Bölüm 10 - Bir Yara

6.4K 330 28
                                    

O kadar uzun aradan sonra bu kadar bölüm getirdim size... 

Nasılsınız canlar?

Şöyle güzel güzel yorumlar isterim, gelecek değil mi? 

Geleceğine göre hepinize iyi akşamlar. İyi okumalar. 

Buralar size emanet en kısa sürede görüşmek üzere... 

Cansınız...

Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.

'Kendine gel kızım...' beyninde koca bir boşluk oluşturan yüz hatlarından geri çekilmek istese de eli serbest kalmamıştı ki. Yetmez gibi bir de adamın tam göğsünün üzerinde duruyordu. Çıldırmasına ramak kalmışken Allah'tan yakışıklı patronun yanında çıldıracağım diye düşünmekten kendini alıkoyamayabilirdi. Elini çekse de bırakmayan Melikşah sağ olsun Evra el mecbur arabayı kenara çekmiş adamdan elini kurtarmanın yollarını aramaya başlamıştı. Yavaşça çekse parmakları sıkılaşıyordu, birden çektiğinde adamın hırsla tutunduğunu fark etmişti, parmaklarını tek tek çıkarmaya çabalamış son iki parmağı kalmıştı ki adam tekrardan elinin tamamını tutmuştu.

Bakışları Melikşah'ın esmer teni, uzun kirpiklerinde gezmeye başladığında ise o meşhur, inatçı ve her ne hikmetse ,insanın beyni ile kalbi arasında menemen olayı çıkarabilecek iç sesi köşeyi dönüp el sallamıştı. Yani kız artık görmemezlikten gelip kaçamazdı da birazdan kafasını ütüleyecek seslerden.

'Evra'cım, sen belalı kızsın, sevdiklerin anında ölüyor, şansını zorlayıp dünyayı bir Selçuklu'dan mahrum bırakma istersen.'

'Ama çok, nasıl desem çok farklı...'

'Şu surat sende olsa sana da farklı derler. Adamın her tarafı orantılı maşallah...'

'Beni uyarıp sen mi yavşıyorsun adama?'

'Yok, ben gerçekleri konuşuyorum. Şimdi bak adamın kaşına gözüne, in aşağı, fesatlık yapma! Bak burnuna, ağıza bak ağıza. Adamın gülüşünü hatırla şimdi. Tamam sana ters geliyor olabilir ama ben gerçekçi iç sesim tatlım.'

'Bende onu diyorum işte, kirpikleri sanki işlenmiş gibi değil mi?'

'Allah var öyle.'

'Hiç derdim yok bir de seninle sınanıyorum ya.' Evra iç sesine tribini attıktan sonra adamı biraz daha süzdüğünde parmaklarını yeniden kurtarmaya çabalamıştı. Derin bir nefes alarak bu kez kurtulması gerektiğine karar verdiğinde dudaklarını ıslatarak usulca elini çekmeye başladı yine. Derdi Melikşah'ı uyandırmamaktı. Bu kadar ağzının içinde eli elinde, üstüne üstlük bir de adam hasta iken şu pozisyonda uyansa tam bir rezillikti kıza göre. Milim milim oynatma sonucu tam sona yaklaştım derken Melikşah yine hareketlenince Evra kendini geriye çektiği gibi elini de kurtarmış arabanın kapısıyla bedenini de birleştirmişti. Çarptığı dirseğiyle uyuşan eline yüzünü buruşturarak tepki verse de sonunda önüne dönerek tekrar yola koyulmuştu.

Kalbi KorTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon