P-3" Mor Zambak."

1.1K 113 73
                                    

Keyifli okumalar dilerim^^

Keyifli okumalar dilerim^^

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

3. Bölüm: Mor Zambak.

Evle bakışmaya bir ara verip, derin nefesler alarak basamakları çıktım. Sonunda aralık olan kapıdan içeri girip, dışarıdan göründüğünden daha büyük evde gözlerimi gezdirdim. burası, kelimenin tam anlamıyla harikaydı. Ahşap taşlarla oluşan salon ve kocaman bir mutfağı vardı ama içi henüz boştu. Aklıma gelen fikirle not defterimi çantamdan çıkarıp notlar alamaya başladım. Hemen ardından, yukarı kattan gelen seslerle mehmet ustanın yanına doğru ilerledim. Yaklaşık 35-40 yaşlarındaydı mehmet usta. Genel olarak böyle projeleri birlikte yürüttüğümüz için, çok iyi anlaşırdık. Yanında ise, yine mehmet ustanın yaşlarında üç usta daha vardı.

"Günaydın ustalar!" dedim, gülümseyerek yanlarına ulaştığımda.

"Günaydın!" dediler aynı anda.

"Eee, neler yapmayı düşünüyorsun bu eve? Ona göre ölçüleri alalım." dedi mehmet usta, elindeki metreyle bana bakarken.

"Öncelikle farkettiyseniz evin dış cephesi yeşil renk. Bu da eve ormanın bir parçasıymış izlenimini veriyor. Ben de genel olarak yeşil, yanık turuncu ve daha çok sonbahar renklerini barındıran bir ev tasarlamayı düşünüyorum." dedim, düşüncelerimi sıralarken. Ardından ev için mobilyalarla ilgili fikirlerimi de söylemiştim.

"Güzel. O zaman biz ölçüleri halledelim, ardından atölyeye geçeriz. "dedi mehmet usta.

"Tamam. Ben sizi aşağıda bekliyorum. Birlikte çıkarız." dedim, merdivenlere yönelmeden hemen önce. Aşağı kata inip, direkt dışarı attım kendimi. Parmaklarımın ucunda yükselip derin bir nefes aldım. Başıma gelenlerden sonra buranın güzelliğini bile farkedememiştim. Evin hemen yanında bulunan çitlerle kaplı bahçe dikkatimi çekmişti. Içinde her renkten çiçekler vardı. Oraya doğru ilerlerken, yine çitlerden oluşan küçük kapıdan içeri girdim. Çiçekleri çok severdim, hatta odamın pencerisinde kokusuyla bütün yorgunluğunu alan mor zambaklarım vardı. parfümümde zambak kokusu olduğundan, ayrı bir hayranlığım vardı onlara. Çiçeklerin yanına ulaştığımda, çiçeklerden bağımsız toprağa oturup mor zambakları kokladım.

"Siz çok mu güzelsiniz?" dedim, iç çekerek çiçeklerle konuşurken. Elimi toprağın üstünde gezdirip içime giren huzursuzlukla rahatlamaya çalıştım. Üstümün kirlenmesi umrumda değildi. Bu zambakların arasında sonsuza kadar yaşayabilirdim.

"Sen... Çiçeklerle mi konuşuyorsun? Hem senin, benim bahçemde ne işin var?!" kafamı çevirdiğimde, çitten yapılma kapının arka tarafında Poyraz Aladağlıyı gördüm. Yavaşça yerden kalkıp ona doğru ilerledim.

"Siz..." gözlerimi ondan ayrıp mor zambaklara çevirip konuşmaya devam ettim."Çiçeklerle konuşmaz mısınız?"dedim, şaşkınlıkla gözlerimi üstüne dikip.

PUSULAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin