P-7"Belirsiz Kapılar Ardında."

149 20 106
                                    

Erken gelen bir bölüm olmasının en büyük sebebi, aynı zamanda kitap için önemli bir bölüm olması. Hemen atmak istedim.

Yukarıdaki müziği dinleyebilirsiniz.

Keyifli okumalar dilerim^^

Keyifli okumalar dilerim^^

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

7. Bölüm: Belirsiz Kapılar Ardında.

Üniversitenin 2. senesinde, kendimiz seçtiğimiz bir soru ile anket yapma ödevi verilmişti öğrencilere. Beş yıl sonra kendini nerede görüyorsun? sorusuna inat, Beş yıl önce neredeydin ve beş seneden bu yana hayatında belirli değişiklikler oldu mu? sorusu altında bir ödev yapmaya karar vermiştim.

Verilen cevaplarda beni en çok şaşırtan ise, insanların, beş yıl boyunca hiç değişmediklerini iddia edişleriydi. Oysaki benim hayatım, 1,5 sene içinde öyle bir değişmişti ki, takip edemediğim olayların içinde ben de değişmiştim. Üstelik hâlâ da değişmeye devam ediyordum.

Yeni arabam, otobanda ilerlerken, Uzay'ın yarım saat önce konumunu attığı mekana gidiyordum. Benim için Soner Kılıç ile bir görüşme ayarlamıştı. Bu görüşme de o da benimle beraber olacaktı.

Onu görmek tüm dengelerimi alt üst etmişken, herhangi bir şeye odaklanabileceğimi sanmıyordum. Bir buçuk sene boyunca, gerek rüyalarımda, gerekse birkaç halisünasyon haricinde, dün gece kafede ve birkaç gün öncesinde bir internet sayfasında haberini görmüştüm. Başka bir kadınla.

Kendime gelmeliydim. Derhâl!

Arabam, Soner Kılıç'ın ofisinin önünde durduğunda, telefonumdan yükselen melodiyle yan koltuktaki telefonuma uzandım. Kayıtlı olmayan bir numaraydı. Çağrıyı yanıtladım.

"Doğa." dedi, karşı taraftan duyulan endişeli bir ses. Selçuk Yalçınkaya.

"Gözlerim yaşardı gerçekten. Kimliğini kullanarak telefon kullanabilmem oldukça şaşırtıcı." dedim, alayla.

"Neredesin sen? İyi misin?" Sesi hâlâ endişeliydi.

"Nerede olduğumu bilmiyor musun gerçekten? En son adamların peşimdeydi, ne oldu?"

"Adamları atlatıp otelden çıkmışsın."

"Otele boşuna ortak oldun. Tüh!" dedim, söylediğini umursamadan.

"Güvenliğin tehlikede olabilir. Neredesin?"

"Dün gece otel odama girilmiş. Yatağımın üzerine bir not bırakılmış." dedim, alalade bir şeyden bahseder gibi.

"Ne notu?" diye sordu şaşkınlıkla.

"Haberim yok deme bana. Seni ciddiye almamam için elinden gelen her şeyi yapıyorsun." dedim, bakışlarımı kol saatime çevirdimde. Geç kalıyordum.

"Haberim yoktu."

"Barbaros Soykan, ya da adamları, bu kadar dibime girebiliyorsa eğer, etrafımda kalabalık yapmanı istemiyorum." Telefonu suratına kapattım ve ardından arabadan inip ofise doğru ilerlemeye başladım.

PUSULAWhere stories live. Discover now