Keyifli okumalar dilerim^^
James Bay- Let Her Go
15. Bölüm: Son Defa.
Kulaklarımda, az evvel sertçe çarpan kapının sesi yankılanırken, ayaklarımın bağı çözülmüş gibi yere çöktüm. Yanaklarım, gözyaşlarıma ev sahipliği yaparken, kollarımı kendime sardım.
Beni bırakıp gitmesi bile bu kadar canımı yakmamıştı ve, şu anda bu acı ile nasıl başa çıkabileceğim konusunda bir fikrim yoktu.
Hiç bir açık kapı bırakmamıştı.
Dışarıda duyduğum hareketlilik bile, yerimden kalkmamı sağlamadı. Gözyaşlarım durdurak bilmez bir şekilde akarken, gürültülü bir şekilde açılan- Daha doğrusu kırılan- kapı ile, salona doğru bir ses yükseldi.
"Doğa!" Bu ses, Selçuk Yalçınkaya'ya aitti.
Hıçkırıklarım loş ışıkla aydınlatılan salonda çınlarken, gözlerim, yavaş yavaş kapanmaya başlıyordu.
"Kızım." dedi, aynı ses tekrardan.
"Kızım."
"Baba," diye fısıldadım sessizce. "Kurtar beni lütfen."
"Geldim kızım." dedi, bu sefer. Gözlerimi yavaşça araladığımda, Selçuk Yalçınkaya, tam olarak karşımdaydı. Yanıma doğru ilerledi ve ben daha ne tepki vereceğimi bile bilemezken, sıkıca sardı beni. Başım göğsüne denk gelirken, kendimi kıyametimin koptuğu ve bebeğimi kaybetmenin ardından ilk kez bu kadar yıkılmış hissediyordum.
Yavaş yavaş havalandığımda da, kulağıma birkaç kişi tarafından sessiz fısıltılar gelse de, ya da tenime akşamın soğuk rüzgarı çarpsa da, gözlerimi açmadım. Bir arabaya bindirildim. Araba hareket etti. Nereye gidiyoruz diye sormadım. Nereye gittiğim umurumda değildi.
Kısa bir süre sonra araba durdu. Ve tekrar havalandım. Kapılar açılıyor, kapılar kapanıyordu. En sonunda yumuşak bir yatağa bırakıldım. Gözlerim ısrarla açılmıyordu. Gözlerimi açmaya halim yoktu. Yorulmuştum. Ve biliyordum ki, eğer gözlerimi açarsam, bu kadar sessiz kalmayacaktım. Bundan dolayı, daha sıkı yumdum gözlerimi. Ta ki, karanlığa tamamen teslim olana dek.
Büyük bir gürültüyle çarpan şimşek ile gözlerimi hızla açtığımda, birkaç saniye sonra cama vuran yağmur damlaları ile birlikte kaşlarım çatılı bir vaziyette etrafı incelemeye başladım. Geniş bir odaydı ve içerisinde bir dolap, çift kişilik bir yatak, ve de bir makyaj masası vardı. Yatağın iki yanındaki komidinlerden bir tanesinin üzerindeki abajurdan hafif bir ışık yayılıyordu odaya.
Yavaşça üzerimdeki yorganı kaldırıp ayağı kalktım. Camın kenarına geldiğimde, üzerine durmadan yağmur damlacıklarından dışarıyı seyrettim. Dönüp dolaşıp, kendimi burada bulmam normal miydi? Hem de, bir gün içerisinde 3 defa.
KAMU SEDANG MEMBACA
PUSULA
Misteri / Thriller"Herkesin bir hikâyesi vardır ve, bazen bu hikayenin ucundan tutmak, o hikâyeyi yaşamaktan daha zordur." __ "Sen hep, en etkilendiğim bir kitap satırı gibi olacaksın benim için. Bıkmadan defalarca okuduğum, aklımdan çıkmayacağını bildiğim halde ezbe...