NUTELLALI EKMEK LOVE

4.1K 301 244
                                    

"BİRDAHA BENİ YALAN SÖYLEMEKLE SUÇLARSAN DAHA BETER YAPARIM!" diye bağırdım yerde hareketsiz yatan Umbrıdge'ye. Yer sallanıyor deprem oluyordu adeta. Kadına biraz daha yaklaşıp tepesine dikildim. "EĞER TAŞAN BİR ŞEY VARSA O DA SABRIM. BİRDAHA SAKIN SABRIMI ZORLAMA." Umbrdge titredi delirmiş gibi kafasını salladı ve kazıdığım yerlerini ovuşturmaya başladı.

"Ve artık asla pembe giymeyeceksin." dedim tehditvari bir sesle.

"Beni tehdit mi ediyorsun?" diye mırıldandı yok denecek kadar kısık sesiyle. Kapıdan çıkmadan önce mırıldandım. "Seni tehdit ettiğimde, emin ol anlarsın."

🍼🍼🍼🍼🍼

Ağzıma bir patates daha atarak Umbrıdge'ye baktım. Üstüne pembeye dönük mor bir cübbe giymiş, bana kaçamak bakışlar atıyordu. Sırıtıp yemek yemeye devam ettim. İnsanların rüyalarına girmeyi seviyorum.

Bana doğru öfkeyle soluyarak gelen Harry'i gördüğümde kaşlarımı çattım. Tam yanıma gelip beni kolumdan sertçe tutup çekti. Ve büyük salondan dışarıya sürükledi, kendimi çekmeye çalışsamda olmadı. Çünkü dizilerde hep öyle olur.

Omzumu sıkıp birleşme düzeyine gelmiş kaşlarını mümkünmüş gibi biraz daha çattı.

"Biri bana selam söyledi." dedi dişlerinin arasından.
"MERLİNİN SAKALI MARY! YAŞINA BAŞINA BAK! BUNU NASIL YAPARSIN? HEMDE MALFOYLA!"

Ellerini omzumdan itip hafifçe ağzına vurdum.

"Ayıp! Ablaya bağırılmaz!"

Ve sonra tahmin ettiğiniz üzere oradan kaçtım, arkamdan bağırışlarını duyabiliyordum. Ama biz aynı yaştayız. Abim değil bişeyim değil. Yani belki kardeş olabiliriz. Ama çok belki...

Hızımı alamayıp bir bedene çarptığımda burnuma çarpan hamsi kokusunundan kim olduğunu anlayarak geri çekildim ve koşmaya devam ettim.

"Niye banden kaçıyorsun?"diye bağırdı Draco.

"Senden değil Harry'den kaçıyorum. Ve sende kaçsan iyi olur. Tekvando ustası." dedim köşeyi dönmeden önce

🌯🌮🌭🍕

Domuz kafasının içine girdiğimde yüzüme çarpan keçi kokusuyla burnumu tıkadım. Ne olurdu sanki Nutella koksa.

Bronz üçlünün yanına gidip masaya oturdum. Harry, sabahki meseleyi unutmuş endişeli görünüyordu.

"Dört kaymak birası lütfen." dedi Hermione.

"Yok, ben almıyım." dedim.'' O bende kafa yapar. Sen bana bir çilekli süt ver abi." Adam bana tip tip bakıp omuz silkti ve kaymak biralarını getirdi.

"Çilekli süt yok." dedi ve önüme normal süt koydu. Burnumu kırıştırıp bardağı ittim.

"Kalsın o zaman. Ben Nutella yerim." Adam kafasını sallayıp hesabı masaya koydu. Harry ödeyip bize döndü.

Birahanenin kapısı açıldı. İçeriye sızıp odayı ikiye bölen kalın, tozlu ışık huzmesi, aceleyle içeri giren bir kalabalığın önünü kesmesiyle yok oldu.

Kitapta adı geçmiyen, Caty, Hez, adının Andlew olduğunu bildiğim bir kartal, Olive ve Merlin girdi... Hadi ama Caty!

"Selam." dedi bara ilk ulaşan Fred. Hızlıca arkadaşlarını saydı." Lütfen bize... Otuz tane kaymak birası verir misiniz?"

Barmen Fred'e dik dik bakıp elindeki kirli bezi atarak insanlara kaymak biralarını dağıtmaya başladı.

"Hadi bakalım, pamuk eller cebe, bunların hepsine yetecek kadar altın yok bende..." Dedi Fred.

Herkes parasını ödeyip yerleştiğinde kavanozumdan bir kaşık daha alıp ayağa kalktım.

"Merhaba sevgili Hogwarts öğrencileri." dedim tek nefeste. Daha sonra ellerimi birleştirip konuşmacıların yaptığı hareketleri yaparak konuşmama devam ettim.

"Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Bu gurup genç yetişkinler için. Yaşlı bebekler için değil..." dedim gözlerimi Çinli ve arkadaşının üstüne dikerek. Bir kaç kişi güldüğünde onlara en pis bakışlarımı atarak susturdum.

"Hermione'in aklına KSKS'ye çalışmak için bir gurup kurmak geldi. Bende buna zaten dünden razıydım, biliyorsunuz ki o yaşlı kurbağanın tek yaptığı şey' ehm ehm' demek. Herneyse, lafı uzatmayalım. Bu büyüleri öğrenmeliyiz çünkü Lord Burunsuz geri söndü... Yada Voldemort."

Tepki ani ve tahmin edilen cinsten oldu. Cho'nun arkadaşı haykırdı ve üstüne kaymak birası döktü. Parmak titredi, Neville ise havlamaya benzer, kesik kesik bir ses çıkardı, ama bunu bir öksürüğe çevirmeyi becerdi. Artık bazı gözler Harry'nin üzerindeydi.

"Kim-olduğunu-bilirsinin geri döndüğünün kanıtı nerde?"diye sordu bir Huflepuff hayli saldırgan bir sesle.

Acıyan gözlerle ona bakıp. Umbridge gibi gülümsedim.

"Aaa." dedim. "Havada bir şey var... Pardon, IQ seviyenmiş."Ve cebimden Voldemort ve ölüm yiyenlerin toplanmış olduğu resmi uçak yapıp ona attım." İstediğin kadar bak. Hatta verde burnundan sokup kulağından çıkarıyım. Belki daha rahat anlarsın."
Geri kalan insanlara göz gezdirip cebimde ne kadar foroğraf varsa hepsini çıkarttım.

"Başka kanıt isteyen var mı? Çünkü bütün öğleden sonramı Voldemort'un geri döndüğünü anlatmakla geçirmiycem."

Hepsi sus pus olduğunda Hermione konuşmaya başladı. Onlara bir şeyler anlatırken bende nutellamı yemeye devam ettim.

"Peki Dumbledore'un odasındaki kılıçla bir basiliks öldürdün mü?" dedi Terry Boot Harry'e bakarak.

"Şey-evet , öldürdüm, evet,"dedi Harry. Kalabalıktan ooo gibi yada ıslık sesleri falan geldi.

"Ve ilk yılımızda,'' dedi Neville tüm guruba." Şu filoloji taşını kurtardı."

"Felsefe," diye tısladı Hermione. "Ama bunları yaparken hep yardım aldım."dedi Harry. Oflayarak ayağı kalktım.

"Evet, bende üç büyücü turnuvasını kazanıp Voldemort'a savaştım. Harikayım, ama konu bu değil."

"Bize bunları göstermekten kaytarıp böyle vızır vızır vızıldamayız mı düşünüyorsun?" dedi Smith gözlerini bana dikerek.

"Bana bak Smith! Eğer şuanda susma hakkını kullanmazsan en büyük kabusun olucam ona göre!" diye tısladım dişlerimin arasından.

"Sana niye güvenelim?" dedi Cho'nun salak arkadaşı. "Çatalağızsın ve Slytherin'sin."

"Aynı zamanda sınıf başkanıyım! Güvenip güvenmemende umrumda değil. Kapı şurda." dedim çıkışı göstererek. Kimse kıpırdamadığında sinirle iç çektim. En azından birkaç kişi gitse işimiz kolaylaşırdı.

Hışımla yerime oturup depresyon ilacını ağzıma tıktım. İmzalar atıldı falan. Saatleri kararlaştırdılar. Ama dikkatimi çeken şey Andlew'inde imza atmasıydı.

🍭🍭🍭🍭🍭🍭

Adım MARY MARRY DEİL. Yada MERRY.

Benimle birlikte takrar edin. MARY.
bir kez daha MARY.

Başta telefonum olmak üzere tatilimde emeyi geçen şarj aletim ve bilgisayarıma sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

İkiz-(HARRY POTTER)-Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt