Yaz döneminin geri kalanı normal geçmişti . Çoğu kişi Harry'le kardeş olduğumu bilmiyordu. Aman bilmesinler. Zaten voldi dönünce herkes öğrenir kardeş olduğumuzu. Bide Rita denen gıcık kadın hakkımda hikaye uydurdu mu tam olur. İnsanlar Harry'nin sağ kalan çocuk değil ikimizin sağ kalan çocuklar olduğumuzu bir öğrensinler zten dedikodulardan durulmaz.
Aslında burdakiler neden hala kardeş olduğumuzu anlamadı bilmiyorum.
Habire Harry'e abi yada küçük kardeş diyorum. Neyse buda onların slklığı.
-"Hadi Mary yarın gidicez çantanı topla."
Beth'in sesiyle kafamı clash royal'den kaldırmadan hı-hı dedim.
-"Hadi Mary o muggle icadı şeyin içindeki oyundan ne anlıyorsun? Çok sıkıcı!"
Bir savaşa girdim ve telefonu Beth'in eline tutuşturdum.
-"Oyna bakalım sıkıcı mı değil mi,"
Boş boş ekrana baktı.
-"Ne yapmam gerekiyor?"
Göz devirdim ve ona hangi kartları kullanıcağını, nasıl oynanıcağını , nasıl kupa kazanıldığını falan öğrettim. Bir saat sonra her şeyi öğrenmişti ve süper oynuyordu.
Ağzıma az önce muhteşem çantamdan çıkardığım cipslerden attım.
-" Çok möhteşem oynuyorsun. Ama artık pikachu'yu geri ver.
-" Lütfen bir savaş daha! Hem bunun adı ne zamandır pikachu?"
Sırıttım ve elinden pikachu'yu çektim.
-"Az önceden beri."
-"Heey!"
Telefonumun ekranını kilitleyip ona döndüm.
-"Sende telefon alsana!"
Somurttu ve oturduğu yerden kalkıp kıyafetlerini katlamaya devam etti.
-"Ailem izin vermezki! Onlar muggle'lardan nefret eder."
Omuz silktim ve omzuna bir tane patlattım.
-"Ne zamandır bir şey almak için izin alıyoruz?"
Bana dönüp kollarını kavuşturdu.
-"Gizlice al diyorsun yani."
-"Yaaani, neyse ben şölene gidicem."
Sandığımdan slytherin formamı çıkartım giydim. Saçımı topuz yaptım ve başıma cadı şapkamı taktım.
-"-"O şapkayı gerçekten takıcak mısın?"
Yüzünü buruşturmüş muggle dünyasından aldığım yeşil cadı şapkama bakıyordu.
-"Evet , ne var! Harika bence. Bunun için on dolar harcadım tabiki takıcam."
Göz devirip arkasına döndü. Bende pikachu'yu cebime sokup yatakhaneden çıktım.
Geçtiğim yerdeki insanlar bana garip garip bakıyordu . Onlara dil çıkartıp ortak salondan çıktım ve büyük salona doğru koşmaya başladım.
Niye koşuyorum? Çünkü manyağım.
Büyük salona girip masama oturdum. Evet bu sefer masaya oturdum.
Harry Ron'a telefon numarasını veriyordu. Yanlarına gittim.
-"Bence o numarayı Ron'a verme."
Harry bana merakla bakıyordu.
-"Neden vermiyim?"
-"Eh, Ron telefon kullanmayı bilmiyor. O evi arıyınca bağırarak konuşucak sonra ağzından bu okulda okuduğunu falan kaçırınca sevgili enişteciğim sana çok kızcak , bağırcak falan filan. Sana benim numaramı veriyim."
Numaramı bir kağıda yazıp Ron'a verdim.
-"Neyse masama gideyim ben."
Kalkıp kendi masama gidip Draco'nun yanına oturdum.
-"Şapkan güzelmiş."
Malfoy'a döndüm.
-"Bana bilmediğim bir şey söyle. "
-"Evet, bir yılın daha sonuna geldik. Sizi yaşlı bir adamın konuşmalarıyla sıkmak istemiyorum. O yüzden hiç uzatmadan bina kupalarına geçiyorum."
Yanımdaki sarı sıçan dikkatle Dumbledor'a bakıyordu.
-"Slytherin 475 puanla en önde."
Bizim masadan çığlıklar ve alkışlar geliyordu.
-"Ooooooo Slytherin çok yaşaaaaaaaa."
Bende deli gibi ciyaklıyordum tabi."
-"İkinci sırada 460 puanla Griffindor."
Grifindor masasından alkışlar valan geldi. Ama ben yuhluyordum. Kardeşim orda olabilir ama bu bir bina savaşı.
-"Üçüncü sırada 440 puanla Rewenclaw ve 440 puanla Huflepuff berabere."
Bizim masadan yine çığlıklar gelmeye başladı.
Dumbledore gözlüğünü düzeltti ve ellerini çırptı.
Herkes susunca o gıcık kelimeleri söyledi.
-"Evet, evet Slytherin çok başarılıydı. Ama şimdi ekliyceğim puanlarda var.
Mr Harry Potter'a cesareti ve kararlılığı için altmış puan veriyorum. "
Griffondor masasından sevinç nidaları gelince somurttum ve önümdeki boş tabağa çatalımı saplamaya başladım.
-"Mr Ronald Weasley'e hep umutlu olup sırlar odasında Harry'i yalnız bırakmadığı için yirmi puan veriyorum."
Yine alkışlar falan duyulduğunda daha sert çatal batırmaya başladım.
-"Ve son olarak cesareti ve akıllıca pilanları için Mrs Mary Potter'a elli puan!"
