Çilek Reçeli

3.7K 328 72
                                    

"Ye yawrucum ye."dedi annem. "Zihnin açılsın, bak şu kitapta çok iyi. Onada çalış! Bir zamanlar James'in saçını bu büyülerle kesmiştim. "

Ağzıma tıktığı tavuğu geri püskürtüp annem iyimi diye ateşine baktım. Ne olur ne olmaz yani. Sonuçta kütüphanenin bütün kitapları masamıza getirdi ve şuan yanında getirdiği her şeyi ağzıma tıkıyo. Ve benden beklenmiycek şekilde artık yemek istemiyorum.

"Anne sen iyi misin? Ne bileyim otuz yaşında gibi davranıyorsun." Annem ağzıma bir tane üzüm sokuşturduğunda bir şey daha yersem kusucağımı farkedip tabağı annemin elinden alarak bir rafa koydum.

''Dumbledor'la konuştum Mary." dedi içinde son kalan geçmiş kırıntısı. " Ruhlarımızın buraya uyum sağladığını söyledi yani bu senenin sonuna kadar gitmezsek-"

"Lily, ingalıyor mu!" diye cırladım.

"Hayıy, ingağlamıyorum. Halam buraya gelmeden beş dakka önce elime bu iksiri tutuştuymuştu. İçtiym, etkisini birazdan gösterir. Bu ayada halam sen oluyorsun."

"Onu bende biliyorum. Ama şuan iksir yeteneklerime hayran kaldım." dedim hayranlıkla iksir şişesine bakarken.

"Onu sen yapmadın ki. Yağni denediğin ve evimizi pamuk şekerle kapladığı saymazsak, bilerek yaptığını sanmıştım." Lily'nin yüzünde pamuk şekerli evin ne kadar güzel olduğunu gösteren bir sırıtış vardı.

"Hadi Mary, çalışmalısın . Üçüncü göreve çok az kaldı." Annem raftan aldığı büyü kitabını alıp pat diye önüme koydu. Sonra ikiside kalkıp gülüşerek gitti. Oflayarak kitabın kapağını açtım, çalışmam tabiki gerekiyordu. Ama çok nadir kütüphaneye geliyordum ve ne nerde bilmediğim için annemin yaptığı kitap yığınının altında ezilmekten korkuyordum.

Temel büyüleri bildiğim için ayrıntı kitapları incelemeye başladım. Çok zor büyüler vardı ama hiç uğraşamam şimdi. Başkaları yapsın o büyüleri.

Bir kaç dakika Godric'le sersemletme çalıştık. Yani o kaçıyor ben onu sersemletmeye çalışıyordum. Bi tane daha sersemletme atmıştım ki tamda büyüyü gönderdiğim yere biri oturdu.

Ahanda Cedric.

Niye yılanımı korumak için kendini feda ediyorsun?

Sersemlemiş Cedric'i çözdüm ve ona hayırdır bakışlarımı attım. Tırsak tırsak Godric'e bakınca göz devirip Nutella yiyen yılanımı topuzuma doladım gibi bir şey. Çünkü büyümüştü ve kafamdaki topuza sığmıyordu.

Cedric bir bana bir yılamcığıma baktı. En sonunda umursamamaya karar vermiş gibi omuz silkti.

"Tahmin ediyim, bütün kitaplar bu masada olduğu için birkaç tanesini almak istiyorsun. Ama vermiycem, zaten bunları biliyorsundur." tip tip yüzüme baktı. Tipitip yağ.

"Mary."

"He," diyip çantamdaki telefonu çıkarıp ses kaydını açtım. Niye? Niyesini bende bilmiyrm.

"Kitap istemeye gelmedim. Demin burdan giden kızlar varya..." dedi elleriyle oynarken.

Yoksa anneme mi aşık oldu! Valla Cedric'miş vampirmiş demem öldürürüm! Sen kim vampiir!

"Eeee..." dedim gayet sakin bir şekilde. Elleriyle oynamayı bırakıp merakla bana baktı.

"Birine niye anne diyordun?" tükürüğüm boğazıma
Kaçtı ve boğulur gibi öksürmeye başladım. Godric dişlerini geçirdiği şişeyi bana doğru getirince onu alıp kapağını açtım ama ben açana kadar Godric'in açtığı deliklerden sular taşmış ve şişenin içinde hiç su kalmamıştı. En sonunda Cedric elime bir şişe tutuşturunca onu içtim. Bu büyücülerin hepsi mi salaak yoksa ben öylelerine mi denk geliyorum? Yaw olum sen büyücüsün. Boğulma geçiren büyüyü yapıcaksın o kadar.

"İyi misin?" didi Cedric bana endişeyle bakarken.

"İyiyim ya, bir şeyim yok." dedim öksürmekten çatallaşmış sesimle. Ama telefonumun ekranını ayna gibi kullandığımda yüzümün kıpkırmızı olduğunu farkettim.

"Godric Nutella getirsene." Godric, herzaman ki işini yapmak için uzaklaştı.

"Çatalağız mısın!" diye ciyakladı Cedric. Ona bön bön baktım.

"Tamam, konuştuğumu duymamış olabilirsin ama hakkımda çıkan haberleri de mi okumadın?"

"Okudum... Sadece böyle diyince daha güzel oluyorda."

Adam haklı. Ben olsam bende öyle yapardım.

"Neyse," dedim kalkarken. "Sonra görüşürüz. Derse gitmem gerekiyor. Byyys."

🕑🕒🕓🕔🕕🕖🕗🕘🕙🕚🕛🕜🕝🕞🕟🕠🕡🕢🕣🕤🕥🕦🕧

"Bu ne Potter! Bunun mavi olması gerekiyordu, pembe değil. Ve ben bu tarifte çilek falan göremiyorum." dedi Snape alayla tahtayı gösterirken.

"Bu iksir mavi Profesör." dedim çilek reçelimi karıştırırken.

"Hastane kanadına gitsen iyi olur Potter. Gözlerin bozulmuş sanırım." dedi alayla sırıtırken. Elimdeki kepçeyle reçelin tadına bakıp biraz daha şeker ekledim.

"Bu iksirin mavi olduğunu yalnızca akıllılar görebilir Profesör. Mesela Caty görüyor, değil mi Caty?" diyip dirseğimle Caty'i dürttüm.

"Evet, efendim. Bu iksir kesinlikle mavi hatta dediğiniz gibi kıvamında ve içindeki her şey erimiş."

"Sen onun avukatı mısın?" dedi Snape soğuk soğuk. Kaşlarını çatmış bütün dikkati bizde olan sınıfa ters bakışlar yollamıştı.

"Avukatım olsa niye birdaha okusun!?" Snape dişlerini gıcırdattı.

"Bu akşam cezaya kalıyorsun Potter! Kazanları siliceksin." diye tısladı dişlerinin arasından. Omuz silkip reçelimi karıştırmaya devam ettim. Puan kırsa olmazdı zaten.

🍉🍉🍉

"Godric, hadi gel gidiyorz." Godric omzuma çıkınca iksir sınıfına doğru yol aldım. Arkamdan birinin geldiğini hissediyordum ve bu hiçte korkunç değildi. Hogwarts'tayız. Bundan daha korkunç şeylerde var, mesela üç başlı köpek, at adamlar, dev örümcekler, şuan olmayan bir basiliks ve Flich var. O adamdan korkmuyorum desem yalan olur şimdi.

Köşeyi dönünce durup gelicek kişiyi bekledim. Biri önümden geçip yürümeye devem ederken yakasından tutup duvara yasladım ve asamı boynuna tuttum.

"Lumos." Eh, karşımda Cedric'i görmeyi beklemiyordum da denebilir.

"Cedric," diyip asamı indirdim ve yakasını bıraktım. "Bu saatte burda ne yapıyorsun? "

"Asıl sen ne yapıyorsun?" dedi Cedric yamulmuş yakasını düzelterek. Çocuğa bak, gece gece yakalı tişörtle geziyo. Ben, ben her zamanki gibiyim. Altımda tayt üstümde unicorn yazan pijama üstüm var.

"Cezaya gidiyorum. Hem önce ben sordum. Huflepuff'un zindanlarda olduğunu sanmıyorum." Omuz silkip yere dökülmüş çoklatla bisküvileri topladı.

"Mutfağa gitmiştim. Bilirsin, ortak salonum mutfağın orda. Dedim bir iksir sınıfına gideyim. Belki dağınıktır dedim, toplıyım dedim. Çünkü çok işsizim." Yerden kalkıp üstünü silkeledi.

"Heee tamam." dedim." O zaman benim yerime sen toplarsın. Ben yatmaya gidiyorum, kovalasın seni Nutellalar."

"Gerçekten mi Mary?" dedi Cedric. "Ben niye öyle bir şey yapıyım, bende ceza aldım." Ona valla mı dercesine bakınca oda valla dercesine baktı.

"İyi o zaman, bisküvileri ben taşırım." diyerek elindeki çukulatalı bizküvi tabağını aldım. Ve üfleyip yemeğe başladım.

Yazık mı olsun ayol!

🔮

Şimdi size bir kaç bir şey söylemek istiyorum;

Birkaç bir şey

-Lordiçe Kızıl Potter.

İkiz-(HARRY POTTER)-Where stories live. Discover now