P-11"Siren Sesleri."

159 17 100
                                    

Keyifli okumalar dilerim^^

Evanescense- My immortal

Evanescense- My immortal

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

11. Bölüm: Siren Sesleri.

Dikkatimi olabildiğince elimdeki telefonda tutmaya çalışırken, yeni bir çıkmazın ardında olduğumu zannederekten nefes almam sanki kilometrelerce koşmuşum gibi hızlanmıştı.

"Neredesiniz?!" diye konuştum kendimde bulduğum son güçle.

"Benzinlikteyiz." Kadın zorlukla adresi vermeye çalışırken telefonu çoktan kapatmış ve dış kapıya yönelmiştim yaşlı gözlerimle. Çok fazla uzaklaşmış olamazdı. Benzinlik buraya on dakika uzaklıktaydı.

"Doğa?" Bana seslenmekte olan Uzay'a çevirdim bakışlarımı. "Nereye gidiyorsun?" diye sordu.

"Sen burada kal. Çağatay'ın yanında kal Uzay!" Hızla dışarı çıktığımda gözyaşlarım sebebiyle etrafı bulanık görüyordum.

Arabama binip hızla sürmeye başladım. "Poyraz." diye bir fısıltı çıktı dudaklarımdan. Beni uyarmıştı. Kahretsin! Bir şey olamazdı. Ona bir şey olamazdı. Olmamalıydı. Arabam dakikalar içinde benzinlin önünde durdu. Birkaç adım ötede kalabalık vardı. Arabadan inip adımlarımı hızlandırdım ve kalabalığın içinden geçtim. Oradaydı. Göğsünden vurulmuştu.

"Poyraz!" Hızla yanına eğildim. Gözleri yarı açıktı. Bakışlarımı etraftaki insanlara çevirdim.

"Ambulans birkaç dakikaya burada olur." dedi yaşlı bir adam.

Bakışlarımı tekrar Poyraz'a çevirdim. Ellerimi yanağına dokundurdum. "Doğa." dedi zorlukla. "Sen misin?" Gözümden akan yaşlar gömleğine düşmüştü.

"Evet, benim. Yorma kendini lütfen. Birkaç dakikaya ambulans gelecekmiş." Az evvel benimle konuşan kadın vurulduğu yere bir bez parçası bastırıyordu.

"Doğa." dedi Poyraz bir kere daha. "Sevgilim."

"Poyraz," dedim boğazımdan kaçan hıçkırığa mani olamayarak. "Lütfen kendini yorma." Derin bir nefes alamaya çalıştım ancak almamıştım. "Nerede kaldı bu ambulans!" diye bağırdığım an ambulansın siren sesi yükseldi geceye.

Ambulans hemen önümüzde durduğunda görevliler arka kapının açılmasıyla sedyeyle aşağı indiler. Poyraz'ın ise gözleri yavaş yavaş kapanmaya başlamıştı bile. Kendimde değildim. Hayır, o an, asla kendimde değildim.

"Poyraz, lütfen ölme!" dedim gözlerimden akan yaşları umursamadan. Poyraz'ı aldılar, sedyeye yerleştirdiler, ve ambulansa doğru ilerlediler hızla.

Beni uyarmıştı, ve ben onu dinlememiştim.

Cebimdeki hırkadan yükselen melodi sesleri kulaklarımda yankılanıyordu. Ses boşluktan geliyordu. Görevli bir kadın damar yolunu bulup koluna serum takarken elerinin soğukluğunu almak istercesine elini tuttum sıkı sıkı. Benim de ellerim buz gibiydi.

PUSULAWhere stories live. Discover now