Aslında önceki bölümü büyük ihtimal unuttuğunuz için hatırlatma yapmam gerekiyor ama sori. Ekranı aşağı doğru kaydırıp öteki bölümü hatırlayabilirsiniz. Sevgiler saygılar.
🔊
"Hadi Alya." dedim Alya'nın yanağını sıkarak. "Biliyorum hayran olduğun biriyle tanışıcaksın ve çok heyecanlısın. Ama cidden saçını sarıya boyamana gerek yok." dedim elindeki boya kutusunu çekerek. Alya elindeki fırçayı masaya koydu ve ağlamaklı bir yüz ifadesiyle kollarını göğsünde kavuşturup arkasına yaslandı.
"Kendini daha rahat hisseder diye şey etmiştim..."dedi "ya saçım sarı değil diye beni sevmesse?"
Harry sırıtıp Alya'ya baktı ve "Daha iyi işte." dedi." seninle Malfoy'un sevmedikleri adlı bir kulüp kurarız."dedi. Ardından bana döndü."Hem bu işin saçla bir alakası olsaydı o salak Malfoy kardeşimden biraz uzak dururdu. Nerdeeeee."
"Kapa çeneni Harry." dedim elimdeki boya şişesini sırıtan Harry'e atarak. O gıcık arayıcı refleksleriyle şişei kolaylıkla yakaladı. Ona dil çıkarıp ayaklarımı sehpaya uzattım.
Salak heri. Hep benle uğraşıyo. Yanında hayranı olan biri var ya, o yüzden. Kesin biliyordu şişeyi ona atıcağımı o yüzden yakalayabileceğini göstermek için... Neyse geçen gün yıllarca kaldığım ama hala gizemini koruyan bu odayı araştırıyordum. Ve bilin bakalım Mary ablanız ne buldu?
Duvara kazınmış bir Tom Riddle ismi.
Şaşırdık mı? Hayır. Sonuçta Tom'cuğumuz pek sever devlet malına zarar vermeyi.
"Bana kalırsa bunu Dumbledore'a söylemeliydik." dedi Harry. "Şimdi kim bilir yanında hangi ölüm yiyenle gelicek?"
Ölüm yiyen, ölüm yiyen, ölüm yiyen... Birazda güzel şeyler düşünmelisin Harry. Mesela acaba Draco gelirken yiycek bir şey getiricek mi? Ya da Godric ağzında sallanan bir ölüm yiyen koluyla dönücek mi gibi. Ama sen bunları düşünemezsin ne yazıkki.
Çünkü sen ben değilsin.
"Dumbledore eğer beni dinlemeyip o yüzüğü taktıysa zaten ölücek. Ve ben ölücek bir adamdan yardım istemeyi doğru bulmuyorum. Bırakın hayatını yaşasın. Zaten yıllarca senle uğraştı."dedim."insanlar en azından öl-"
"Boş boş konuşma Mary!"diye cırladı Alya. "Eğer Dumbledore'un ölmesini engellemessen bir değil iki ölüyle uğraşırız."
Pki apa sstm.
Konuşmalarımın içeriklerini kısıtayan Alya'ya mesaj alındı der gibi bakıp ayakkabılarımın bağcıklarını bağlamak için yere eğildim.
Tavşan yuvasından çıkmış, ağacın etrağfında iki tur dolandıktan sonra canı nutella çekmiş. Canı nutella çeken tavşan dayanamayıp markete gitmiş ve ordaki tüm nutellaları yemiş. Tümünü yediğini gören meri adlı cadı ona bir büyü yapmış. Bir tavşana büyü yaptığı için cezalandırılan cadı hayatını bir tavşan olarak sürdürmeye mahküm olmuş. Zıplamış hoplamış bir delik bulmiş ama... Meğerse bu delik büyü yaptığı tavşanın deliğiymiş. Deliğe girince tavşan onu tanımamış tabii. Tanısaymış onu bir güzel döv-
"İyi misin Mary? Tam on dakikadır bağcığınla boğuşuyorsun."dedi Harry kaşlarını kaldırarak. Elimdeki bağcıklara bakıp omuz silktim. Kendimi fazla kaptırdım galiba.
"Biri bacığımı bağlayabilir mi? İyi bir sabah geçirmiyorum. Ve açıkçası bağcık bağlamayı da bilmiyorum."
Harry oflayıp yere diz çöktü ve yerdeki ipleri alıp değişik hareketler yapmaya başladı.
