"Hırkanı portmantoya asabilirsin," dedi Azra evin içine girdikten hemen sonra. Dediğini yaparak belime sardığım hırkayı girişteki duvara monte edilmiş portmanto askılığına astım.
Azra hemen sağda bulunan mutfağa girdi ve kendine bir bardak su doldurdu. Çekingen bir tavırla onu takip ettim. Cebinden çıkardığı çakmağı açtı ve dudakları arasına ne zaman koyduğunu görmediğim sigarayı yaktı. Etrafın duman altı olmasını istemiyor olacak ki pencerenin vasistasını açtı. "Gel otur," diyerek mutfak sandalyesini işaret etti. Tam o esnada mutfağa Pug cinsi bir köpek girince ödüm öyle koptu ki yerimde sıçradım. Ufak köpek ayaklarımın dibinde kuyruğunu sallamaya başladı. "Sana da hoş geldin, Köpük," dedi Azra kıkırdayarak.
"Senin mi?" deyip eğildim ve köpeğin yumuşak tüylerini sevmeye başladım; o ise sanki bunu bekliyormuş gibi başını elime yapıştırdı.
"Özge'nin," dedikten sonra bardaktan kalan son yudumu kafasına dikti ve mutfak sandalyesine oturdu. "Çok manyak bir şey ya, arada unutuyorum varlığını," derken ayağımın ucunda göbeğini açmış, yere sürtünen ve tuhaf sesler çıkaran köpeği seyrediyordu.
Kıkırdadım. "Çok tatlı," diye güldüm, "ismi Köpük mü?"
"Aynen. Banyo yapmayı çok sevdiği için böyle koymuştuk," dedi ve sigarasından bir nefes aldı. Az önce asansörde birbirimizi öpmemişiz gibi rahattı; halbuki ben onun gözlerinin içine tam olarak doğrudan bakamayacak kadar utanıyordum şuanda.
Herhalde bunu daha önce çok yapmıştır, diye varsaydım istemeden, ki bu içime bir sıkıntı verdi ama onu sıkmak istemiyordum; yani hatırlatacak da değildim. Hem ne diyecektim ki Allah aşkına? 'Hey, az önce öpüştük, şimdi ne oluyoruz biz?' gibi bir saçmalık yapamazdım. Bu çok acemice olurdu! Pekala, biliyorum; pek ilişki kızı sayılmazdım ama bunu da belli etmeme ne gerek vardı ki şimdi, canım?
"Gergin misin?" diye sordu birden. Bu soruyu beklemediğim için ne diyeceğimi bilemedim. Off, ben de doğrudan konuşmayı severdim falan ama Azra biraz fazla açıksözlüydü! "Daldın da bir anda," derken hala tepkimi ölçüyor gibiydi.
"Yok ya, niye n'oldu ki?" deyip gülümsedim. Aferin, Dilruba, böyle aptalı oyna, dedi dalga geçmek için yer arayan iç sesim.
"Hiç," dedi ve biten sigara izmaritini kül tablasına bastırarak söndürdü. O sırada Köpük istediği sevgiyi elde etmiş gibi yerinde toparlandı ve küçük poposunu sallaya sallaya uzaklaşarak mutfaktan ayrıldı.
Tamam, artık itiraf edip uzatmayı kesmem gerekiyordu. Hem dünyaya kaç kez geliyorduk ki? Kabuğumu kırıp aramızdaki 'şeyi' konuşmak için bir adım atmalıydım! Kendimi klişeleşmiş söz kalıplarıyla avutmayı bırakarak Azra'ya döndüm. "Bak, ben senden-
Kapı sertçe tıklatıldı ve ardını zilin susmayan sesi takip etti. İşte bu aklımdan geçen tüm o düşüncelerden daha klişe olmuştu. Hemen kapı ardından gelen gülüşmeleri duyabiliyordum; muhtemelen Özgeler gelmişti ve bu pek de iyi bir zamanlama değildi. Off, tam da cesaretimi toplamıştım ama ya!

YOU ARE READING
🍕Vegan Pizza ⚢
Teen FictionYüzümde oluşan sırıtışla arkamı döndüğüm esnada gözüme karşımdaki masada oturan kumral saçlı kız ilişti. Hemen elime sipariş defterini alarak kızın masasına doğru yürüdüm. Bu saatte Pizza Hut'ta tek başına yemek yiyecek kadar ne yaşamıştı acaba? "Ho...