10.1

1.6K 129 51
                                        

Sabah gözlerimi açtığımda Azra'nın yatağın ucunda duvara yaslanmış, bağdaş kurduğunu görerek dirseğimden destek alıp hafifçe toparlandım. "Günaydın, ne yapıyorsun?" diye sordum uyku sersemliğinden dolayı yavaş bir sesle.

"Hiç, Instagram'da geziyordum," derken gözüm kucağında duran telefonuma kaydı. Kaşlarımı çattım. Telefonum neden orada duruyordu? Azra bakışlarını dik dik ona bakan gözlerimle buluşturunca aklımdan geçenleri anlamış gibi ekledi. "Sana resimlerimizi göndermiştim," dedi merakımı gidermek istercesine, "birkaç mesaj bildirimin vardı ama dokunmadım, merak etme."

Her ne kadar telefonumdaki özel sayılan kısmı kurcalamamış olsa da Azra'nın telefonumu keyfine göre alması biraz rahatsız etmişti. Gerekli bir şey olmasını bilmeme rağmen sırf unuturum falan diye telefonuma şifre koymayı sevmiyordum ve istese her şeyi görebilirdi telefonumdaki. "Neden? Nereden çıktı ki?" diyerek yerimde oturur pozisyona geçtim.

Omuz silkti, oldukça rahat görünüyordu. "Aklıma geldi. Bir albüm açtım ben de, bak istersen," deyip telefonu elime uzattı. "Sevgilim koydum adını da," göz kırptı. Onun şirinliğine gülümsemek istesem de sinirim bozulmuştu sabah sabah. Demiştim, telefonuma göz atılmasını sevmezdim hiç; içinde evrenin en derin sırrı bulunmuyordu ama hoşlanmıyordum işte.

"Biraz fazla kontrolcü değil misin sanki?" diye sordum Azra ile bu konuşmayı yapmam gerektiğini hissederek. İlerledikçe kötüleşmesindense şimdiden halletmemiz daha iyi olacak gibiydi. "Kişisel bir mesele olarak algılama lütfen, ama telefonuma dokunulmasını sevmem pek."

Azra bir süre şaşırmış gibi bana baktı ve belli belirsiz başını salladı. "Hoşuna gider diye yapmıştım, bir daha olmaz," dedi ve gülümsedi.

Off ya! O böyle masum masum bakıp gülümseyince kendimi yok yere mahcup hissediyordum bir de! Yine de tepkimi koymam gerektiğini kendime hatırlattım, eğer bir ilişkideysek birbirimize saygı göstermemiz gerekmez miydi zaten?

"Hoşuma gitti ancak benim de arkadaşlarım var ve sadece onlarla kurduğum sohbetler olabiliyor bazen," derken bahsetmeye çalıştığım geçen gün bir anda kendi kafasına göre evden çıkıp bize katılmış olmasıydı. Dediğim gibi, onunla zaman geçirmeye bayılıyordum fakat bazı zamanlar da arkadaşlarıma özel kalmalıydı. Elbette hep beraber vakit geçirdiğimiz, eğlendiğimiz günler de olacaktı ama onlarla arada baş başa kalmak istemem yanlış olmamalıydı. Azra'nın da ben olmadan arkadaşlarıyla görüştüğü oluyordu halbuki; beni neden bu kadar yönetmeye çalışıyordu bilmiyordum. "Dün gece gerçekten güzeldi," diyerek devam ettim konuşmama. "Fakat bir daha lütfen ara beni, olur mu?"

Azra'yı ilk defa bu kadar sessiz görüyordum. Umarım onu kırmamışımdır, diye geçirdim içimden. Ona derdimi oldukça kibar bir şekilde anlatmak istiyordum aksine. "Özür dilerim, haklısın," dedi ve ayaklandı birden. Üzerindeki pijama üstünü çıkarıp giyinmeye başladı.

"Yine de teşekkür ederim böyle bir şeyi düşündüğün için," deyip ortamı yumuşatmaya çalıştım, "hatta hazır içim rahatken bir resmimizi mi paylaşsam Instagram'da?" dediğim gibi Azra'nın önüme bıraktığı telefonumu avucumun içine aldım.

Azra yine omuz silkti ama bu sefer yüzünde her zamanki gülümsemesinden eser yoktu; hatta oldukça ifadesiz görünüyordu. "İstersen paylaş, karışmayayım ben," derken üzerine önce sutyenini, sonra da atletini giydi.

"Trip mi atıyorsun sahiden?" dedim ayağa kalkıp hemen önüne geçerek. "Azra, amacım seni üzmek değil. Hayatımın merkezinde olduğunu da biliyorsun. Fakat ikimizin de dostlukları ve başka arkadaşlık ilişkileri var. Bir gün tanıdığım herkesle tanışmış olmanı istiyorum ama ondan önce bana gerçekten güvendiğini bilmem lazım," gözlerinin içine baktım. Mavi gözleri hafif buğulu bakıyordu, sanki dokunsam ağlayacaktı da kendini zorluyordu. "Bana güveniyor musun?" diye sordum bakışlarıma karşılık vermese de ona bakmaktan kaçınmadan.

"Nereden çıkardın şimdi bunu?" der demez kendini savunmaya alır gibi kollarını çaprazlayarak göğsünde birleştirdi. " Elbette güveniyorum sana," demeden önce gözlerini gözlerime odakladı.

"Yeterince güveniyor musun?" dedim emin olmak istercesine.

Kaşlarını çattı. "Sabah sabah boşuna gerginlik yarattın, sana olan güvenimi neden sorguluyorsun bilmiyorum ama konu başka yerlere gitmeden şunu bitirsek iyi olacak," derken sanki kelimeler ağzından hiç düşünmeden çıkıyordu. Az önce sarf ettiği bitirelim kelimesi kalbimde kısmen bir kriz oluşturdu ve bir an için öfkelenip ilişkimizi sonlandırdığını düşünmeme yol açtı. Bahsettiği şeyin aramızda geçen gereksiz tartışmayı kesmek olduğunu anlayınca hemen kendime geldim.

"Sanırım sakinleşince konuşmalısın benimle," deyip yatağımda duran telefonumu aldım ve odamdan hışımla ayrıldım. Azra'nın ketum oluşu mu onu böyle yapıyordu bilmiyordum ama umarım bir daha bu sırf kendi bildiğini okuyan haliyle asla karşılaşmazdım.

🍕Vegan Pizza ⚢Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ