Geçen günler içerisinde Slughorn noel partisi yapıp beni davet etmemişti. Beni beni Mary'i.
Gitmek istediğim zaten söylenemezdi ama bu durumun egomu okşadığı da söylenemezdi. En sonunda senin partine mi kaldık diye düşünüp tanıdığım ve partiye davet edilmeyen birkaç kişiyi toplayıp unicorn odasında sinema gecesi yapmıştım. Bir dolu aburcubursa onları kandırmama yetmişti.
Sonuç olarak Harry'nin beni götürmek için ettiği tüm davetlere ve yalvarmalara rağmen aralarında Caty'nin de olduğu bir gurupla tüm gece film izlemiştik. Caty başta bana pis pis baksada muz gösterince hemen yumuşamıştı.
Herneyse noel geçmişti ve tatilde okulda kalıp gidecek bir yeri olmayan, zavallı, madur safkanımız Draco'nun yanında kalmıştım. Gerçi Remus da şifreli bir mektupta yeraltında olduğu hakkında bir şeyler yazmıştı. Herhalde kurtadamlarla konuşmaya gitti.
Sonuçta tatil de bitti ve herkes okula geri döndü. Sayılır. Çünkü dönemeyenler de var. Neyse, Harry'nin o muhteşem rüyayı gördüğü zamanı hatırlıyor musunuz? Hah, işte o zamandan beri garip davranıyor, gözü hep üzerimde ve her zaman tetikte gibi. Ona abarttığını falan söyledim ama dinleyen kim?
Şuan da sevgili Slytherin masasında oturmuş çatalımdaki patatesi tam ağzıma atıyordum ki çatalın bir anda boşalmasıyla ağzıma giren şey boş bir çatal oldu.
"Ne yapıyorsun Harry?!" diye ciyakladım çatalımdaki patatesi almış Harry'e ters ters bakarken. Omuz silkip önümdeki tabağı aldı ve başka bir tabak koydu.
"Biri seni öldürmek istiyor Mary.'' dedi masadakilerin garip bakışlarını umursamadan. "Ben olmasam çoktan ölmüş olurdun."
Gözlerimi yuvarlayıp önüme koyduğu nutellalı ekmekten bir ısırık aldım. "Abavtoyoson. Höm bönem bordo oturcağımı norden bilcok kö?"
"Ağzında bir şey varken konuşma, boğulcan. Ayrıca sen hep aynı yere oturuyosun." dedi Harry ve arkasına dönüp uzaklaştı. Doğru diye mırıldanıp ekmeğimden bir ısırık daha aldım ve salonu incelemeye başladım.
Çoğu kişi derse yetişme çabasıyla hızlı hızlı yemek yiyordu. Bazıları yapmadıkları ödevleri tabaklara koymuş hızlı hızlı bir şeyler karalıyorlardı. En sonunda onlara bakmayı kesip balkabağı suyumdan koca bir yudum aldım.-ki o da Harry tarafından değiştirilmişti.
Ya anladık biri beni öldürücekte, bunu zehir yoluyla yapacağı ne malum? Belki benden nefret ediyo ve crucio yapa yapa öldürcek? Olamaz mı?
🍼🍼🍼
"Cisimlenme dersi var." dedi Caty. Ettiğimiz saçma kavgayı unutmuş gibi bir hali vardı. "Düşünsene kızım! Burdan muz müzesine cisimleniyorum!" dedi iç geçirip aşk acısı çeken ergenler gibi elini kalbine koyarak.
'Ben bir büyücüyüm, elinde sopa tutan bir babun değil.' yazan Seamus'a bakmayı kesip ona döndüm.
"Aynen. Cisimlenmek harika bir şey. Eskiden cisimlenmeyi şey sanırdım... Böyle bir cismin kılığına girip cisimden cisme atlamak gibi bir şey."dediğimde Caty bana sen nerde büyüdün adlı bakışlarını gönderip bu günün tılsım konusu olan saf su çeşmesi yapma çabalarına geri döndü. Ben kendiminkini çoktan yapmış yalde yüzümü suya soktum.
Ahhhhhhh
"Cisimlenmeye gidelim hadi." dedi Caty beni çekiştirerek. "Ders bitti Mary. Durdur şu suyu." yüzümü sudan çekip Caty'e ters bir bakış attım ardından ayağa kalktım.
Sınıftan çıkıp deli danalar gibi koşturarak cisimleneceğimiz yere geldiğimizde ellerimi dizlerime koydum ve soluklanarak yere çizilmiş dairelerden birine geçtim.
