"Herkesin bir hikâyesi vardır ve, bazen bu hikayenin ucundan tutmak, o hikâyeyi yaşamaktan daha zordur."
__
"Sen hep, en etkilendiğim bir kitap satırı gibi olacaksın benim için. Bıkmadan defalarca okuduğum, aklımdan çıkmayacağını bildiğim halde ezbe...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
8. Bölüm: Veda.
Gözlerimi, çatlayan baş ağrısıyla açtım yeni güne. Aniden gelen mide bulantısı ile yatağımdan kalkmam, başımın dönmesine sebebiyet verse de, banyoya ulaşmam kısa sürmüştü. Klozetin kapağını açıp, dün akşamki alkolün izlerinden kurtulmak istercesine boşalttım içimi.
Yorgunlukla dizlerimin üzerine çöktüğümde, sırtımı banyonun zeminine yasladım. Gözlerimi sıkıca yumduğumda, başımın ağrısını bir nebze de olsa dindirmekti amacım. Gözlerimi bir süre sonra araladığımda aynadaki yansımamla göz göze geldim. Boydan boya uzanan aynanın önünde durdum ayağı kalkmadan ve aksimi inceledim.
Morarmış gözler, solgun dudaklar, sararmış bir yüz. Elimi yavaşça kaldırdım ve saçlarıma dokundum. Gözlerime, dudağıma, en sonunda ise yanağıma.
"Kendisini tanımıyorum, sanırım karşı komşum. Onu gördüğümde çok kötü görünüyordu. İyi olacak mı?"
Berbat görünüyordum.
"Türkiye'yi özlüyor musun? Antalya'yı? Orada doğup büyümüşsün sonuçta."
"Antalya benden her şeyimi aldı Wilson. Oraya bir daha gitmem sanırım. Gerçi artık benden alacağı kimse kalmadı."
Ben ne yapıyordum?
Kendime ne yapıyordum? Kim için bu hâle geliyordum? Ne için mahvediyordum yine kendimi? Bana hayatımın en korkunç anında veda edip, ardından beni herkes gibi gördüğünü dile getiren eski sevgilim için mi? Tüm bunlara rağmen onun yanında duran en yakın arkadaşım için mi? Beni daha bebekken terkedip giden biyolojik anne ve babam için mi? Ailemin katili sayılan Barbaros Soykan için mi?
Ben yine kendi kendimin ailesi olurken, kimin arkasından yas tutuyordum?
Ben neden kendimi bana güçsüz hissettirenlerin ardından bakıyordum yeniden?
Ayağı kalktım yavaşça, üzerimdeki kıyafetlerden kurtulup uzun bir duş aldım. Ardından odama geri dönüp, dolabımdan siyah şort ve askılı eşofman takımı giyinip saçlarımı kendi kendine kurumaya bırakarak odamdan çıktım. Mutfağa indiğimde kendime kahvaltı hazırlamaya başladım. Dün sabah, ev için alışveriş yapmayı ihmal etmemiştim. Canım pek bir şey istemese de, baş ağrım yüzünden ilaç almak için kendime sandiviç hazırladım ve kahvemi alarak evin bahçesinde bulunan masaya geçtim.