Bölüm 23 - Bir Geçmiş Hikayesi

6.6K 340 16
                                    

Onca gecikmeden sonra şükür ki gelebildim. Hesaba giremedim giremedim ama yakaladığım anda çıkmadan bölüm paylaşayım dedim. Neyse lafı fazla uzatmayayım ben, siz de bir Melikşah Selçuklu'yu, bir Erva Çakır Selçuklu'yu özlemişsinizdir. 

Beğeni ve yorumlarınızı merakla bekliyorum, haberiniz olsun. 

Keyifli ve iyi okumalar...

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Uzandığı yerden bakışlarını şömineden çekip Erva'ya çevirdiğinde kadının balkon kapısı önünde gözünü dışarıdaki sağanak yağışa diktiğini görerek süzmüştü. Üzerindeki yorgunluğa rağmen doğrulup bir yudum su içtiğinde bir an ortalığı aydınlatan şimşekle kadının sıçrayıp geri geri yürümesi bir olduğunda Melikşah kaşlarını çatıp oturduğu yerden de kalkarak kollarını yakalamıştı.

'İyi misin? Erva. Ne-ne oldu? Niye gözlerin doldu?'

'Gidelim buradan, lütfen.'

'Erva, sakin ol. Şimşekten mi korkuyorsun? Seni rahatsız mı ediyor.'

'Melikşah gidelim.' Dolan gözlerindeki damlalar firar etmeye başladığında Melikşah sol gözünden düşen ıslaklığı hızlıca yakalamıştı.

'Şıttt... Sakin ol, sakin ol ben yanındayım.' Tişörtü kadınların avuçları arasına öyle sıkışmıştı ki şimşek nedeniyle aydınlanan yeryüzüyle elleri arasındaki bedenin irkildiğini hissederek kendine çekip başını göğsüne yaslamıştı. Açıktaki kulağını da avucuyla örtüp başını dudaklarına bastırdığında boşta kalan eli sırtını destek olurcasına okşamaya başlamıştı. Öyle göğsüne basıyordu ki duymayacağı ayan beyan beli olsa da mırıldanmaktan kaçınmamıştı.

'Yanındayım. Hiçbir şey olmayacak.' Küçük adımlarla arkadaki koltuğa yaklaşıp oturduğunda Erva'nın tedirgin bedeni de hala başı göğsünde bedeni koltukta sığınmış halde duruyordu. Yeniden çakan şimşek ve gürültüsü yankı bulduğunda kollarının arasındaki bedenin sıçramasıyla doğrulmasını sağlayarak dizlerine çekmişti zayıf bedeni. Hastada olsa gücü yerindeydi çok şükür. Kadının başını avuçları arasına alıp hala gözyaşı döken mavilerine baktığında o ıslaklıklara dudaklarını bastı birer birer.

'Ben yanındayken sana bir şey olmasına izin vermem. Hem de asla.'

'O sesi duyunca, çıldıracak gibi oluyorum. Ailemi kaybetmeden önceki gece, hava böyleydi, tıpkı böyle durmaksızın yağmur yağıyordu. Olanları hatırlıyorum. Bu hava beni korkutuyor Melikşah.' Ardından gök gürültüsü ve yeni bir şimşek kendini gösterdiğinde göğsüne kapanan kadının başını tekrar yakalayıp kendine bakmasını sağladı.

Kalbi KorWhere stories live. Discover now