Bölüm 40 - Bir Evlilik Söz Konusu

5.9K 285 13
                                    

Selam millet! İlk önce kim şu YKS mağdurları bir el kaldırsınlar bakalım. Sistem bu sefer kimi devirdi, kim artık 'salın beni' diye bağıracak kıvama geldi biraz konuşalım. İlla ki burada konuşmak istemeyen olursa özelden yazsın. Bilen bilir, dert dinlerim, derman olamasam da kesinlikle destek olurum. O yüzden daha fazla düşünüp içinize atıp kendinizi verem etmeyin. Ki o sınava girenlerden biri de ben olarak, hiçte iç aydınlatıcı bir sonuç elde edememiş de birisi olarak kafa kafaya verip konuşmayı görev bilirim. 

YKS mağduru olmayanları da hikayeye hızlı bir geçişe davet ediyorum. Hoş mağdurlarda okusun, sonra konuşuruz. Azıcık dağılsın şu kafalar. Hepinize geçmiş olsun, yeter ki sağlıklı kalın, yüzünüz kalbiniz atıyor diye gülebilsin, gerisi bir şekilde hallolur. Kadrolu sınava girer olarak söylüyorum bunları basitsemeyin...

İyi okumalar... Yorum ve beğenileri eksik etmeyin.

'Bu yüzden kardeşimle olan ilişkine karışmıyorum, sen bizdensin Pars. Gece vakti tek bir telefonla kaş kırıştırmadan burada olabildiğin için.'

'İnsan ailesine kaş kırıştırmaz abi, ben olması gerekeni yapıyorum. Kötü günde ailemin yanında oluyorum. Hadi gidip milleti aşağı toplayalım. Madem o canavar durdu, sıra savunmayı güçlendirip taarruza geçmekte.' Omuz omuza ayaklanıp eve geçtiklerinde tekrar bir arada olmanın gücünü hisseder gibilerdi. Her bağlamda yıkılmışlardı zamanla. Çok şey yakmıştı canlarını, çok gözyaşı görmüşlerdi beraber, ayrılığı, hasreti, hastalığı, umudu, mutluluğu, kırgınlığı, dargınlığı hep bir arada yaşamışlardı, şimdi de öyle olacaktı. Herkes yorgundu ama bir aradayken kimse yorgun değildi. 

Melikşah sessiz olmaya çalışmak uğruna bale yapar gibi parmak uçlarında yürüse de yatağın başına geldiğinde derin bir nefes almıştı. Odaya çıkar çıkmaz Erva'nın uyuduğunu fark etmesi sağ olsun sadece yanan gece lambası yardımıyla üzerini değiştirmeye çabalamış sonunda başarmıştı ama yatağa yatmaya çalışınca uyandıracağını biliyordu adam. Bir kez daha derince nefeslendiğinde nasıl daha az rahatsız ederek yatarım üzerine kafasında tez yazmaya başlamıştı.

'Daha ne kadar orada dikileceksin merak ediyorum.' Adam kendi iç savaşı arasına karışan ince ses tonuyla bakışlarını karısına çevirdiğinde onun kendini süzerek gülen haline bakmıştı.

'Sen uyumuyor muydun?'

'Hayır hayatım.'

'O zaman niye sesini çıkarmıyorsun be güzelim. Yarım saattir ses çıkarmadan üzerimi değişeceğim diye kan ter içinde kaldım. Uyandırmamak için ışık bile yakmadım.'

'Hoşuma gitti çünkü.' Kendinden emin aldığı yanıtla yatağa oturup örtünün altına girdiğinde kadının bedenini sarıp yüzünün yaklaşmasını sağlamak için kendine çekmişti.

'Dalga geçtin yani?'

'Hayır, asla. Sadece tavrın hoşuma gitti.' Burnunun ucundaki yüze gülümseyerek baksa da kadının saf tebessümü içini gün ışığı kadar ısıtıyordu. Gözlerindeki hafif parıltı o kadar güzeldi ki gece aydınlatmaları bile yeterli geliyordu fark edilmesine.

'Ben hep böyleydim.'

'Hayır. Yani elbette düşünceliydin ama sadece üzerini değişmek için giyinme odasına geçerken üzerimi örtmezdin. Üzerini değişip geldikten sonra sarılır ve üzerimi örterdin.'

'Bak sen... Demek sen o zamanlar da uyanıktın.'

'Hayır sen uyandırıyordun. Hem tamam öküzsün diyemem ama bu bana ilk çiçek gönderişin, şaşırdım.' Kadın arkasındaki komodinde duran çiçekleri başıyla işaret ettiğinde Melikşah gülümsemesini büyütüp burnunun ucunu öptü.

Kalbi KorWhere stories live. Discover now