Bölüm 59 - Bir Evlat Aşkı

3.8K 232 36
                                    

Zaman uzun mu kısa mı bilmem ama ben yine darlandım. Allah sevdiklerinizden ayrı bırakmasın. Tek diyeceğim bu.

Neyse hepinize iyi okumalar...

Sanki yıkılsa ortalık, iki solukluk canın var deseler birini mutlaka karısına verir gibi hayrandı gözleri

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sanki yıkılsa ortalık, iki solukluk canın var deseler birini mutlaka karısına verir gibi hayrandı gözleri. Kalan bir nefesini de son kez sevdiği kadına ve oğluna bakmak için kullanırdı emindi ki. Hayatı boyunca abisinde gördüğü en güçlü duyguları görüyordu. Umudun bir yerlerden çıkıp gelmesini beklemiyordu Melikşah, umudun tam da şuan odasında, yatağında kıvrılıp uyumuş olduğunu biliyordu. Hep ensesinde soluğunu hissedeceğine dair bir düşünce vardı beyninin ücra köşelerinde. O umut Melikşah'ın hep ensesinde soluklanacak, hep içini doldurup en güzel hisleri yüreğinde hissedecekti.

'Peki Timuçin'i ilk gördüğünde ne hissettin?' sorusuyla abisinin güldüğünü görünce kaşları havalansa da cevap bütün mimiklerinin garip bir tuhaflığa bürünmesine neden olmuştu.

'Hatırlamıyorum.'

'Nasıl hatırlamıyorsun?'

'Yaşadığımdan bile emin değildim oğlum, nasıl hatırlayayım.'

'Baba olmak nasıl bir şey peki?' ciddiyetle mırıldandığında Melikşah dudaklarını ıslatarak elindeki biradan büyük bir yudum daha almıştı.

'Bütün duyguları o kucağındayken aynı anda yaşamak, korkuyu, hüznü, mutluluğu, umut dolu olmayı ama hiç birini ayırt edememek.'

'Bir de...' Yafes daha ağzını açmadan mırıldandığında Melikşah derin bir nefes alıp devam etmişti.

'Burada böylece otururken, yüreğinin yukarıda ufacık bir beşikte uyuyor olması gibi bir şey.' Yorumunun ardından bu kez adamın yüzünde hafif dalga geçen bir tebessüm oluşmuştu.

'İyi ki erkek babasısın, kızın olsa herhalde hiç yüzünü göremeyiz.' Melikşah bir an itiraz etmeden başını sallamıştı. Çünkü oğlu gelene kadar ellerinde avuçlarında minicik, sürekli etrafa gülücükler saçan, neşeyi resmen yemek yerine yiyip bitirmiş bir ufaklık vardı. Ne kadar yeğeni de olsa Erem geldiği ilk günden beri amcalarının göz bebeği olmuştu. Tabi bir o kadar da ortam kalabalıklığı yüzünden sosyal bir velet olması hepsinin gönlünü çalıyordu. Çünkü bir gün içerisinde ortalığa sadece uyurken gülücükler saçmıyordu.

'Hadi çıkalım. Senin uykun yok ama yenge uyuduysa en azından Timuçin uyanırsa yardımcı olursun.' Başını onaylarcasına sallayıp ayaklandığında ikisi de odalarına doğru yol aldılar. Çok yüksek olmamakla beraber yerleşim alanı oldukça geniş bir evin içindelerdi. Bir uçtan bir uca geniş odalarıyla insanın rahat rahat hareket etmesine müsaade ettiği gibi aynı zamanda oda çokluğu nedeniyle uzun bir müddet kendilerine yuva olacaktı burası. Melikşah sürgülü kapıyı kenara çekerek açıp odaya girdiğinde ardından tekrar örtmüştü ki beşiğin yavaş yavaş kıpırdandığını fark ederek tebessüm edip yaklaştı.

Kalbi KorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin