Altmış Altı: Hayallerimiz

1.8K 184 5
                                    

Aylar düşündüğümden çok daha hızlıydı. Daniel ile olmak hayatı çok daha kolaylaştırıyordu. Her şey daha basitti. Her şey daha anlamlıydı. Hayatın kendisine tutunmak çok basitti. Fakat bunlar hayatı o kadar güzelleştiriyordu ki... zamanın nasıl bir anda akıp gittiğine anlam veremiyordum. Doğum günüm, sınavlar, mülakatlar, hayaller, mezuniyet, arkadaşlar...

Çünkü yalnızca elimde kabul mektubum, diğer elimde telefon, önümde de diplomam varken net bir şekilde farkına varabilmiştim her şeyin.

"Uçak fiyatları umurumda değil, Candice. New York ya da başka bir yer. Her hafta görüşeceğiz ve bunda ciddiyim."

Olivia'ya baktım. Onun için her şey daha kolaydı elbette. California'da tıp fakültesinde okuyacak kişi oydu. Kendisine bu yüzden Gurur Duyulanacak Asyalı Kız Örneği denmesini istiyordu. Eh, pek de haksız sayılmazdı doğrusu. Kim sert bir içkiyi kafasına dikerken diğer yandan da fizik kanunlarına çalışabilirdi ki?

Ancak korkmadan edemiyordum. Her şey bitmişti. Her şey. Sevinçliydim ancak tüm bu hayal gibi yaşadığım hayatın sonuna gelmişim gibi hissediyordum.

Daniel kabul edilmişti.

Connecticut'da olacaktı. Aramızdaki mesafe elbette California ve New York kadar olmayacaktı ama... istediğim zaman onu arayamayacaktım. Hep yanımda olamayacaktı. Bedenine sarılıp kalp atışlarını dinleyerek sakinleşemeyecektim. Ve olay sadece Daniel değildi... Bir sorunla baş etmem gerektiğinde Olivia ile kafemizdeki en sevdiğimiz pastayı yiyip çözümler üretemeyecek ve babamla bahçede otururken erkeklerden bahsedemeyecektik.

Bunları düşündükçe nefesim kesiliyordu. Bayılacak gibi oluyordum. Kim büyümenin bu kadar korkunç bir şey olduğunu söyleyebilirdi ki? New York'a gerçekten gideceğimi hiç düşünmemiştim.

Hayallerim ne zaman en korkunç kabuslarıma dönüşmüştü?

If This Is LoveWhere stories live. Discover now