Good Bye

4.3K 258 426
                                    


Yüzüstü yatmış, uyuyordum. Sessizlik uyumam için harika bir ortam oluşturuyordu. Bir an çıplak mıyım diye şüpheye düşüsemde olmadığımı fark ettiğimde yere iyice yayılıp kafamı kollarımın üzerine koydum.

Ölmek de ne yorucu işmiş ya.

Tam uyuyordum ki birinin beni dürtmesiyle yerimde kıpırdanarak homurdandım. Ölüye de rahat yok.

"Uyan Mary."dedi Harry'nin sesi. Çenesini kapatmasını mırıldanıp ona arkamı döndüm.

"Sabah oldu! Kalk!" dedi bu seferde beni sarsarak.

"Ne yapıyım?!" diye cırladım. "Fotosentez mi? Zaten öldüm moralim bozuk. Çeneni kapa da uyuyayım."

"İyi uyu!" diye homurdandığında gözlerimi açıp ayağa dikildim. "Uykumu kaçırdın." dedim etrafa bakarken.

Parlak bir sesin içinde duruyorduk. Ama bu sis gibi bir sis değildi. Çevre bulutsu buharla kaplanmış değildi; daha çok o bulutsu buhar henüz biçimlenip de çevreyi oluşturmamış gibiydi. Üzerinde durduğum yer beyaz gibi görünüyordu. Beyaz bir koltuk gibi, ne sıcak ne soğuktu, sadece oradaydı işte: üzerinde olunacak düz yumuşak bir şey.

Üzerime baktığımda gözlerimi devirerek fısıldadım: Morgana!

Üzerimde orta çağdan kalmış adını bilmediğim beyaz bir elbise vardı. Kolları ispanyol paça gibi uca doğru neredeyse yere değicekmiş gibi genişliyordu ve belinde acayip bir kemer vardı. Ayrıca saçlarım gene iki yandan örülmüştü. Oflayarak iğrenç beyaz fiyonkları saçımdan çıkardım ve saçımın örgülerini açtım.

"Çok... Nostajik görünüyorsun." dedi Harry üzerime bakarak. Yüzümü buruşturdum ve ben de onunkine baktım. Hadi ama! Onun üzerinde niye normal bir cübbe var?

Oflayarak karşıdan gelen karaltılara diktim gözlerimi. Bize doğru hızlı hızlı gelirlerken beyaz atmosferde oldukça dikkat çekiyorlardı.

Onları iyice görebildiğimde bana beni korkutacak kadar çok benzeyen biri yaklaştı. Aramızdaki tek fark onun benden üç dört yaş büyük görünüyor oluşuydu. Onun yanında duran Morgana'ya bakıp kollarımı göğsümde kavuşturdum.

"İnsanlar buraya daha kolay alışsın diye gelecekteki halleriyle mi tanıştırıyorsunuz? Bence bu korkunç." dedim büyük halime ters bir bakış atarak. Sanki bize sarılmak istiyormuş gibi görünüp bakışlarımı gördüğünde durmuş gibiydi.

Büyük ben, büyük Harry'le aynı anda kaşlarını kaldırıp birbirlerine döndüler ve güldüler.

"Emmm." diyerek tek ayağımın üzerinde zıpladım ve ben de yanında duran Harry'e baktım.

Yüzünde koca bir şok ifadesiyle büyük hallerimize bakıyordu. Onu birkaç kere dürttükten sonra oflayarak kafasına vurdum ve sanki ben yapmamışım gibi kollarımı kavuşturup Morgana'ya baktım.

"Onlar biyolojik aileleriniz. Evet geçmişte yaşamama rağmen biyoloji kelimesini biliyorum, Mary. Lütfen beni saçma sorularınla sıkma. Onları getirmem için bana yalvardılar... Bilirsin yalvarmaları nasıl sevdiğimi."

Morgana'nın umursamaz yüzüne son bir bakış attıktan sonra kalp atışlarımın hızlanlanmasını engelleyemeyerek-

"Sen duygusal duygusal bakabilirsin, Lily. Ama ben o kadar sabırlı bir insan değilim." dedi babam. Ve benle Harry'i aynı anda kollarının arasına aldı.

O kadar sıkıyordu ki eğer ölü olmasaydım kemiklerimin kırılma sesini duyacağım emindim. Acı hissetmediğim için bunu umursamadım ve ben de ona sarıldım.

İkiz-(HARRY POTTER)-Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum