P-45"Bir gün."

176 21 43
                                    

Keyifli okumalar dilerim(:'

Keyifli okumalar dilerim(:'

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


45. Bölüm: Bir gün.

Yaklaşık iki saat daha kafede kaldıktan sonra, müsaade isteyerek kalkmıştık masadan. Kafeden çıktıktan sonra, yağan karın güzelliğine dayanamamış ve Poyraz'a biraz yürümeyi önermiştim. O ise beni kırmadan teklifime seve seve karşılık vermişti.

Uzun, sık ağaçların bulunduğu küçük bir parkın içinden geçerken Poyraz'ın elini tutmuş, belli aralıklarla burnumun ucuna konan kar taneleri ile yürüyordum. Hava soğuktu.

"Üşümediğinden emin misin?" diye sordu yürümeye başladığımızdan beri beşinci kez.

"Kar yağıyor sevgilim," diye konuştum gözlerimi devirerek.

"Bu üşüdüğün anlamına mı geliyor?" diye sordu bu sefer. Durdum ve gözlerinin içine baktım.

"Sen benim üşümeme neden bu kadar taktın?" diye sordum, kaşlarımı çatarak.

"İçinde senin olduğun her şeyi takarım ben." diye konuştu, boynumdaki atkıyı düzeltirken. Gülümsedim. Ellerini yanaklarıma yerleştirip burnuma küçük bir öpücük kondurduktan sonra, tekrar yürümeye devam etmiştik. Sık ağaçların arasında kar, ayakkabılarımızın izini taşıyordu.

"Bir çıkmaza girdiğini hissettiğin anlarda ne yaparsın?" diye sordum bir anda. "Mesela an'da kalmayı başarabilen insanlara her zaman özenmişimdir. Bu olağanüstü bir yetenek gibi geliyor bana."

"İlerlemekten başka bir çıkış yok zaten." dedi omuz silkerek. "Sadece tek bir yol var. Yaşamak böyle bir şey bence. Geri dönüşü yok, önce an var, sonra gelecek. Geçmişi geleceğin bir parçası haline getirmek ise, çok büyük bir hata."

"Peki ya, geçmiş geleceğimin önünü kesmeye çalışıyorsa?" diye sordum. " Çünkü ben şu tam olarak bunu yaşıyorum."

"Şu durumda, an'dan kopmak senin suçun değil ki. Biliyorsun. Ama zamanı gelecek..." dedi yumuşacık bir sesle.

"Zamanı gelecek." diye mırıldandım, aklıma kazımak istercesine. Boşta kalan eliyle telefonu eline aldığında yavaş yavaş yürüyorduk. Bulunduğumuz konum sessizdi. Telefonunu cebine koyduktan sonra duyduğum müzik sesiyle adımlarımızda durmuştu. Bakışlarını bana çevirdiğinde, aramızdaki mesafeyi kapatacak şekilde ellerini belime yerleştirdi.

"Ne yapıyorsun?" diye sordum, şaşkınlıkla karışık gülerek.

"Biz seninle daha önce hiç dans etmedik." diye fısıldadı etkileyici bir ses tonuyla.

"Burada, gecenin bir vaktinde mi dans edeceğiz sevgilim?" diye sordum gülmeye devam ederek. Seve seve dans edecektim ama aniden dans teklifinde bulunmasını beklemiyordum.

"An'da kalacağız. Zamanı geldi. Şimdi." Başımı yavaşça, olumlu anlamda sallayarak kollarımı boynuna doladım. Şarkının sözleri karlı havaya karıştığında içimin huzur ile dolduğunu hissettim bir an için.

PUSULAWhere stories live. Discover now