Çok Amaçlı Godric

3.5K 389 264
                                    

Gözlerim, Alya'nın sehpaya bir şekilde tutturduğu telefonda, dizi izliyor. Ellerimse keskin bir bıçakla kestane çiziyordu.

Ekrana kilitlenmiş bütün dikkatimi oraya vermiştim ki ekranda birden beliren uzaylımsı yaratık nedeniyle "ah!"diye bağırdım.

Pis bıçak. Elimi kesmişti.

Elimi refleks olarak ağzıma götürüp emdim ve bir kaç saniye boyunca Alya'nın kınayıcı bakışlarına maruz kaldım.

"Ne?!"dedim en sonunda elimi ağzımdan çekerek. Kaşlarını kaldırıp bana tip tip bakmaya devam etti.

"Doğruyu söyle."dedi en sonunda."cadı mısın? Değil misin?"

Kesilmiş elimi sallayıp üstüne üfledim.

"Tabiki cadıyım. Ama bize okulda büyüyle kestane çizmeyi öğretmiyorlar." diye tersledim onu. Okuldan yeni gelmiştik ve Harry bir şeyler alma bahanesiyle odadan sıvışmıştı. Zaten geçen yıl evlat edinip buradan giden birinin odasında yatıp kalkıyordu. Ama gündüz okul olmadığı zaman da bizim odadan çıkmıyordu.

Alya bana doğru kaçamak bir bakış atıp dikkatimin onda olmadığını sanarak yanımda duran asayı hızla eline aldı ve telefonuna doğrulttu.

"Wingardium Leviosa!!!" diye bağırıp asamı salladı. Kaşlarımı kaldırıp ona amacın ne anlamına gelen bir bakış attım. Yüzünü hüzünle buruşturup asayı bir kenara fırlattı.

"Muggle olarak ölmek istemiyorum!"diye haykırdı. "Niye büyü yapamıyorum? Ben Muggle olamam zihin gücümle kaşığı bükebiliyorum. Senin asan bozuk!"

"Şey, evet asam bozuk. Bunu Harry'nin asasıyla denemelisin. Bu arada Harry nerde?" diye sorduğum an içeri söylenen bir Harry daldı.

"Ya bir kaymak birazı almaya gittim. Sizin şu Müdüre dediğiniz fındık faresi görünümlü kadın aranmadık yerimi bırakmadı! Neymiş efendim? Buraya böyle şeyler sokmak yasakmış! Muggle ezmesi yapıp Godric'e yediricem onu."diye hofladı pofladı ve ranzanın altına oturdu.

Harry'nin Godric demesiyle aklıma gelen şey yüzünden yerimden fırlayıp sırt çantama koştum.

Godric'i çantada unutmuştum!

Umarım boğulmamıştır, ya da açlıktan ölmemiştir çünkü çantamın fermuarlarından içeri hava giriyor.

Aceleyle çantayı açtım. Godric mutlu bir şekilde tıslaya tıslaya uyuyordu. Çantamın içindeki tüm nutella stoğum bitmiş kıyafetlerim yumak gibi top yapılmış bir şekilde Godric'e yataklık yapıyordu.

Oflayıp Godric'i çantamın içinden çıkardım. Sersem yılan! Ne hakla nutallamı yer?! Ölüm döşeğinde olsa bile yenmemmeliydi.

"O bir yılan mı?!" diye sordu Alya heyecanla. Ve hızla yanıma koşup ona yakından bakmak için üstüne eğildi. Baksın diye masanın üstüne koyup Harry'nin yanına gittim.

Bir elinde dergi diğer elinde kaymak birası vardı. "Hani içeri sokamamıştın?"diye sordum kaşlarımı çatarak. Bana yan yan bakıp bir yudum daha içti.

"Benim babam bir çapulcuydu. Bir aramayı atlatamıyacağımı mı sandın?" diye sordu dergisine geri dönerek. "İster misin?"

Yüzümü buruşturup elindeki şişeye baktım. "Hayır."diye soludum en sonunda.

"O almaz ama ben alırım." dedi Alya. Ve Harry'nin yanından bir şişe kaptı. "Almamalıda zaten... Mary'nin bademciklerini aldırdığı gün çok korkunçtu. Narkoz etkisindeydi ve bir ağlıyor bir gülüyordu. Hemşireye bütün sırlarımızı anlattı ve hakkında her şeyi. Kimlik numarasını, telefon numarasını, en sevdiği şarkıyı, en sevdiği kitabı, okulda nasıl dişini kırdığını, kendini nasıl bu yetimhanede bulduğunu, baş düşmanlarını, fobilerini ve daha bir çok şeyi anlattı. En son amilyathaneye girerken I love Harry Potter, diye bağırıyordu." kafasını iki yana sallayıp iç çekti. "Hemşire kötü biri olmadığı için dua etmeliyiz."

İkiz-(HARRY POTTER)-Donde viven las historias. Descúbrelo ahora