Bölüm 39 - Bir Yüzleşme

5.6K 288 8
                                    

Holaaaa... Ben geldim... Size minnoş bir bölümle merhaba derken yorum ve beğenilerinizi, ayrıca elbette ki eleştirilerinizi eksik etmeyiniz efenim...
Herkese iyi okumalar...

Şimdi o duaların bir bir kabul olmuş olması, Erva'nın mutluluktan hem ağlıyor hem gülüyor olmasının kafasını anlatsa bile kimse yaşayamazdı ki. Baba oluyordu, özellikle son bir haftadır, işler, ev, Erem derken aklından çıkan, sırf gecenin sessizliğine gömülünce yüreğini dağlayan şey elinin hemen altındaydı. 

'Hastaneye gidelim hemen.' durgunlaşır durgunlaşmaz aklına ilk gelen şeyle göğüs kafesine saklamak istercesine sardığı kadını bedeninden hafifçe uzaklaştırdığında Erva durulmak nedir bilmeyen gözyaşlarının yol yaptığı yanağını elinin tersiyle silip başını salladı. Az önceden beri aklına hiç düşmemiş endişeler şimdi içinde büyüyen bir korku olmuştu. Üstelik onlarca soruyu da ardı ardına getirmişti. Iyi miydi? Sağlığı nasıldı? Ne kadardır kanı ona can oluyordu? Düzensizliği var mıydı? Bir problem çıkar mıydı? Fark etmediği süre boyunca zarar verecek birşey yapmış mıydı? Dahası şimdiden sonra ne yapması gerekiyordu?

Yekta oturduğu koltuktan karşı duvara sırtını yaslamış abisi ve sanki her an birşey olacakmışcasına adama sığınmış yengesine baktığında derin bir nefes alarak elindeki araba anahtarıyla oynamaya devam etti. Durum Melikşah'ın ellerinin titremesi kadar ince olunca haliyle yalnız bırakmaya gönlü el vermemişti ama şu tedirgin halleri de görmek isteyeceği en son sahneydi. Ailesinin korkudan dolayı çekingen bir tavıra bürünmesini bir türlü hazmedemezdi o. Hele ki güçlü karakterini üzerinden hiç eksik etmemiş abisinin bu hali daha da sıkıntıya sokmuştu kendini.

'Erva hanım.' Doktorun asistanı bakışlarını kadına odaklandığında tedirgince olsa bile Melikşah'tan güç almak istercesine kocasına döndü hala buğulu gözleri.

'Her şey daha güzel olacak.' Kadın başını usulca sallayıp aldığı destekle odaya ilerlediğinde Melikşah'ta kendine güç vermek için tebessüm eden kardeşinin elini sıkıp ardından ilerledi.

'Biraz sakinleştiysek ulturasona geçelim mi?' Doktorun güven veren tebessümü ikisininde baş sallamasına neden olunca odadaki ikinci kapıdan geçerek daha önce hayal kırıklığını yaşatmış sedyeye uzanmasına neden oldu. Üzerindeki gerginlik öyle böyle anlatılır gibi değildi kadının. Elleri daha ilk saniyeden yer bulamayınca Melikşah birini hızlıca yakalayıp üzerine dudaklarını bastırmış ve sıkı sıkıya avuçları arasında tutmuştu, diğeriyle ise pantolonunun kemer kısmını yumruğu arasına sıkıştırmıştı. Kesik kesik aldığı nefesler ise doktorun probu karnına yerleştirmesiyle sıklaştığında on saniye sonra kadın derin bir nefes alarak ekrandaki gözlerini kendine çevirmişti.

'Kendini bu kadar kasıp onu içeride rahatsız etmemelisin Erva'cım. Hadi rahatlamaya çalış biraz.'

'Orada değil mi? Var yani?' anladığı ama kesinleştirmek için yalvaran tınısı sayesinde Melikşah bu kez saçlarını okşadığında kadın gülümseyerek kendine bakmıştı.

'Uzun zamandır oradaymış zaten canım. Yaklaşık on hafta kadardır zaten sizinleymiş.'

'On hafta mı?!' Ikisinin de şaşkınlık nidası yükseldiğinde ilk önce Melikşah'ın kaşları çatılmıştı.

'Iyi de hiç belirti yoktu ki. Ben mi kaçırdım yoksa? Iki aydan fazla zaman fark etmemem mumkun degil ki.'

'Olmadı zaten. Birşeyi yok değil mi? Benim bulantım falan olmadı, doğru dürüst kilo bile almadım, karnımda yok, ben birkaç haftalıktır diye düşünmüştüm. Iyi mi o?' Erva da korkuyla doktora baktığında kadın gülümseyerek ultrason cihazının üzerinde birkaç tuşa basıp ardından anahtar çevirdi usulca. Derin derin yankılanan sesle bakışları  yeniden doktora odaklandığında kadın gülümseyerek ekrani işaret etti.

Kalbi KorWhere stories live. Discover now