P-17 "Dik Yokuşlar."

508 61 97
                                    

Duymayan kalmasııınnn, Yeni bölüm geldiii^^

Bölüm şarkısı,
Sufle: Yalnızmışız ölürken

Keyifli okumalar>333

__

__

17.Bölüm: Dik Yokuşlar.

Bölüm: Dik Yokuşlar

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

__

__

Kulaklarınızdan geçen cümleleri, kelimeleri, gereksiz harfleri Düşünün. Gökyüzüne baktığınızda orada hapsolmak isteyeceğiniz ve sonu bulunmayan yollarda yürüceğiniz anları. Aklınızda kurduğunuz dünyayı, orada habersiz oynadığız rolü. Bazı anlar vardır hani,oturduğunuz yerde bir türlü rahat edememek gibi, ve hareket ettiğiniz an kendinizi bir uçurumdan aşağı bırakılacak gibi hissettiğiniz zamanlar. Hayatta yaşadıklarınızı ayağınıza giren kramplar olarak düşünün ve, ne pahasına olursa olsun hareket ettiğinizi. En son ise, o uçurumda yuvarlanırken fiziksel olarak aldığınız yaradan öte kalbinize giren korkuyu...

Sorduğu soru üzerine beş dakikadır durmuş, vereceğim cevabı düşünüyordum. Onunla gerçekten arkadaş olmak istiyor muydum, bundan bile emin degildim.

"Neden?" Diye sordum aniden,

"Neden benimle arkadaş olmak istiyorsun. Daha bir hafta öncesine kadar tahammül edemediğin biriyle seni arkadaş olma fikrine iten ne?" Atıştıran yağmur durmuş, yerini ılık esen rüzgara bırakmıştı. Bakışlarımı Aladağlı'ya sabitlediğimde, gözlerini sıkıca yumup derin bir nefes aldı.

"Bilmiyorum Doğa. Uzun zamandır kimseyle gerçekten bir şey paylaşmadım. Küçükken annem karşıma geçip aynen söyle konuşmuştu belirsizce, ' Bazı insanlar dünyaya bir iz bulmak için gelirler, bazıları için ise açan güneş sadece yeni bir günden ibarettir. Ama sen aradığını bulmak için geldin.' bu sözler altı yaşımdan beri kulaklarımda ama ben sadece on beş yaşından beri bu sözlerin altında eziliyorum. Pekii ya sen... sen buldun mu?"

"Neyi?" Dedim kurduğu cümleler beni şaşırtırken. Annesine ne kadar değer verdiğini evinde, içinde fotoğraf bulunan çerçeve yere düşüp, elime aldığımda verdiği tepkiden anlamıştım. Evet, o fotoğraftaki kadının annesi olduğuna emindim.

"Sen hayattaki izini bulabildin mi?" Diye konuştu bir sır verirmiş gibi.

"Aslında..." Diye başladım söze,

"Ben hayatta... bana bırakılacak bir iz olucak kadar kendimi değerli hissetmedim. Dünyaya geliş amacını umursamayan ve annenin dediği gibi açan güneşin sadece yeni bir günden ibaret olduğunu düşünenlerdenim belki de." Dedim hüzünle.

" Dışına böyle yansıtmadın ve böyle biri olmadığını en az benim kadar sende biliyorsun." Dedi kararlılıkla.

"Bak... Ben özür dilerim ama benimde cesaret edemediğim şeyler var ve bunları dışıma yansıtmaktan hoşlanmam."

PUSULAWhere stories live. Discover now