P-48"Belki."

162 16 51
                                    

Keyifli okumalar^^

Keyifli okumalar^^

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

48. Bölüm: Belki.

Elimdeki telefon ekranına attığım uzun süreli bakış sonrası, hızla arabaya geçmiştim. Şoför koltuğuna sabah gördüğüm korumalardan biri geçerken, yanına ise dakikalar önce adını öğrendiğim Altay geçmişti. Aklımdaki düşünceler sebebiyle yolun nasıl son bulduğunu anlayamamış ve araba evin önünde durduğu an hızla arabadan inmiştim. Kendimi, kendim dışında hareket ediyormuş gibi hissediyordum. Eve girişim, babaannem ve dedeme Poyraz'la neler konuştuklarını bile soramadan hızla odama çıkışım ve yaklaşık yirmi dakikadır çantama bakıyor olmam saniyeleri andırıyordu. Aslında baktığım tam olarak çantam sayılmazdı. Derdim, içindeki mektuplaydı.

Derdim belki de, dakikalar önce bilinmeyen biri tarafından telefonuma gönderilen mesajdaydı, emin değildim. Ne kastettiğini düşünmeye çalışmak başımın ağrımasana sebebiyet verirken, yine de mesajda geçen, 'Derdi yaratan." ifadesinin ne anlama geldiğini ve derdi yaratanı bilmediğim gibi, çareyi nasıl aradığımı da sorgulamayı bırakmıştım.

Tüm bu kafa karışıklığıma rağmen arabaya bindiğim an, Poyraz'a, arabaya bindiğimde dair mesaj atmayı ihmal etmemiştim. Hoş, arabaya binmediğimi öğrendiği gibi, bindiğimi öğrenebilirdi hiç şüphesiz.

Bakışlarımı çantamdan çekip üzerimdeki kabanı zorlukla çıkardım. Yatağımdan kalkıp kabanı askılığa astıktan sonra yorgunlukla banyoya yöneldim. Üzerimdeki kıyafetlerimi çıkarıp sıcak bir duşun altına girdiğimde biraz olsun kendime gelmeye dilemiştim.

Tepkilerim tükenirken, düşünceleriminde tükenmesini ummaktan başka bir yolum yoktu. Kendimi yorgun hissediyordum. Hatta, şimdi gidip yatağıma yatmak ve mümkünse uzun bir süre uyanmamak istiyordum. Ama bu geceki yemeğe katılmak istediğimi bizzat ben söylemiştim Poyraz'a. Söylediklerimin her ne kadar arkasında olsamda, Burcu ile aynı ortamda bulunacak olmak, aklıma günler önce katıldığım daveti getiriyordu. Eğer bu gece de bana öyle davranırsa kesinlikle önceki gibi sakin olamazdım. Onu ilk gördüğümde büyük çaplı bir şok geçirmiş olabilirdim ama bugün onun dilinden konuşabilirdim pekâlâ.

Banyodan çıktıktan sonra, siyah, İpek iç çamaşırlarımı giyindim hızla. Siyah, dar bir pantolonun üzerine yine aynı renkte siyah, düz bir kazak geçirdim. Kazağı pantolonumun içine geçirerek şık bir kemer taktım ve üzerime kırmızı bir ceket giydim. Beyaz, spor ayakkabılarımıda ayağıma geçirdikten sonra oyalanmadan makyaj masama geçtim. Saçlarımı hafif dalgalandırarak açık bırakırken, makyajımı da tamamladım ve kalktım masadan. Boy aynamdan kendime baktığımda ruhsal yorgunluğuma rağmen, duş aldığım için kendimi biraz daha dinç hissetmiştim. Hazır olduğuma kanaât getirdikten sonra, üzerime siyah paltomo geçirdim ve beyaz küçük bir kol çantasına telefonumu ve cüzdanımı koydum.

Daha fazla oyalanmadan odamdan çıktım ve merdivenler aracılığıyla salonda oturan babaannem ve dedemin yanına geçtim.

"Selam ev ahali!" diyerek saloma girdim ve babaannem ve dedemin bakışları altında, ikisininde ortasında bulunan tekli koltuğa oturdum.

PUSULAWhere stories live. Discover now