Yetmiş Alt: Son Akşam Yemeği

1.5K 207 62
                                    

Hiçbir şey diyemiyordum. Ağzımı bile açamıyordum. Orada durmuş öylecek Daniel'a bakıyordum. Hayal olabileceğini bile düşündüm. Ya da ona çok benzeyen birinin durabileceğini.

Ama burada olması... tam karşımda.

Ona sarılmalı mıydım, öpmeli mi yoksa elini mi sıkmalıydım bilemedim. İkimiz de hiçbir şey yapmıyorduk. O da bir şey yapmıyordu. Bir şeylerin ters gittiğini anlayacak kadar zekiydi. Bu yüzden durumu daha da garip hale getirecek bir şey yapmaktan kaçındığını görebiliyordum.

"Selam..." diye mırıldandığımı duyar gibi oldum. Konuştuğumu duyuyordum ama bilmiyordum. Kalbim ağrıyordu. Astım hastası bir adamın kilometreler koştuktan sonra hırıldaması gibi bir ses duyuluyordu içimden. "Buradasın."

Gülüp başını salladı. "Evet. Daha fazla beklemeyemedim."

Öylece durdum. Sadece yeşil gözlerine bakabiliyordum. Ekrandakinden çok daha farklıydı. Ciddi anlamda değişmişti. Ciddi anlamda... tamamen farklı biri gibi görünüyordu.

"Candice?" Xavier yanımıza gelip Daniel'ı süzdü. "İyi misin?"

Başımı hızlıca salladım. Şimdi ikisi de birbirini dikkatle süzüyordu. Daniel elimizdekileri dondurmalara sonra da bana baktı. Kaşlarını çatmıştı. Bir şeyler anlamaya çalışıyordu. Düşündüğünü anlayabiliyordum. Kendimi suçlu hissediyordum. Oysa yanlış hiçbir şey yapmamıştım. Sadece bakışı bile bana kendimi berbat hissettiriyordu.

"Xavier, Daniel. Daniel, Xavier."

İkisi de hafifçe başını salladı. Xavier'ın bana baktığını hissedebiliyordum. Bana, bahsettiğim Daniel'ın bu olup olmadığından emin olmak için bakıyordu ama cevap açıktı.

"Ben de eve gidecektim. Aa... tur için teşekkürler, Cands. Sonra görüşürüz."

Hızlıca başımı salladım. O yavaş yavaş metroya yürürken Daniel'a tekrar baktım.

"Hoşgeldin."

***

Annemin evinde yemek yerken hepimiz sessizdik. Daniel yemeklerin ne kadar güzel olduğundan bahsediyor, annem gülümseyip buraya geldiğinden ne kadar mutluluk duyduğunu belirtiyordu. Bana geçen sene babamla beraber yedikleri yemekleri hatırlatıyordu. Tabii o zaman Daniel oldukça gergin, bense neşeliydim.

Şimdi ne yapacağımı hiç bilemiyordum.

Daniel ile birbirimize bir kere olsun bile dokunmamıştık. Onu kadar özlemiş olursa olayım elim gitmiyor gibiydi. O da bunun farkındaydı fakat hiçbir şey söylemiyordu. İkimizin arasındaki gerginliği bir bıçakla kesip bitirmek istiyordum. Ona sımsıkı sarılıp geldiği için ne kadar mutlu olduğumu ve yalnız kaldığımız ilk anda onunla beraber olmayı.... Hepsini istiyordum. Tüm bedenimin tir tir titreyeceği şekilde hem de.

Ama gerçekler çok farklıydı. İlişkimiz bitmek üzereydi ve ben onun bakışlarını üstümde hissederken dahi kafamı kaldırıp onunla göz göze gelemiyordum. Utanıyordum komik bir şekilde. Ondan ayrılacağımı ikimiz de biliyorduk. O ise bana doğrudan bakıp bana meydan okuyordu.

"Ben tatlıyı getiriyim," dedi annen masadan kalkıp. İyice olduğum yerde taş gibi kesildim. Fena halde kıstırılmıştım. Hem de kendi annemin evinde!

If This Is LoveWhere stories live. Discover now