Bölüm 43 - Bir Bıçak Darbesi

5.3K 283 13
                                    

Holaaaaa... Yepyeni, gıcır gıcır bir bölümle karşınızdayım... Hala yedek bölüm olsun diye yazmaya devam ederken aklıma haftanın üçüncü gününde olduğumuz gelmesi ile daha da gecikme be kızım diyerek buraya attım kendimi. 

Bölümü okumadan önce hemen yan taraftaki yorumda bulunan linke tıklayıp incelemenizi rica ediyorum. Size yaşamımıza ışık tutma idealinden bahseden, bir ütopyanın gerçek olmasını sağlayacak dijital bir devletten bahsediyorum. İnceledim onayladım! Hadi bir de siz bakın.

İyi okumalar... Anınız daima ışıklı olsun.

Ups! Tento obrázek porušuje naše pokyny k obsahu. Před publikováním ho, prosím, buď odstraň, nebo nahraď jiným.


'Kemoterapi diğer koridordaydı değil mi?'

'Evet, burası idari bölüm.' Bildiği sorunun cevabıyla yalan bir gülümseme sunarak teşekkür edebilecek bile bir potansiyelde görmemişti kendini ki koca dört adım attığında seslenilen isimle adımları yere mıh misali çakılmıştı.

'Melikşah.' O soğuk tonu elbette bilecekti, çünkü yaklaşık iki dakika önce, o kapının önündeyken üzerine yıkılan binaların altından aynı sesten hep aynı cümleyi duymuştu. Müsait olduğunda konuşmamız mümkün mü? On, belki de yirmi kez aynı cümle beyninde dönerken şuan sesi tanıyamamazlık edemezdi. Tanımazdan gelmeye kalksa bile çoktan koridorun ortasına yapışıp kalmıştı, artık o da kurtaramazdı ki bir anlık telaşın vermiş olduğu güçle arkasını dönüp yumruklarını sıkarak konuştu.

'Daha sonra konuşalım İlyas bey, telefon geldi acil bir işim var. Kusura bakmayın.' Daha fazla açıklama sunmadan adamın yüzüne son kez bakıp az önceden daha hızlı attı adımlarını. Sanki kaçıp kurtulmak istercesine bir hırsla kendini hastane bahçesine attığında gözleri de boş bankı bulmuştu. Tabi çok geçmeden attı bedeniyle yüreğini oraya. Başını elleri arasına alarak saçlarını hala hissedip hissetmediğini ölçmek istercesine çekiştirdikten sonra hafif dalgalı denize bakarak unuttuğu nefes alma görevini üstün görü gerçekleştirerek iç cebindeki sigara paketini çıkardı.

Yaktığı kaçıncı sigaraydı bilmiyordu. Sırf Erva'yı uyandırmak için beş dakikada bir bileğindeki saati kontrol ediyordu ama bir türlü paketi kontrol etmiyordu. Denizin gelgitleri sayesinde yüzüne usul usul vuran rüzgarda sanki daha çok çek der gibi sigarasını kül etmeye yardımcı olurken yanına bıraktığı paketten bir dal daha çıkararak sonuna geldiği sigarayla yakıp derince çekti zehri içine.

Kendine bile anlatamadığı o şeyi nasıl olacaktı da başkasına doğru mu diye soracaktı ki. Niye yaptınız nasıl diyecekti? Biliyordu, sırf şu dünyada tutunacak bir dalın, bir ağacın, bir çınarın daha var demek için babası o numarayı telefonuna zamanında kaydetmişti.

Kalbi KorKde žijí příběhy. Začni objevovat