Rakı yarım doldurulur kadehe, hiçbir zaman eksik veya fazla olmaz sudan.
Derler ki, rakı masasında yokluğuna küfür edecek bir can vardır mutlaka, o yüzden boş kalan yanı sana dolu olan yanı yarana...
Bir adamın kalbi buzdan kalıplarda deği...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Her cümlede karısını, sevdiğini, sevdasını yaşıyordu tekrar ve tekrar. Çünkü ne o kimseyi bir daha öyle sevebilmişti, ne de Amine hayatta olsa ondan başkasını öyle severdi biliyordu. Yüreği koca bir dağ oluyordu, yıkılıyordu ve tekrar birleşip ona yaşadığı en güzel ayları hatırlatıyordu. İlyas bey için Amine hanımla geçirdiği toplam iki yıl, iki bin yıl kadar değerli ve iki asra bedel gibi geliyordu.
Arabayı park edip bakışlarını torpidoya çevirdiğinde derin bir nefes alarak uzanmıştı. Kapağı açarak kağıdı aldığında tekrar kapatıp oturduğu koltuğa yerleşerek dizini direksiyona yasladıktan sonra paketten bir sigara daha yaktığı gibi müziğin sesini açmıştı. Katları bir bir açarak yaktığı zehirden bir nefes çektiğinde gözleri usulca el yazısında dolaştı ardından en başa dönerek derin bir nefes daha aldı.
Umduğum gibi bulduğum,
Oğlum... Yutkunup sessiz kalışım, gideceğimi bilerek sustuğum, içime attığım, unutmuş gibi görünüp en çok hatırladığım... Bana özlemin mi ağır kızgınlığın mı bilmiyorum, aslında fark edeceğini de düşünmüyorum. İnsan özlemi kadar kızarmış, o yüzden endişede etmiyorum. Seni içimde her hissedişimde boğazımda bir düğüm oluyor ama kendime korkum değil bu, ben sana hep korkak kalıyorum.
İsmin ne olacak, büyüdüğünde kim gibi bakacaksın bilmiyorum ama umarım tıpkı Ata gibi bakıyor olursun. Çünkü biliyorum ki senin gözlerinde benim bakışımı yakalarsa dayanamaz ağlar o. Kesin kızgınsındır ona ama bir anlasan geçer tüm o hırçınlığın. Sahi kaç yaşındasındır ki okuduğunda? Anlamak isteyecek yaşta mısın yoksa bir çift kelamla silip atacak kadar çocuk musun acaba? Yüreğini bir kadına kaptırıp evlenmiş misindir? O kadın gözlerine bir ömre bakar gibi bakıyor mudur? Ne okumuşsundur? Okurken istedin mi yoksa can ata ata mı okudun acaba?
Hangi takımı tutup, hangi haytalıklar etmişsindir kim bilir. Kitap okumayı seviyorsundur umarım. Ben hep onlara sığınırdım, sende sığınacak bir liman bulabilmişsindir inşallah kendine. Eminim Benan ve Ahmed seni canları gibi koruyor, seviyor, sarıyordur. Peki hayat seni sarıyor, seviyor mu? Kalbini çok kadın kırdı mı acaba oğlum? Yaraların çok mu derindi ki acaba? Bırak kırsınlar evladım, sen bir kadının kalbini asla kırma ama olur mu? Ne olursa olsun insanlarda derin yaralar açan sen olma. Biliyorum, çok düşünceli bir adam olursun sen, nazik, sevgisi boyunu aşan, merhametli, birazcık da delisindir elbette ama yine de o deliliğin ardına sığınıp gözyaşına neden olmamışsındır umarım.
Neyse, bu sorgulara tek başına cevap vermendense konuşayım istedim seninle. Ata, ona baba diyor musun bilmem ama baban gecenin bu vaktinde nöbette, ben ise olmak istediğim yerdeyim. Oturduğum yatakta seninleyim. Kıpırdanışın, rahat durmayışından belli canlı mı canlı bir insan olacağın. Sakın kendine kızma, ben senin yüzünden değil, sen bu dünyada güzel gülümsemelere sebep ol diye bu savaşı veriyorum annem... Kedileri, köpekleri, çocukları, büyükleri hep sev. Böcekleri dahi sev. Saçını okşayan her ele minnet duy ama kimseye eğilme güzel oğlum. Çünkü ben gideceksem seni bırakmak için değil, sen senden sonraya daha güzel bir dünya bırak, birinin gülümsemesine sebep ol diye. Eğer baba olduysan, sımsıkı sarıl torunuma diye. Askersen, ülkene kucak aç, yetimi öksüzü düşün diye. Ne işi yaparsan yap sen ol diye.
