Tren

3.7K 283 110
                                    

"Bizim-şeyy-Ron'la benim sınıf başkanı vagonuna gitmemiz gerekiyor." dedi Hermione utana sıkıla.

"Haa,''dedi Harry. ''Tamam. İyi." Onlara göz devirdim.

"Amba abartıyorsunuz. Sanki askere giden çocuğunu yolcu ediyorsun Harry. Bu arada ben size söylemeyi unuttum ama bende sınıf başkanıyım." dediğimde gözleri şokla açıldı.

"Yani anlamıyorum. Beni nasıl seçerler? Eh tabi, harika bir öğrenci olduğumu kabul ediyorum da sınıf başkanı olmak bana çok ters. Bu Godric'in beni ısırması kadar garip bir şey."

Harry üzgün görünüyordu. Ron tırnaklarıyla ilgileniyordu. Hermione'yse ayaklarına bakıyordu. Bunlar nasıl arkadaş yaw! Caty olsa muz yemiyene ceza ver falan derdi.

Harry'den ayrılıp vagon boyunca ilerledik ve sınıf başkanlarının olduğu kompartmana girdik. Büyük ve genişti.

Geçen sene bi ara saç baş kavga ettiğim öğrenci başkanı koltukta oturmuş çekirdek çitliyordu. Beni görünce ağzındaki kabukları püskürttü.

"Bu sınıf başkanlarını neye göre seçiyorlar?!" diye mırıldandığını duydum. Kıza sırıtıp koltuğa oturdum.

"Eee, görev verinde bitsin şu çile. Hadi... Niye öyle bakıyorsunuz?"  başkanlardan biri Hermione ve Ron'un yanına gittiğinde telefonumu çıkarıp toca monster iki oynadım. Evet tavsiye ediyorum.

Bir kaç dakika sonra kompartmana koşarak giren kişi oyunumu yarıda kesti. Draco Malfoy, nefes nefese içeri dalmıştı. Gözlerini kompartmanda gezdirdi. Beni fark ettiğinde gözleri bana takılı kalsada ben oyunuma geri döndüm.

Bütün gün onla mı bakışıcam.

"Evet,"dedi. Öküz Başları aynı anda. "Siz ikiniz Slytherin kompartımanlarını, koridorlarını falan gezeceksiniz. Bana baksana!" dedi kız olan beni dürterek. Kafamı telefonumdan kaldırıp baygın baygın baktım.

"Gözlerimle duymuyorum." dedim kıza. Sonra telefonumu cebime sokup ayağa kalktım.

"Hadi gidelim." diyip kompartımanın camını açtım.

"Kızım sen mal mısın? Camdan mı atlıycaksın?"

"He" dedim. "Camdan atlıycam." Sonra arkama dönüp kompartımandan çıktım.

"Eeee,"dedim Draco'ya. "Neden geç kaldın?" Draco Ofladı.

"Pansy."dedi. "Neden o başkan olmamışta mışmış. Başkan olan kişiyi zehirleme planları falan yapmaya başladı. Zor kaçtım."

''Neyse, sen şu koridoru kontrol et. Bende şu kompartımanlara bakıyım. Sonra dağılırız."

"Yok öyle yağma." dedim elimi kaldırarak. "Sen tıklatıcan ben konuşucam." Yüzüme tip tip baktı.

"İyi,"dedi en sonunda. O önde ben arkada kompartımanları gezmeye başladık. En sonunda hepsi bittiğinde Harry'lerin kompartmanına gittim.

"YEMEK!" diye haykırdım. "YEmEK verin bana! Ölüyorum!" dedim. Harry'nin kucağından çikolatalı kurbağaları aldım. Ambalajlarını açıp kafalarını koparttım. Ron ve Hermione daha gelmemişti.

"Caty'i gördünüz mü?" dediğim sırada içeri Caty girdi.

"Burda mıydın? On saattir seni arıyorum." dedi. Çantasından muz sarkıyordu. Sandığını yukarı bir yere koyup yanıma oturdu. Ona sarıldım.

"Ay çok özlemişim yağ seni."oda bana sarıldı falan. Sonra Neville mimbulus mimbletonia'sını çıkardı. Özelliklerini anlattı. Kesinlikle dinledim.

"Bir-ee-bir şey yapabiliyor mu? diye sordu Harry.

"Bir sürü!" dedi Neville gururla. "İnanılmaz bir savunma mekanizması var. Al, şu Trevor'ı tut bir dakika..."

Kurbağayı Harry'nin kucağına atıp okul çantasından bir tüy kalem çıkardı. Luna'da koca gözlerini baş aşağı dergiden kaldırdı ve Neville'in ne yaptığını izlemeye koyuldu. Neville dili dişlerinin arasında mimbulus mimbletonia'yı göz hizasına getirdi. Ellerimi yüzüme siper etsemde diğerleri o kadar şanslı değildi.

Bitkiden yeşil, iğrenç bir sıvı fışkırdı. Tavana, pencereye sıçradı, tam zamanında kollarını yüzüne siper eden Ginny, yapış yapış yeşil bir şapka takıyormuşa döndü. Kurbağayı tutmakla meşgul olan Harry'nin yüzü olduğu gibi sıvıyla kaplandı.

Caty, ne yapıyordu bilin bakalım?

Bilemediniz muz yemiyordu. Muzuna gelen sıvıyı silmeye çalışıyordu. Tam o sırada kompartıman açıldı.

"Ah...merhaba Harry,"dedi tedirgin bir Çin kaşarı. "Ee kötü bir zamanda mı geldim?" gözlüğünü silmekle meşgul Harry'e bir bakış attım.

"Ah...merhaba."dedi Harry şaşkın şaşkın.

"Ee..."dedi Cho. "Şey...bir merhaba diyeyim demiştim... Eh sonra görüşürüz."

"Mahşer günü görüşürsünüz." diye homurdandım duyabileceği bir sesle. Gıcık kız.

⭐️

Bir şey diycem. Şimdi, hani sinek öldürdüm ya terestralleri görmem gerekmez mi? Sonuçta oda canlı.

Herneyse. Bölüm kısa oldu biliyorum ama zor yazdım. İnternetim az ve internetsiz bir yerdeyim işte. Elimden geldiğince hızlı yb atıcam.

BU ARADA GORİC'İN YADA PROFESÖRLERİN YADA BAŞKA BİRİLERİNİN HESABINI AÇMAK İSTEYEN VARSA MSJ ATSIN. EYV.

NOT: HESAP AÇAN KIŞİLER DIĞER KARAKTERLERI VE BENI TAKIP ETMELIDIR. TŞK.

İkiz-(HARRY POTTER)-Donde viven las historias. Descúbrelo ahora