Rakı yarım doldurulur kadehe, hiçbir zaman eksik veya fazla olmaz sudan.
Derler ki, rakı masasında yokluğuna küfür edecek bir can vardır mutlaka, o yüzden boş kalan yanı sana dolu olan yanı yarana...
Bir adamın kalbi buzdan kalıplarda deği...
Merhaba canlar... Bilen bilir bu ara benim hal hal değil. Kafam karman çorman ama biraz daha iyiyim. En azından artık durumu ağır da olsa yüzünü güldürebiliyorum. Bu da kardır...
Neyse, hadi bölüme geçelim, fazla uzatmayayım...
Seviliyorsunuz...
İyi okumalar...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Direksiyonu tutan ellerinin uyuşmaya başladığını hissedince son sürat olan halini yavaşlatıp u çekerek sahil kenarında durmuştu. Çeketinin iç cebindeki deri eldivenleri çıkarıp giyerken bakışları sırtı dönük kızda takılı kaldı adamın. Böylesine bir benzerliği almıyordu aklı hayali. Siyah hafif dalgalı saçların savruluşu dahi aynıymış gibi göründü gözüne. Durdurduğu motorun kontağını kapatarak üzerinden indiğinde korkak adımlarla ilerledi sırtı dönük varlığından bir haber kadına. Elini usulca kadına yaklaştırıp omuzuna dokunduğunda ise mırıldanmıştı.
'E-ef-ser' omuzuna dokunduğu kadın anında yerinden sıçradığında Melikşah gerilen çenesiyle bir adım gerilemiş havadaki elini zorlukla indirmişti.
'A-fe-dersiniz. Birine benzettim.' genç kız hızlıca kırpıştırdığı göz kapakları arasından dilini yutmuş gibi bakmaya devam etti. Kara kara gözleriyle aklındaki düşünceleri bir anda alıp gitmişti bu adam. Yetmez gibi bir de azıcık kalan aklını alıvermişti.
'Rahatsız etmek istemezdim. Gerçekten üzgünüm, iyi akşamlar.' geldiğinden bambaşka adımlarla ve umudunun yerini alan hayal kırıklığıyla motoruna yönlendiğinde bir iki adım kalmıştı ki tutulan koluyla duraksadı.
'İyi misiniz?' naif, kendini bilen ama şaşkın sesi duydu bu kez adam. Bakışlarını kıza çevirdiğinde onun merakla yüzüne bakışını inceledi.
'İyiyim, sadece sizi biriyle karıştırdım. Dediğim gibi affedersiniz.'
'Sadece dilde iyisiniz, gözleriniz hiç öyle bakmıyor.'
'İnsanların bakışlarını analiz edebiliyor musunuz?' Melikşah kaşlarını hafiften çattığında kız hala tuttuğu kolu bırakıp sertçe yutkundu. Adamın yüzündeki şaşkınlık ve mağlubiyet kendini yitirip de sert mizacı ortaya çıktığında çekinmeden edememişti.
'Aslında hiç anlamam ama sizin bakışlarınız çok fark ettiriyor. Sanki beni birine benzetme ihtimaliniz yokmuş gibi geldi.'
'Yok çünkü.'
'O zaman ne-'
'Umut işte. Neyse boş verin.' Melikşah motorun üzerine tekrar yerleştiğinde kızın sesi yine duyulmuştu.
