P-5"Fotoğraf."

834 102 52
                                    


Keyifli okumalar>333
Yukarıdaki şarkıyı açmayı unutmayın^^

Keyifli okumalar>333Yukarıdaki şarkıyı açmayı unutmayın^^

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


5. Bölüm: Fotoğraf.

Kemal Bey'in odasına yaklaştıkça, içeriden gelen sesleri duyabiliyorum. Kulağıma ulaşan seslerle adeta yerimde donmuş kalmıştım.

Poyraz Aladağlı, buradaydı.

"Yapamıyorum, anlamıyor musun? Burada nefes alamıyorum!"

"Saçmalama. Burada koskoca şirket varken, her şeyi bırakıp gidemezsin. Senin için oradaki evi kullanmana müsaade ettim. Devamı gelmeyecek!"

"Sen hala hangi yüzle konuşabiliyorsun ya benimle! Tabi etrafa ahkam kesmek kolay. Tek bildiğin rol yapmak zaten. Beni istediğin gibi oradan oraya oyanatamazsın. Buna izin vermeyeceğim!" diye kükredi Poyraz Aladağlı. Odanın içinde vazo olduğunu tahmin ettiğim cam parçasısın kırılma sesi adeta bütün şirketin içinde yankılanmıştı. En azından bu kattaki herkesin duyduğun emindim.

Nefes alıp verişlerimin aksine ayaklarım şaşkınlığını korumakla beraber hareket dahi edemiyorlardı. Seslerin kesilmesiyle ani bir refleksle kendimi kapının kenarındaki kolona yaslamamla böylece odadan çıkan Poyraz Aladağlı'ya yakalanmamış olmuştum. Arkası dönük bedeni öfkeyle asansöre ilerlerken, sonunda asansörün gelmesiyle gözden kaybolmuştu.

Ben ise hâlâ üstümdeki şaşkınlığın ve korkunun izlerini taşıyordum. İçeri girmek için biraz zaman kazanmaya çalıştım ancak şu anda odaya girmek ve girmemek arasında ikilemde kalmıştım. İçimeki korkan taraf odama gitmemi söylese de, elimdeki dosyaların aciliyetinden dolayı yönümü Kemal Bey'in odasına çevirdim. Kesinlikle meraktan değildi!

Açık kapıyı iki kere tıklatmanın ardından Kemal Bey'in Gir  komutuyla senkronize bir şekilde adımımı odaya attım. Âdeta sherlock holmes misali gözlerimi içeride gezdirirken, sevgili patronuma rezil olmamak maksatıyla, yerde bin parçaya ayrılmış vazoyu sanki hiç orada değilmiş gibi görmezden gelerek bakışlarımı Kemal Bey'e yönelttim.

"Bu dosyaları istemişsiniz." dedim, en yumuşak ses tonumu kullanarak. Dosyaları masanın üstüne koyup oldukça gergin gözüken patronuma, şimdi ben de eşlik ediyordum.

"Poyraz Aladağlı'nın evinin son hali nedir?" diye sordu Kemal Bey, ciddi ifadesiyle.

"Mobilyalar atölyede hazırlık aşamasında. Yarın badana için ustalarla eve gideceğiz, Kemal Bey." karşımdaki adamın halini görünce içimden bir şeyler koptu. Resmen bir saate 10 yaş yaşlanmıştı.

"Pekii Doğa." dedi, başını olumlu anlamda sallayarak.

"Başka bir şey yoksa ben çıkabilir miyim?" diye sordum.

"Tabii."

Kemal Bey'e tebessüm ederek ve yerdeki kırık vazoya bakmamaya çalışarak odadan çıktım. Kapının önünde durup olanları düşünmek için odama girene kadar kendime izin vermiştim. Merdiven basmağı ve asansörün ortasında durduğumda, bana kollarını açmış bekleyen basamaklara yöneldim. Aklımdaki düşünceler beynimin her köşesine adeta ev sahibi gibi yuvalalarını yapmaya başlamışken, onları kapı dışarı edemedim. Sonunda odama girdiğimde, kendimi yumuşacık, dönen sandalyeme bırakmıştım.

PUSULAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin