P-9"Alerji."

660 89 38
                                    

Keyifli okumalar^^

Keyifli okumalar^^

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


9. Bölüm: Alerji.

Otelin restoresini yapmak için notlar alınırken Aladağlı bütün dikkatini işine vermişti ve hayır... yaklaşık yarım saattir bana emir vermiyordu.

Resmen işi sahiplenmişti.insan bir
yanındaki de sorar fikriniz var mı diye. Tabii bunu Aladağlı'dan beklemekte tamamen benim hatamdı.

Otelin dış cephesinde kenarda şennur hanım ile Aladağlı konuşurken kendimi dışlanmış hissediyordum.ah hadi ama Doğa yapma!ben ona durmadan emirler verecek ve onun zorla yapmasını beklerken...

Gözlerim otelin kenarındaki küçük yuvarlak göle kaydı. Bu göl muhtemelen otele aitti.yavaş adımlarla taşların çevrelediği gölün önüne geldiğimde içindeki renkli taşlar dikkatimi çekmişti.burası gerçekten de harikaydı.taşların kenarına oturup elimi göle soktuğumda sıcak havanın aksine oldukça soğuk olan su rahatlatmıştı.

Gölün kenarındaki beyaz ördekler bütün tatlılığıyla gülümsememe neden olurken Aladağlı'nın bana doğru geldiğini görmemle gülen yüzüm bir çiçek gibi soldu.

"Büyük sorumluluk ben de deyip, bütün işi bana yıkıp burada oturmak tam sana göre."dedi alayla. Beni sinir etmek için elinden gelen her şeyi yapacaktı. Ve evet... sıra ben de!

"Kimse bana emir veremez derken siz de tam olarak bundan bahsediyordunuz sanırım." dedim
oturduğum yerden kalkarken.

"Şimdi nereye gidiyorsun peki?" Arkamı döndüğümde ona bir bakış attım.

"İşi şimdilik halletiğinize göre yapılacak pekte bir şey kalmadı. Tüm gün bir arada olmamız gerektiğini de
düşünmüyorum ayrıca." dedim alayla,
Resmen alayla konuşmak bana da bulaşmıştı.

Tamam doğa, kendine gel kızım!

"Sen öyle san." diye mırıldandı. Şaşkınlıkla ona baktığım sırada arkasını döndüğünde nereye gittiğini düşünmekle birlikte aklımda farklı teoriler oluşmuştu.

Düşünsenize, Aladağlı bir günümü onunla geçirmek istemedim diye küsüp, beni burada bırakıp Antalya'ya dönüyor.

Tamam, kabul ediyorum. Saçma bir düşünceydi.

Merakla arkasından ilerlerken arabasının önünde durmuştu. Yoksa... düşüncelerim doğru muydu?

Bagaja yöneldiğinde şaşkınlıkla onu izliyordum. Bagajın içinden siyah bir çanta çıkarıp zincirini açtı...

Ne! olamaz! Hayır, hayır! Bu bir fotoğraf makinesiydi!

"Bu ne?"dedim bir anlık şaşkınlıkla sanki ne olduğunu bilmiyormuş gibi.

"Televizyon," dedi gözlerini devirip,

"Bununla ne yapmayı düşünüyorsunuz?"diye garip bir soru yönelttim. Evet doğa fotoğraf makinasıyla ne yapılır? Eee... futbol oynayabilir...

PUSULAWhere stories live. Discover now