P-47"Mektup."

175 18 56
                                    

Keyifli okumalar^^
Yukarıdaki müziği açmayı unutmayın(:'

Keyifli okumalar^^Yukarıdaki müziği açmayı unutmayın(:'

ओह! यह छवि हमारे सामग्री दिशानिर्देशों का पालन नहीं करती है। प्रकाशन जारी रखने के लिए, कृपया इसे हटा दें या कोई भिन्न छवि अपलोड करें।

47. Bölüm: Mektup.

Bahadır Bey'in A.V.M ve bar için aldığımız işte, beraber çalıştığımız Yalın'ın, yarısından çoğunu bitirdiği işleri kontrol ettiğim ve kesinlikle odamdan çıkmadığım iş gününün sonunda, Poyraz benim, amcasıyla konuşmak istememi ertelenmemişti. Şirketteki işlerinin tüm gün boyunca bitmemesinden dolayı mı anlayamamıştım ama o da tüm gün boyunca şirketteydi ve bu sebeple şirketten beraber çıkmış, üzerimizdeki bakışları zorlukla da olsa göz ardı etmiştim. Beni, onunla beraber daha öncesinde akşam yemeğine çağırıldığımız amcasının evine bıraktıktan sonra, o da dedem ve babanemle konuşmak için onlara geçmişti.

Fatih Aladağlı'nın büyüklüğüne akıl sır erdiremeyeceğim büyüklükteki çalışma odasında, masanın önündeki ikili sandalyeden birine oturmuştum ve karşımda, merakla bana bakan adama çevirmiştim bakışlarımı.

"Benimle konuşmak istemişsin kızım," dedi Fatih Aladağlı. İfadesi, en son Poyraz ile birlikte yediğimiz yemeğe nazaran daha tereddütlüydü. Geçen yediğimiz yemekte belkide sadece arkadaşı olarak takdim edilmiştim ama şu anda Poyraz'ın sevgilisiydim. Belki de daha rahat olmalıydım ama karşımdaki adamın gergin tavrı beni de oldukça germiş ve samimiyet, kapısına sert bir kilit vurmuştu.

"Evet," diye konuştum sessizce.

"Dinliyorum." Ben, oturduğum koltukta ayağım ile ritim tutarken, doğru kelimeleri aradım bir müddet.

"Sizden bir şey istiyorum. Geçen gün yediğimiz yemekte anlattıklarınız... Poyraz ve Efsun Aladağlı ilgili, geçen gün yemekte konuşurken anlatmak istediğiniz bir şeyler daha varmış gibi hissettim sadece."

"Kemal, babama çok düşkündü. Ben, babamın yaşlanmış olmasını göze ardı etsemde, o şirkette çalışmayı istemedim. Gençlik zamanları, Kemal benden beş yaş küçük. O yirmi iki, ben yirmi yedi yaşındayım o sıralar. Babam her defasında sıkıştırıyor işi bana devretmek için, eve bile uğramıyorum gözüne görünmemek için. Kemal, o sıralar üniversiteyi yeni bitirmiş. Babamla yine çok kötü tartıştığımız bir gün çıktı babamın karşısına. "Ben geçerim şirketin başına." dedi. Daha yirmi iki yaşındaydı. Kemal şirketin başına geçtikten sonra babam benden daha da uzaklaştı çünkü ben onun gözünde kazık kadar olmuş ama hiçbir işi yaramayan adamın tekiydim. Kendi işimi kendim kurmak, sadece istediğim gibi yaşamak istemiştim oysaki." durdu. Yüzünde buruk bir gülümseme oluştu.

"Kemal, tüm o sorumlukların altında eziliyordu. Gecelere kadar şirketten ayrılmadığı dönmeler, şirket içi krizler, seyahatler... Annemin endişesi bir yandan, bir yandan da
babamın zamanın vefatı. Hoş, hangi ölüm zamanlıysa! Kemal artık geri dönüşü olmayan bir yola girmişti. İki sene sonra şirketi %50 büyüttü. Müşterileri giderek çoğaldı ve Aladağlı holding yurtdışında, farklı farklı ülkelerde de faaliyet göstermeye başladı." Bakışları çalışma odasının duvarlarında duran çerçevelere kaydığında kısa süre içinde tekrar bana döndü.

PUSULAजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें