P-7"Pişmanlık."

756 94 352
                                    

Keyifli okumalar dilerim^^

Keyifli okumalar dilerim^^

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


7. Bölüm: Pişmanlık.

Odamda oturmuş duvarla adeta bütünleşen gözlerimi zar zor duvardan çekip, ayağa kalktım.
Kafamın karışık olması işleri daha çok çıkmaza sokarken, Kemal Bey'in anlattıklarını da düşünmeden edemiyordum.

Aladağlı'nın şirkete geldiğinde içinden gelen öfkesinin bütün sebebi sadece burada çalışmak istemeyişinden mi ibaretti? Peki ya ben bu işi nasıl hallecektim? Onunla iki kelime konuşmak bile bu kadar zorken aynı zamanda bir işi birlikte yürütmek... Bunu gerçekten halledebilir miydim?

Belki de ilk başta yapamayacağımı
söylemeliydim ama artık iç işten geçmişti.

Havadan ılık esen rüzgarla kapanan
pencereme ilerleyip kenarına kalemliklerimden birini koydum. 11. kattan aşağı bakarken kendimi geri içeri doğru çektim. Masama oturmadan Yalın'la bugün aldığımız işle ilgili konuşmak üzere not defterimi ve yanıma yedek kalemliğimi alıp odamdan çıktım. Pekte kalabalık olmayan koridorda ilerlerken, sonunda Yalın'ın odasına gelebilmiştim. iki kere tıklatmanın ardından kapıyı yavaşça açıp sadece vücudumun yarısını içeri atıp odaya bakındım.

"Doğa, gelsene." Yalın elindeki kağıtları masanın üstüne bıraktıktan sona ayaklanıp masanın çaprazına geçmişti. Ben de tamamı ile odaya giriş yapmıştım.

"Bugün aldığımız işle ilgili konuşmak için geldim." dedim, masanın önündeki karşıklı iki sandalyeden sol taraftakine otururken. Ardından elimdeki not defterimi önümdeki satranç bulunan sehpanın yan tarafına bırakıp bakışlarımı tekrar Yalın'a yönelttim.

Yalın yüzündeki garip bir keyifle ellerini saçlarına daldırıp karşımdaki sandalyeye oturdu.

"Bugün aldığımız işi tek başıma üstlenebilirim." dedi, gözlerime bakarken.

"Bu işte ben de varım." dedim, kararlılıkla.

"İki işi birden üstlenmek zor gelmeyecek mi?" dedi, gözlerinin odağı tekrar gözlerim olurken.
Ardından bir şey hatırlamış gibi tekrar gözlerime baktı. "Aslına bakarsan üç tane iş... Poyraz Aladağlı'nın evi, bugün aldığımız iş ve senin Poyraz Aladağlı'ya rehber olmak için üstlendiğin yeni iş."

"Senin yeni işten ne zaman haberin oldu?" dedim, şaşkınlıkla.

"Bir tek benim değil, bütün şirketin haberi var. Aladağlı şirketinin veliahdı Poyraz Aladağlı, şirkette çalışmaya başlıyor sonuçta."dedi, yüzünden eksilmeyen sinir bozucu bir gülümsemeyle.

"Anlıyorum. Tamam, şimdi Aladağlı'yı bırakta işe odaklan." Sehpanın üstündeki not defterimi elime alıp not alma pozisyonuna geldikten sonra işi anlatması için tekrar yalın'a yöneldim.

"Hadi, anlat." dedim, konuşması için sabırsızca beklerken.

"Ne anlatayım? "dedi, anlamsızca yüzüme bakıp.

PUSULAWhere stories live. Discover now