza ⚢
Teen FictionYüzümde oluşan sırıtışla arkamı döndüğüm esnada gözüme karşımdaki masada oturan kumral saçlı kız ilişti. Hemen elime sipariş defterini alarak kızın masasına doğru yürüdüm. Bu saatte Pizza Hut'ta tek başına yemek yiyecek kadar ne yaşamıştı acaba? "Ho...