Bölüm 62 - Bir Yenileniş

1.6K 144 22
                                    


'Yok. Sadece organizasyon konularına yatkın. Bir de bu dil eğitimi meseleleri olduğunda uzun süre New York'da yaşadı. O sırada da biz ne kadar destek çıkmaya çalışsakta kendi kendine çalışmak istedi. Kendisi bir süre dadılık yaptı.'

'Mihrimah?' Erva başını hafifçe kaldırıp kocasının yüzüne baktığında adam gülümseyerek başını sallamıştı.

'Benim ve Yekta'nın hariç hepsinin var böyle anıları.'

'Sizin neden yok?'

'Ben Amerika'da büyüdüm sayılır. Babamın iş yoğunluğu o dönem Las Vegas, Los Angeles civarındaydı. Haliyle annem de onunlaydı sürekli. Oradaki evde yaşarken okulum, sosyal hayatım mecburen İngilizce öğrenmeme sebep olmuştu. Yekta ise hepimiz yabancı dil bildiğimiz için çocukluğumuzun ve bizimkilerin yabancı dili unutmayalım diye yaşattıkları evde konuşma pratikleri yüzünden öğrenmeye mecbur kaldı. Mihca, Mihrimah ve Yafes ise kendilerine yetemediklerini hissettikleri için ekstradan eğitim görmek istediler. Tabi babamın aklındaki Los Angeles da bulunan eve hepsini yerleştirip sadece eğitimleriyle ilgilenmeleri olsa da hepsi farklı zaman dilimlerinde gittiler.'

'Ama hiçbiri o evde kalmadı değil mi?'

'Babamın iş seyahati için Amerika'ya gideceği zamanlar hariç kalmadılar. Ayakları üzerinde durmak istediler. Zaten iki yıl sonra ben bu seyahatleri devir alınca hep dışarıda buluşup yemek yedik, ya da onların evlerine misafir oldum.' Adamın açıklaması kadının gülmesine neden olsa da devam etti Melikşah.

'Gerçi en zor alışanları Mihrimah olmuştu. İlk başta gelir gider tablosu çok net olmadığı için gelirinden fazla yüksekte bir ev tuttu. Tabi daha sonra bu sıkıya gelemedi. O sırada dadılık işine girdi. Genelde kendi klasmanında evlerde olan ailelerle yaşayıp sadece çocuklarıyla ilgilendi.'

'Peki diğerleri?'

'Mihca zevkine göre hareket edip ilk önce bir araç tamirhanesinde işe başladı. Sonra da stüdyo daire tuttu kendine. Hakkını yiyemem güzel idare etti. Yafes, o nasıl desem... Bir ara garsonluk yaptı, sonra barmenlik, ardından sahilde şezlong gösterdi falan. O pek sabit kalmadı açıkçası. O yüzden sabit bir ev bulmadı kendine. Genelde birkaç aylık kiralıyordu evi. O da işin sezonuna göre.'

Gün ışımış ışımakla kalmamış ortalığı da ısıtmıştı. Melkşah perde arasından zorlukla sızan ışığa baktı başta. Saatten bir haber derin bir nefes aldıktan sonra, ne ara günün kendine geldiğini anlamamıştı. Gözleri bu kez başucundaki telefona döndüğünde kaşlarını havalandırarak, aydınlattığı dijital ekrana baktı.

Hayatında nadir anlardan birini yaşıyordu herhalde. Öğlen on ikiye kadar uyuduğu çok az rastlanan bir durumdu. Üstelik öyle ki Melikşah sabaha kadar çalıştığı zamanlarda bile bir saatlik uykuyla güne devam ederdi. Omuzundaki başın kıpırdanmasıyla bakışlarını tavandan çektiğinde Erva hafifçe göz kapaklarını aralayıp ilk önce kendine sonra oğullarına bakmıştı.

'Saat kaç hayatım?' çatlamış ve uyku semesi çıkan sesiyle mırıldandığında Melikşah önce alnına dudaklarını bastırdı.

'On ikiyi çeyrek geçiyor.' Gece sohbet etmeye başlamalarından olsa gerek kaçta uyuduklarını hatırlamıyordu Melikşah. Ki eve geldiklerinde saat gece yarısını çoktan geçmişti. Kafasında bugüne dair planlarını gözden geçirirken ulaşması gereken bir Rüya, ayarlaması gereken bir otel olduğunu hatırladı. İşlerinin döndüğü zaman olabildiğince stabil ilerlemesi için şu iki günü yoğun toplantılar ve görüşmelerle geçirecekti. Onaylaması gereken projeler vardı ve bunlardan en az iki tanesinin şantiyesine de uğraması gerekiyordu.

Kalbi KorWhere stories live. Discover now