Bölüm 19 - Bir Sponsorluk

5.5K 304 27
                                    


Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

'Bu gece yırttık, yarın o ortaya çıkmadan İstanbul'a dönersek bir sıkıntı kalmayacak. Bu arada, özür dilerim, ancak böyle ikna olurdu, dönelim mi içeri?' adamın sakince başını sallayarak onaylaması sonucunda Erva önden gülümseyerek ilerlemeye başladığında Melikşah lavaboya geçip aynada dudaklarına bulaşan rujun kalıntısını temizlemiş ardından gözlerini yansımasına dikmişti.

'Siktir. Ciddi olamazsın Melikşah Selçuklu. Hemen kendine gel, hem de hemen.' Aynadaki yansımasına kaş çatarak konuştuğunda yüzüne hafifçe su çarptıktan sonra tekrar düğünün olduğu salona dönüğünde ortalığın oyun havasıyla kaynayan haline karışmaktan kaçınmamıştı. Eğer öyle boş boş oturursa büyük sıkıntı çıkarırdı. Zaten ilk evlenen kardeşinin düğününde oynamayacaktı da nerede oynayacaktı ki.

Kendini bir anda halayın içinde daha doğrusu başında bulduğunda karşısından sırıtan Mihrimah'a göz kırpıp eliyle gel işareti yapmıştı ki onun omuz silkmesiyle beraber gözlerini kıstı. Tabi diğer yanına dikilen Yekta'nın da Yafes'in de başı çekmeyeceğini biliyordu ama el mecbur kalmıştı ki daha yeni başlamışken gözlerini Mihrimah'tan çektiğinde bir anda elinden kapılan mendille elini tutan bedene çevirmişti gözlerini. Mihrimah sırıtarak mendili sallamaya başladığında abisinin kulağına hafifçe eğilmekten de geri kalmamıştı.

'Ahmed Selçuklu boşuna mı Anadolu çocuğusunuz dedi, ne diye çekmiyorsun halayın başını?'

'Kimse sen gibi çekemez de ondan.' Melikşah gülerek kardeşine uyum sağladığında o sarı saçlı, süslü püslü, en az on santim topukluyla gezen plaza kızının bir anda halay başı olmasına şaşkınlıkla baka kalmışlardı. Herkes kızın o elit havadan sıyrılarak içinden çıkan cevhere bakakalırken Mihrimah'ın bakışları bir ara Erva'ya takıldı.

'Ayrılmıyordun Erva'nın dibinden, bir dışarı çıktınız geldiniz kendini oyuna saldın abi, anlaşılacak.'

'Ne alaka kızım, kardeşimin düğününde oynamayacağım da nerede oynayacağım.' Mihri bakışlarıyla Erva'yı çağırdığında annesine de kaş göz etmişti ki Benan hanım ne dediyse Erva şaşkın şaşkın yaklaşıp Melikşah'la Yekta'nın arasına girmişti. Tabi çok geçmeden Mihrinin eline tutuşturulan ekstra iki mendilin birini abisinin parmakları arasına sıkıştırmış diğerini Erva'ya vermişti ki abisini de çekerek ortaya çıktığında içinden geçen hain plana da dur diyememişti. Allah yukarda Selçuklu ailesinin gençleri hem oyun havasında hem halayda iyidiler ama Mihrimah'ın göz ucuyla baktığı kadarıyla Erva'da bu konuda kötü değildi, hatta bayağı iyiydi.

'Seni çakma karınla başbaşa bırakayım mı abicim.' Sorusuyla Melikşah kaş çatsa da Mihrimah gayet sakin bir halde tek ayağını atıp Yekta ile Erva'nın arasına girmiş başta kalan kızın elini de havalandırarak abisine doğru yönlendirmişti ki Melikşah'ın kızan ama Erva'nın art niyet aramayan şaşkın haliyle tekrar halay başını devralmıştı.

Kalbi KorWhere stories live. Discover now